Bölüm 6

167 5 3
                                    

...
Gökyüzünün derdini paylaşmayı severdi. Gökyüzü ile derdini paylaşmayı severdi. Gökyüzü onun sırdaşıydı...

|Selin ev/Yazar'ın Ağızından|

Hakan, Aylin'i Selin'e teslim edecekti. Ona güveniyordu. Aylin çantasına sarılmış koltukta oturuyordu.
Hakan ve Selin de öylece oturuyorlardı. Üçü de ayrı bir köşeye sinmişti.
Hakan en sonunda "Saat geç oldu ben kalkayım"
Selin cevapladı, " geçireyim seni"
İkisi birlikte kalktı Aylin onları dinlememesine rağmen Hakan'ın gideceğini anladı ama içten içe gitmesini istemiyordu. O da ayaklandı. Selin kapıya yöneldi ve odadan çıktı. Hakan ise Aylin'e rahat olması için güven vermek istedi
"ona güvenebilirsin iyi kızdır."
Aylin birşey demedi zaten Hakan da çok fazla beklemeden Selin'in yanına gitti ama farketmişti bir şeylerin yolunda gitmediğini..
Konuştu. "pek iyi değil fazla üzerine gitme. Bi de sabahtan beri bir şey yemiyor haberin olsun"
"merak etme"
"gözüm arkada kalmayacak, sağol Selin"
Selin gülümsemek ile yetindi ve Hakan'ın çıkmasının ardından kapıyı kapattı. Derin bir nefes aldı ardından yatak odasından iki battaniye aldı ve içeri geçti. Birini Aylin'e uzattı üşümüştür diye düşünüyordu. "teşekkür ederim"
"ne demek, üşümüşsündür"
Battaniyeleri üstlerine kapattılar.
Bahar ayıydı. Havalar yeni yeni soğumaya başlıyordu. Yağmur yapmıştı o gün ve o hafta hep kapalı gösteriyordu. Aylin yağmuru severdi çünkü o yağmur damlalarının gökyüzünün birer gözyaşı olduğunu düşünüyordu, her bir damla her başka bir dertti.
Gökyüzünün derdini paylaşmayı severdi. Gökyüzü ile derdini paylaşmayı severdi. Gökyüzü onun sırdaşıydı...

"Aç mısın Aylin? Ben çok açım. Dışarıdan bir şeyler söyleyelim mi? Ne seversin? "
Selin ardarda soru sıralarken Aylin hangisine cevap vereceğini şaşırmıştı.
Selin Aylin'den cevap alamayınca açıkladı "Ben yemek konu olunca heyecanlanıyorum da" gülümsedi. Öyle bir şey yoktu Selin ekiptekilere nazaran çok daha beslenmesine dikkat ederdi. Dışardan çok sipariş etmemeye daha çok kendi kendine yemek yapmayı severdi. Aslına bakılırsa aç da değildi...
Aylin konuştu, "Sağ ol ben aç değilim, sen ye" derken düştü jeton e o hamileydi yemesi gerekiyordu. Selin'in ısrar etmesi için umut etti.
Selin şaşırmıştı ama onu anlıyordu. Aylin, Selin'den çekiniyordu..
"nasıl aç değilsinn?? Bak çok güzel bir pizzacı biliyorum ayrıca itiraz da istemiyorum beğenmezsen yemezsin tamam mı? "
Soru sormamıştı sadece nezaketen sorarmış gibi yapmıştı. Hemen telefonu alıp Hakan'a mesaj attı:
*Bana güzel bir pizzacı söylemen lazım. Sen bilirsin lezzetli bir yer.*
Çok geçmeden yanıt geldi:
*Pizzalarınız yolda. Klasik yaptırdım.*
Selin gülümsedi.
*Tamamdır. Sağ ol*
Telefonu kapattı ve "pizzalarımız yo-" derken Aylin'in onu izlediğini gördü yavaşça gülümsedi.
"klasik ama yermisin bilmiyorum"
Aylin cevapladı "Sorun yok"
Selin gülümsedi...

-8dakikasonra-

Bu süre boyunca kimseden çıt çıkmaz..Kapı çalar*
Selin anında ayaklanır "geldi sonunda"
Aylin karnının guruldadığını hissetti...
Selin elinde kutu pizzalarla geldiğinde birini Aylin'e verdi kendi de izlemeye film aradı komedinin iyi olabileceğini düşünüyordu açtı ve yerine oturdu kimseden ses çıkmıyordu. Aylin karnını doyurmakla ilgileniyordu arada bir filme bakıyordu. Bebeğini düşündü, onun geleceği hayatı... Kaderi ne kadar da kötüydü, babasız büyüyecekti. Aylin'in babası vardı ama varlığını hissetmiyordu.

Bir insan hissetmediği,görmediği, duymadığı bir şeyin varlığına ne kadar inanabilir ki?
Ve bebeği için çok güzel bir anne olmaya söz verdi. Aylin kendi annesi gibi olmayacaktı. Bebeğinin belki bir babası olmayacak ama kocaman yürekli, onun her şeyi olacak bir annesi vardı artık.

