15 - Boşluk

1.7K 92 6
                                    

Oy vermeyi unutmayın...

İyi okumalar dilerim...

*

"Barlas... Sanırım tekrar âşık oldum sana."

"Bu kaçıncı Zümra Hanım... Beni de geçtin artık sen."

Aynada baştan aşağı süzdüğüm adamın gözlerine odaklandım. Tüm duygularını orada saklardı, orada yansıtırdı çünkü. Yıllardır beklediği şey bugün oluyordu sonunda. Elleri titreye titreye giydiği üniformayla kendine bakarken; gözlerindeki özlemi ve kavuşmanın verdiği şükrü yansıtıyordu.

Karar çıktıktan sonra koskoca iki hafta geçmişti. Bu 12 yıla nazaran oldukça kısa bir süre olsa da beklemek en az o kadar hissettirmişti diyebilirim. Ve bugün o gün gelmişti işte. Başını eğdirip de zorla çıkarttırdıkları onurunu, dikleştirdiği başıyla gururla giymişti.

"Astsubay Barlas Alptekin... Emredin komutanım!"

Barlas asker selamıyla hazır ola geçtiğinde sağ yanağından bir damla göz yaşı inmişti. Ben çoktan ağlamaya başlamıştım bile. Bu duygu ve gururu tarif etmek o kadar zordu ki. Göz yaşları anlatıyordu gerçi her şeyi. Olmuştu işte... Başladığımız yerde, üstümüze toprak atanlara verdiğimiz cevaptı bu. Geç olmuştu, güç olmuştu ama hayatımızın en güzel yerinde bir mutluluk daha yaşatmıştı bize.

"Bir şeyi unutmadın mı asker?" dedim gözlerimi kısarak. Barlas tekrar aynaya dönüp göz gezdirdi her yerine. Aklına gelmeyeceğini biliyordum. Bu yüzden cebime atmıştım vermek için. Zincirinden tutup salladığım şeyi gördüğünde, yüzündeki gülümseme büyümüştü. Bizi birbirimize bağlayan somut şeydi bu künye. Kendimden ve Barlas'tan kaçmaya çalışsam da künyeden kaçamıyordum.

"Eğil..." dediğimde Barlas emir almış asker edasıyla başını hafifçe öne eğdi. Boynuna künyeyi geçirdiğim anda hızla belimden tutup kendine çekmişti. Ellerim artık direkt boynuna sarılıyordu o böyle yaptığında.

"Teşekkür ederim Zümra'm. Varlığınla beni hayata bağladığın için... Teşekkür ederim..."

Alnıma büyük bir öpücük verdiğinde, gözlerimi kapattım ve bu anı içime çektim. İkimizin de aynı şeyi düşündüğüne emindim. Küçük Zümra ve asker abisi, yıllar sonra aynı ruhta yaşayacaklarını bilseler bu kadar üzülürler miydi acaba? El ele verdiklerinde her şeyin düzeleceğini bilseler, şimdi ne olacak? diye dert ederler miydi? Ben Barlas ile büyümüştüm, o da benimle gençleşmişti. Yaşın ne önemi vardı ki aramızdaki? Biz dengelemiştik birbirimizi... Sevgimiz, tüm mesafeleri kapatmıştı.

"Hadi... Geç kalacaksın ilk günden."

Barlas derin bir nefes aldı evden çıkmadan önce. Heyecanlıydı... Kim olmazdı ki? Eskiye atılan yepyeni bir adımla başlıyordu hayata. Bu sefer neyin beklediğini bilmediğiniz büyük bir karmaşanın içine giriyordunuz.

Veda öpücüğünü verdikten sonra koşar adım çıkmıştı apartmandan. Annesi ve babasının da hayır duasını alıp arabaya bindiğinde el salladım arkasından. Onun kadar heyecanlıydım. Ve korkuyordum... Her gün eve sağ salim gelene kadar da bu korkum geçmeyecekti. Şehrin kıyısında bulunan birlikte duracaktı şimdilik. Bölge tehlikeli değildi ama her an her şey olabilirdi. Bu nedenle tetikte bekleyeceklerdi. Yaklaşık 2 saatlik yoldu bulunduğu yer. İlk başta, gider gelirim bir şey olmaz demişti ama ben yorulduğu günler orada kalması taraftarıydım. Gece, o yollarda araba kullanmasını istemiyordum. Kısaca endişeleniyordum onun için. Her zaman yanımdaydı önce. Mesleğine dönmesi çok sevindirse de bilinmezliğin içinde olması tedirgin ediyordu. İki haftadır bunları düşüne düşüne kendimi yiyip bitiriyordum.

HEMDEM |✔️|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin