Kayıp Rıhtım | Minsung/Ot8

38~ ⚓

Karakola girdiğimizde, Yeosang ile birlikte işlemleri hallettik. Mahkeme için, duruşmada savunacak avukat ve birçok şeyi ayarladık.

Biz bunları yapana kadar 5-6 saat geçti. Tabi o sırada Minho ve ekibi nezarethanede duruyordu.

Savcılığa, davanın tekrar yapılmasını çünkü yeni deliller olduğunu belirten bir kağıt gönderdik.

Geriye cevap dilekçesini beklemek kalmıştı. Tam 7 saat sonra işlerimizi bitirmiştik. O kadar yorgundum ki, günlerdir suyun üzerinde olmanın verdiği halsizlik bir başkaydı.

Nezarethanenin kapısına yaklaşınca derin bir nefes aldım. Yorgunluğumu saklamaya çalışarak kapıyı açtım.

Bekçiden anahtarı alarak Minho'nun olduğu yere geldim. Parmaklıkların arasından ona baktığımda küçük bankta uyuduğunu gördüm.

"Uyurken ne kadar da masum"

Kilidi yavaşça açarak içeri girdim. Yanında diz çöktüm ve uyurken şişen yanaklarına parmaklarımı gezdirdim.

"Uyuyan güzel sen misin acaba?"

Tebessüm ederken ağır hareketlerle birlikte yüzümü ona yaklaştırdım. Dudaklarımız hafiften birleşince ensemdeki baskı ile duraksadım.

Uyanıkmış. Öpmeye başlayınca karşılığı kısa sürdü. Omuzlarımdan üzerine çekildim. Bir anda üstüne düştüğüm için ikimizin de ağzından ufak bi inleme çıktı.

Geri çekilip altımdaki bedene baktığımda, ilişkideki sanki asıl baskın kişinin ben olduğumu düşündüm.

Yada en azından öyle görünüyordu dışarıdan bakıldığında. Bu nedenle pek aldırış etmedim.

"Üstte olmaktan keyif almış gibisin"

"Belki-"

Belimden tutarak tamamen üzerine oturmamı sağladı. Kalçam erkekliğine yerleşince inlemeden edemedim.

"Mh şu inlerkenki ses tonuna bağımlıyım Jisung Han"

"İnanir mısın bende ani hareketlerine bağımlıyım"

"Birazdan ne olacak biliyor musun?"

"Ne olacak?"

"Basılacağız Han"

"Nereden biliyorsun?"

"Başkomiserim orda mısınız?"

"Demiştim"

Yeosang'ın sesini duyunca Minho'nun üzerinden kalktım. O da yattığı yerde dikeldi. Yanımıza gelince bir bana bir de Minho'ya baktı.

"Ne oldu Yeosang komiser"

"Evraklar vardı da... Sanırım müsait olmayan bir zamanda geldim sorgu mu?"

"Ha, evet sorgu küçük bir sorgu"

Yeosang'a olanları anlatmıştım. Olanlar kastım şu; Minho'nun aslen suçsuz olduğuna dair kanıtlar hakkında konuşmuştuk.