Aylin bunları düşünürken Selin her şeyi bırakmış Aylin'e kitlenmişti. Neye bu kadsr daldığını çok merak etmişti ama Aylin'i sıkmak istemiyordu. Sabredecekti artık ne de olsa ortaya çıkar her şey.

-yarımsaatsonra-

Selin'in gözleri artık gittikçe ağırlaşmaya başlamıştı. Sonunda kalkıp yatmaya karar verdi. Aylin'e döndü,ve gülümsedi
"Uyuya kalmış"
Saat gece 2 olmuş. Selin kalktı Aylin'in uyanmaması için ona dokunmadı, televizyonu kapatıp etrafı gelişigüzel topladı ve sessizce çıkıp ışıkları kapayıp kendi yatağına yattı.

|Sokak |

Gökhan ve adamları....
"Sonunda uyumak akıllarına geldi. Birazdan evin etrafını sarıcaz hazır olun. Benden gitmek ne demek görücez Aylin hanım"
Adamlar herkesin uykuya daldığından emin olunca Gökhan'ın emriyle maskeleri kafalarına geçirip etrafı sardılar. Apartmanın kilidini açmaları 1 dakikalarını almamıştı bile,içeri girdiler. Aylin'ler içeri girerken bir adam hangi daire olduğunu öğrenmişti. Her şey planlanmıştı, herkes işinde uzmandı. Gökhan Aylin'e tekrar sahip olmak için her şeyi eksiksiz ve mükemmel hazırlamıştı.
Ama....
İçerdeki kadının Rıza Soylu'un ekibinde yetişmiş bir Türk polisi olduğunu bilmiyordu.
Selin çoktan her şeyin farkına varmıştı. Ekip yoldaydı. Hakan sokaktaki arabasında hazır ekibi bekliyordu bile.
O sırada ekipte varmıştı. Etrafı sarmışlardı, dışardan başlayıp adamları sessizce yok ediyorlardı. Her şeyden habersiz Gökhan, yanındakilere kendinden emin bir ses tonuyla emir verdi "KIRIN" iki iri yarı adam kapıya aynı anda yöneldiklerinde kapı kendini bırakmıştı.Adamlar aynı anda içeri dalmışlardı.

-Neden mi sessiz sedasız girmediler eve?-
-Çünkü Gökhan hep duyulmayı severdi.-

Onlar evi yerle bir edip Aylin'i ararken ekip binanın içine girmişti bile.
Ve yukardan bir ses duyuldu silah sesi. Gökhan sövdü..."kızı öldürmeyecektin salak herif" hepsi koşarak sese yaklaşırken yerde bir adam görürler. Karşısında ise Aylin ve bir kadın daha. Aylin maske olsa bile anlamıştı çoktan karşısındakinin Gökhan olduğunu. Kadının elindeki silah tekrar patladı biri daha yere düşerken kimse daha fazla tahammül edemeyip ikisini de güçlü kollar arasına esir ettiler. O anda arkadan bir ses daha geldi "yine hangi salak kimi vurdu" derken ikaz geldi:
"Atın silahlarınızı teslim olun"
aksine silah sesleri arttı Gökhan'ın adamları ilk anda ortada durduğundan tek tek inmişti ama saklandıklarında sayıları hala çok fazlaydı. Gökhan bağırdı "sizinle işimiz yok karımı almaya geldim izin verin gideyim" Gökhan emretmediğinden hiçbir adam tek el ateş etmemiş öylece bekliyorlardı saklandıkları yerde.
Selin itiraz etti "o senin karın değil hayvan herif"
"Hayır o benim biricik karım"
Dedi sırıtışla Gökhan. Karşılık geldi.
"Kızları bırak Gökhan"
"Sizin sarıyla ne işim olur zaten karımı alıp çıkacağım"
Bu sefer Mesut bağırdı. "Bak buradan sağ çıkamazsın Gökhan"
Ağzının içinde "Görürüz" dedi ve emretti "Yürüyün" silahlar ellerindeydi ama ateş etmek hala yasaktı...
Ekip ile karşı karşıyaydılar Gökhan Aylin'i kendi kollarına hapsetti ve silahı Aylin'in alnına dayadı. Hakan'ın avucu terliyor silahı her saniye daha sıkı tutuyordu. "Bırak kızları!" Bağırmadı ama sesi oldukça sertti.
"Anlaşalım, sarı sizin olsun benim olan benim herkese kendi malı"
"Göstereceğim ben sana malı şimdi"
Hüsnü artık son teklifi edecekti.
"Bak eğer kızları bırakırsan sana dokunmayız elini kolunu sallaya sallaya çıkarsın buradan" Hakan bir an düşünemez gibi Hüsnü'ye sorgulayıcı bir bakış attı. Gökhan reddetti "Karımı almadan gitmem!"

Ardından bir bağırış ve silah sesleri yükseldi bu sefer her iki taraftan da ateş ediliyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 07 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sana DeliyimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin