5.Bölüm

619 101 44
                                        

Herkese merhaba! Öncelikle yeni bölümü bu kadar geciktirdiğim için özür dilerim. Bir kez daha böyle bir gecikme yaşanmamasını umuyorum. Bu zaman süresince hikâyeyle ilgili düşündüm ve hikâyenin bakış açıcını değiştirmeye karar verdim. Artık hikâyeyi Sae Jin'in ağzından okuyacaksınız. Umarım bu değişikliği seversiniz. Fikirleriniz benim için çok önemli lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin.

Kendinizi Sae Jin'in yerine koyabilmeniz ve hayallerinizle mutlu olmanız dileğiyle...

Kadın yan yana oturan bu 5 kıza dönerek Sae Jin'in hayatının seyrini tamamıyla değiştirecek o konuşmayı yaptı.

"evet, şirketin yeni kız grubunun üyeleri sizlersiniz. Siz artık UP(Universe's pearl) grubunun üyelerisiniz. Tebrikler!"

Kadının söylediği bu sözlerle donakaldım.O kadar şaşırmıştım ki elimde olmadan ağzımı bir miktar açığımı fark ettim.Herkes bize bakıyordu,bizse şaşkın gözlerle birbirimize..Nasıl oldu anlayamadım, bir anda kendimi ayağa kalkmış çığlık atarken buldum.Diğer kızlarda aynı şekilde bağırıp dans ediyorlardı.Sevincimin nedeni böylesine bir başarı değil,ona bir adım daha yakınlaşmış olmamdı. Waohh onu istediğim zaman görebilirim.

Ona nasıl yakınlaşacağıma dair onlarca senaryo hazırlamıştım. Umarım işe yarar ve ben hepsini denemek istiyorum! Kendime geldiğimde etrafıma baktım, herkes bize nefretle bakıyordu ve bunu yapmakta haklılardı. Böyle bir başarıya herkes ulaşmazdı ve ben onlardan biriydim. Kendini beğenmiş gibi gözüksem de bunu hak ettiğimi düşünüyordum. Kendi kendime saçmalamam bittiğinde kadına baktım, bize:

Artık susansızda ben konuşsam

der gibi bakıyordu. Hepimiz ciddileşerek kadının karşısına dikildik.

"Sevinmeniz bittiyse bir şey daha söylemeliyim. Hepiniz yarın sabah 8 de burada olun şimdi isterseniz çıkabilirsiniz, erkek grubunu açıklamalıyım ve etrafımda sizin gibi fazla heyecanlı gençler görmek istemiyorum."

Ah emin ol bende seni görmek istemiyorum.

Oradan hemen kaçmak istedim, kızlar eşyalarını toparlarken ben onları bekledim. Sıra erkek grubuna gelmişti. Bizse toparlanmış odadan çıkmak üzereydik, en arkada ben olduğuma göre kapıyı kapatmak da bana kalmıştı. Ama ben kapıyı kapamadım ve bir süre bekledim... Bunu neden yaptığımı bilmiyordum. Sanırım sadece fazla meraklıydım. İsimler açıklanmaya başladı ve adı ilk söylenen çocuk oydu.

"Yong Tae-Moo"

Demek ismi buymuş... Umurumda değil o benim için hala "güzel çocuk".

Kapıda öylece dikilirken çocuğun yüzündeki sevinci, masum gülüşünü ve parlayan gözlerini gördüm... Çok etkileyici ve güzeldi. Tıpkı Luhan Oppa gibi... Bu düşünce gülümseme sebep oldu ve kapıyı kapadım.

~~~~~~~~~~~~~~

O gece kızlarla bu haberi kutlamaya karar verdik. Küçük bir dükkâna girdik ve yerleştik. Bu kızların hiçbirini tanımıyordum ama yinede sevmiştim. İçlerinden tahminimce en küçük olanı sipariş verdi: ızgara et ve tabi ki soju...

İçkiden nefret ederim hangi çeşidi olursa olsun bu kızların içki içtiğine inanamıyorum.

Siparişler gelmeden önce biraz sohbet ettik. Hâlâ çok heyecanlı ve mutluyduk, herkes kendini tanıttı, bir grup olacaksak en iyi şekilde anlaşmalıydık. Yemeklerimizi yiyip hesabı ödedikten sonra dükkândan çıktık. Kızların evleri birbirine yakın olduğu için ben tek başıma kaldım. Dürüst olmak gerekirse eve giden yoldaki dar sokaklardan çok korkuyordum. Bu yüzden hep Tae Joon'u arar, beni almasını rica ederdim. Yine aynısını yapmaya karar verdim ama telefonu kapalıydı. Elimden başka hiçbir şey gelemeyeceği için küçük adımlarla yürümeye başladım. Sokağa girdiğimde her yer sakindi... Fazla sessiz... Bu rahatsız edici sessizliği bozan ayak sesleri oldu. Sanki biri beni takip ediyordu. Adımları olabildiğince hızlandırdım. Kalbim göğüs kafesimi delecek güçte atıyordu. Biran bile durup arkama bakamazdım, beklide teslim olmalıydım. Ama neye?

Beni ne bekliyor bilmiyordum. belkide normal bir insandır olamaz mı? Olabilir, olmalı!

Biraz sonra bir ses duydum.bu ses...çok tanıdıktı.bu ses..ablamı benden alan sesle aynıydı.biri bıçağını çekmişti bundan emindim.

Adımlarını hızlandırmalıydım ama anılarım beni ele geçirmişti. O iğrenç gecenin her dakikası gözümün önündeydi.

Pislik bir serserinin ablamla eve giderken tüm eşyalarımızı çalarak ablamı bıçakladığı gece... Ablamın acı içindeki iniltileri benim çığlıklarım üzerimdeki, ellerimdeki kanlar...

Her saniyesi aklımdaydı. o günden sonra kan görmeye dayanamıyorum. Yapabileceğim tek şeyi yaptım ve durdum. Sesler duymaya başladım, çarpışma sesi gibiydi daha çok çatışma. Kesildiğinde sokak lambasının vurduğu asfalttaki gölgeye baktım, bana doğru yaklaşıyordu. Vücudum kaskatıydı tıpkı o günkü gibi... Adımlar tam arkamda durduğunda omzumda bir el hissettim. Gözlerimi sıkıca kapatarak derin bir nefes aldım. Ve arkamı döndüğümde onu gördüm...

·

IN YOUR EYES Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin