Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın...
İyi okumalar dilerim...
*
Ne kadar süre uyumuştuk bilmiyordum. Hastane yatağı ilk kez bu kadar rahat gelmişti bedenime. Baş ucumda yatan Barlas'ın aynı düşüncede olduğunu sanmıyordum. Minicik berjere koca adamın vücudu zar zor sığmış görünüyordu. Ama yine huzurlu gibiydi. Yüzündeki tebessüm uyurken bile silinmemişti. Gözlerinin kenarında oluşan belli belirsiz çizgiler, yorgun yaşamını buradan bile belli ediyordu. Şimdi bir de ben eklenmiştim hayatına. Ama akıllanmıştım artık. Kafama estiği gibi davranıp zor durumda bırakmayacaktım onu. Elimden geldiğince yanında yer alacaktım. Henüz 23 yaşındaydım... Bilmiyordum yaşamı, insanları. Toydum... Dünyanın sadece hayallerle şekilleneceğini düşünmüştüm bu yaşıma kadar. Barlas zamanla olgunlaştırıyordu beni. Onun yanında tattığım gerçeklerle büyüyordum...
"Onu çok mu seviyorsunuz?"
Hemşirenin sesiyle birlikte gözlerimi Barlas' ın üzerinden çektim. Barlas da kıpırdanmaya başlamıştı. Kadının sorduğu soruya cevap vermedim. Ne diyecektim ki hem?
Sevmek farklı anlamları olan bir tanımdı. Arkadaşınızı, ailenizi ya da çocukları sevebilirdiniz mesela. Ama herbiri ayrı bir şeyi temsil ediyordu. Bir çocuğa duyduğunuz sevgi ile sevgilinize duyduğunuz sevgi aynı olabilir miydi?
Hemşire, kontrollerini yapıp yanımızdan ayrıldığında Barlas ile göz göze gelmiştik. Sahi ona karşı duyduğum bu yakınlığın adı neydi? Melek teyzeyi ve Ahmet amcayı seviyorum derdim mesela. Ama Barlas' a karşı hissettiğim şey, adını koyamadığım farklı bir duyguydu.
"Dinlenebildin mi?" diye sorunca, yattığım yerden doğruldum. Acı çekmediğimi ve gerçekten iyi olduğumu göstermek istemiştim.
"Evet... Sen peki, büzüşmüş kalmışsın orada?"
Barlas hızla ayağa kalkıp esneme hareketleri yaptı. O da endişemi gidermek için bu yolu seçmişti.
"Harika uyudum... Doktor gelsin çıkış isteriz bir sorun yoksa."
Onayladığım esnada doktor içeri girmişti. İyi olduğuma karar vermişti nihayet ve çıkmaya hazırdık. Barlas tutmam için kolunu uzattığında geri çevirmedim. Arabaya gidene kadar herkesin bakışlarını üzerimize toplamıştık. Kimseyi tanımasak da karşı karşıya geldiklerimiz geçmiş olsun diyerek gülümsemişti sıcak bir şekilde. Sanki bize moral olsun diye yapmışlardı bunu. Gelinlik ve damatlıkla kimse burada bir çift görmeyi istemezdi çünkü.
"Annengili aradın mı? Nasıl gideceğiz böyle eve?"
Arabaya biner binmez aklıma bu takılmıştı. Herkes şuan bizi başka bir şeyden çıkmış gibi düşünüyordu. Melek teyze ve Ahmet amca, ilk başta mantık çerçevesinde bir evlilik olduğunu bilseler de, dün Barlas o şekilde çıktıysa onlar da farklı gözle bakacaktı artık bize. Gerçek bir çifttik herkesin düşüncesinde.
"Gelelim o meseleye... Şimdi Zümra buna sen karar vereceksin..."
"Neye?" dedim devam etmesini isteyerek.
"Anneme haber verdim az önce, geliyoruz biz diye. Ama hastanede olduğumuzu söylemedim. Yani onlar da bizi, otelden çıkmış geliyor gibi düşünüyorlar... Ama yaşananları anlatmak istersen, eve gidince-"
"Hayır..." diyerek durdurdum Barlas'ı. Neye karşı bunu söylediğimi anlamadığı için biraz tedirgin olmuş görünüyordu.
"Hastane mevzusunu söylersek, öncesini de anlatmamız gerekir... Üzülsünler istemiyorum. Bu olay bizim aramızda kalırsa daha iyi olur gibi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEMDEM |✔️|
General FictionHer kalp sevgiyi kaldırmaz. Ağır gelir yüreklere... Hak etmek gerekir önce. Emanetse o sevgi kalbi yorar... *Yetişkin içerikli bölümler bulunmaktadır. Rahatsız olanların okumaması önerilir.*