İyi okumalar dilerim...
*
Hayatım farklı bir noktaya evrilmişti. Her şeyin bittiğini düşündüğümüz o olayın bize yepyeni bir başlangıç yapacağını nereden bilebilirdik ki? İki farklı yolda yürüyen, iki farklı insanı tek bir yola çıkarmıştı. Çocukluğumu çalan hayata karşı hep bir öfke vardı içimde. Geçen 12 yılın, hem bana hem de Barlas'a borcu var diye düşünürdüm. Bu düşüncem bir yere gitmedi elbette. Ama borcunu, ayrı ayrı değil de bizi "bir" yaparak ödeyen hayata daha fazla acımasız olmayacağım. Her şey belli bir düzende ilerliyor ve şuanda olan şey, ileride sizin karşınıza illaki çıkıyor. O gün olay olmasa başka bir durumda karşılaşır mıydık ya da şimdiki gibi birbirimizi anlayan ve kalbimizi açtığımız bir halde olur muyduk bilmiyorum. Ama her karşılaşmanın bir nedeni olduğunu biliyorum.
Barlas'ın kolları arasında yattığım gerçeği, gözümü açtığım an elektrik çarpmış gibi hissettirmişti. Evlenmiş olduğumuz fikrine henüz alışamamışken bastırdığımız duyguların bu kadar hızlı çıkacağını da tahmin etmemiştim. Hayatımda her şey biranda iyiye gitmeye başlamıştı. Yaşadığım onca kötülüğün ve karmaşanın ödülünü alıyordum belki de. Durulmuştum... Üzerimde ağırlık oluşturan düşünceler uçup gitmişti. Bedenimde biriken yorgunluk silinmişti. Sanki yeniden başlıyordum hayata. Ama bu sefer yalnız değildim. Sevgisini her hücremde hissettiğim eşim ve ailem vardı. Eşim... Gözlerimi kapatırsam kaybolup gitmesinden korkuyordum.
"Gözünü kapatabilirsin, hiçbir şey değişmeyecek... Buradayım."
Barlas'ın uykulu sesini duyar duymaz hızla gözlerimi kapattım. Bunu her seferinde nasıl yapıyordu? İçimden geçirdiğim her düşünceyi okuyordu sanki. Ve ben niye her söylediği cümle ile bu kadar kızarmak zorundaydım...
"Bu sefer daha mı çok kızardın sanki..."
Yataktan fırlayarak kalktım. Sürekli bununla dalga geçmeye başlamıştı. Hayır kızamıyordum da. Gülerek bakması hoşuma gidiyordu.
"Bak... Bir daha dalga geçersen..." dedim devamında ne söyleyeceğimi bilmeden.
"Baktım... Ne olacakmış..." diyerek üzerime yürümesini beklemiyordum tabi Barlas' ın. Belimden tutarak kendine çektiğinde, ellerim otomatikmen göğsüne tutunmuştu. Gecenin karanlığı ile gündüzün ışığı bir miydi? Şimdi her şey ortadaydı işte...
"Ne...ne... Yapıyor-sun?"
Gözlerimi kırpıştırarak yüzüne baktım. Bunun için başım biraz geriye gitmişti. Aksi halde boynu ile bakışmaya devam edecektim. Boynu... En sevdiğim yerdi artık.
"Bakıyorum... Eşime, sevdiğim kadına..."
Gülümseyerek gözümü kapattığımda alnını alnıma yaslamıştı. Yüzümüzün bu kadar yakın olmasına hazır değildim. Her an her şey olabilirdi. Ben ona da hazır değildim.
"Barlas..." diyebildim sadece. Sesimdeki tınıdan, az sonra olabilecek şeye karşı heyecandan düşüp bayılma riskimin olduğunu hissetmesi gerekiyordu. Ama tam tersini yapmıştı. Dudağımın kenarına küçük bir buse kondurduğunda, ellerimi boynuna dolaşmıştım. Sanırım hazırdım... Dudaklarını, dudağımda hissettiğim anda kapının çalmasıyla yerimde sıçramıştım. Barlas' ı nasıl bir güçle ittiysem, dengesini kaybedip yatağa düşmüştü.
"Barlas, Zümra? Uyandınız mı?"
Melek teyze tıpkı filmlerdeki gibi bir zamanlama ile gelmişti. Tam da hazırlamıştım kendimi. Barlas da pek memnun değildi bu durumdan. Gözlerini kısarak baktığında, ittirmemin hesabını daha sonra göreceğini de anlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEMDEM |✔️|
General FictionHer kalp sevgiyi kaldırmaz. Ağır gelir yüreklere... Hak etmek gerekir önce. Emanetse o sevgi kalbi yorar... *Yetişkin içerikli bölümler bulunmaktadır. Rahatsız olanların okumaması önerilir.*