Bir süre hiçbir şey söylemeden gözlerime baktı ve daha sonra başını öne eğip gülümsedi. Başını kaldırdığında sanki dahada yakınımdaydı. Başımı ellerinin arasına aldı. Ne olduğunu anlamaya çalışırken ani bir tepki verdim.
"Ne yapıyorsun?"
"Sürekli başını çevirmenden sıkıldım diyelim."
Bu sözlerin bitiminde dudaklarımda nazik bir baskı hissettim.Her şey bir anda değişti.
Bakışlarımız her zamankinden farklıydı... Aşkımızın büyüsü gözlerimizi kamaştırmış olmalı ki yavaşça gözlerimizi kapattık. Sanki başka bir alemdeydim. Ellerim buz kesti, buna inat tüm bedenimi ateş sarmıştı resmen. Kalp atışlarım can çekişiyormuş gibi yoruyordu beni. Sadece dudağı değildi dudağıma değen. Aşkıydı içime işlenen... Sıradan bir dünyada değildim, kendi dünyamın dudaklarındaydı tüm kalbim. Öyle mükemmel bir andı ki...Çok geçmeden lanet bir telefon sesiyle irkildik, tüm büyü bir anda bozuldu.
Gerçek hayata hoşgeldiniz!
Hemen elini cebine atıp telefonunu çıkardı, cevap vermeden önce bana döndü."Üzgünüm, sonunu böyle hayal etmiyordum."
İstemsizce gülümsedim ve sorun olmadığını belirttim. Arayan Baekhyun Oppaydı, pasta kesmek için bizi beklediklerini haber veriyordu.
"Gitmeliyiz."
Başımı sallayarak onayladıktan sonra ayağa kalktım elimi tutmak için uzandığında kendimi nazikçe çekerek birazcık uzaklaştım.
"Belamızı aramayalım, değil mi?"
Aptalca gülümseyerek bedenlerimiz arasında açtığım boşluğu doldurdu.
"Her bela bu kadar güzel olsa ya!"
Hey! Yeterince utandım zaten senin amacın ne?
Gülümseyerek başımı öne eğdim ve yavaşca saçımı düzelttim. Çenemden tutarak başımı doğrulttu,gözleri gözlerime kenetlenmişti."Seni seviyorum."
"Ben de... seni seviyorum."
~~~~~~~~~~~~~~~~
Gözlerimi açtığımda başım hala yüksek ses müzik ve alkol kokusu yüzünden sızlıyordu. Yine de mutluydum, kalbim kıpır kıpırdı. Huzurla yataktan sıyrılıp ellerimi ve yüzümü yıkadım. Aşağı inerken kızların gürültülerinden anladığım kadarıyla yine en sona kalmıştım. Üyeler masanın etrafında toplanmış menajerimizi dinliyorlardı. Yavaşca onlara yaklaştım."Günaydın.Ve neler oluyor?"
Menajerimiz gülümsediğinde kaybolan gözlerinin incecik bir çizgiye dönüşmesine izin vererek en içten sırıtışını takındı.
"Bugün yine bir programa katılacaksınız!"
Bu düşünce beni heycanlandırsada son olaylardan sonra tedirgin olmuştum. Aynı hakaretleri bir daha kaldıramazdım.
"Şey... bu sefer tek miyiz?"
Oda rahatsız olduğumu anlamış olacak ki yanıma gelerek elini omzuma koydu.Tam ağzını açıp açıklamasını yapacakken her zaman olduğu gibi Nana araya girdi.
"Ne o? Yine EXO ile çıkalım isterdin, değil mi? Kendini onlara yamamak için daha ne kadar çabalıyacaksın?"
Bu lanet kıza tüm huzurumu içimden söküp almak, mutluluğumun sonucu olan tebessümümü yok etmek için birkaç saniye yetiyordu resmen. Bu sefer karşılıklı savaş açmak yerine menajer unniye döndüm.
"Merak etme tatlım, bu sefer teksiniz."
Başımla nazikçe onaylayarak hiç değilse saygılı tavrımı korumaya özen gösterdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IN YOUR EYES
FanficSae Jin... Siyahı pembesine karışmış... Gerçeği hayaline dalmış... Arkasında sevdiği bir adam, onun daimi koruyucusu, gerçeği, her şeyi olan... Gözlerinde ise bir hayal... Bir yıldız var uğruna gökyüzüne tırmanacağı... Bu yıldız... Gülüşüyle kalbini...