BURAK Bölüm 10

59 10 5
                                    

     "SAKİN OLAMAM. BENDE KAPALI ALANDA KARANLIKTA KALMA KORKUSU VAR!"

        Yağmur'un sözleri kulağımda çınlarken,  şuan ne durumda olduğunu göremesem de çok korktuğunu hissedebiliyordum. Yine karanlıkta korkan bir kız çıkmıştı karşıma. Sürekli karanlıktan korkan kızlar var etrafımda ya da bana daha çok yaklaşmak için numara yapıyorlardı emin değilim. O kızlar korkmamaları için benden onlara sarılmamı isterlerdi, korkularını unutsunlar diye ama biliyorum ki bunu Yağmura yapsam beni bu asansörden sağ çıkarmazdı. "Tamam, E..şey..Gel şöyle" ona doğru ne diyeceğimi bilmeyerek yavaş yavaş yaklaşmaya çalışıyordum. Daha doğrusu onun sesine doğru.  Omuzlarından tutup kapı tarafından uzaklaştırıp,  karşıdaki aynaya yasladım. Titriyordu, hızlı nefes alıp veriyordu. Gerçekten bu kadar korkuyor muydu? Ne yapacağımı ya da ne söyleyeceğimi düşünürken sonradan aklıma gelen telefonumu çıkarıp ışığını açtım. Açar açmaz Yağmura baktığımda yüzü kıpkırmızıydı. Ağlamaktan gözleri kızarmıştı. Şaka gibi gerçekten bu kadar mı korkuyordu. Nefes bile zor alıp veriyordu. 

"Şimdi iyi misin?"

 "... hayı... hayır... " zorlukla nefes almaya çalışıyordu ve ben ne yapacağımı bilemiyordum. 

"Boynunu kaldır. Nefes almaya çalış. Suyun var mı?  Su iç. Bak ışığı açtım. Ya da gözlerini kapa. Başka şeyler düşün. Kendine gel Lütfen!" 

Ne diyeceğimi şaşırmıştım. Elimden hiçbir şey gelmiyordu. Ben de korkuyordum. Yağmurun nefes alamamasını gördükçe bende daha çok korku başlıyordu. Ölebilirdi, Yok canım kim korkudan öldü ki...
   Ne yapacağımı düşünemiyordum sadece Yağmuru buradan çıkarmalıydım . Gittikçe daha da fenalaşıyordu. Kapıya yönelerek kırarcasına vuruyordum ve bağırıyordum. Düğmelerde acil çağrısına basıp duruyordum ama kimse cevap vermiyordu.Yağmura dönüp baktığımda kız yere çömelmişti ve hala nefes almaya çalışıyordu ve tabi ki ağlayarak.

 "Yağmur buraya gel" derken ona doğru çömelip tepkisinin ne olacağını düşünmeden ona sarılmaya teşebbüs ettim. 

"... ne .... yapıyorsun" hala zor nefes alarak konuşmaya çalışıyordu. 

"sakinleştirmeye çalışıyorum" ona tamamen sarılıyordum. Buz gibiydi, bu kadar soğuk olunur mu? Resmen donuyordu.

 "...ben.. beni.. bırak.." Beni itekleyerek uzaklaşmaya çalışıyordu. 

"Üşüyor musun?" dedim onu duymamazlıktan gelerek . 

"...bırak..ala.. alanım..daralıyo.." beni duymamıştı. Ama bu sefer sert itmişti, ben geriye doğru düşerken, Yağmur ayağı kalkıp kapıya doğru ilerlemişti. Kapının arasından hava almaya çalışıyordu. Gerçekten şuan ki haline üzülüyordum ve ya da acıyordum. Ona bakarken telefonumdaki ışık kapanmıştı ve Yağmur yine bağırmaya başlamıştı.. Nefes alamıyordu, zorlanıyordu. Biliyorum belki bu asansörden çıkınca Yağmur bana çok fena kızacak ama onun bu halini görmektense kızmasını tercih ederim diyerek, ona doğru yürüyüp, bu sefer sarılmak yerine yanına yaklaşıp elini tutmak için kolundan, eline doğru aşağı indirdim.

"Gözlerini kapat" dedim sessiz ve sakin bir şekilde.Yaptığım hareketten bir an duraklasa da sonradan o buz gibi ellerini avuçlarımın içinden çekmeye çalışıyordu.

 "Neden hala direniyorsun? Sana dokunmaya meraklı değilim. sakinleşmen için yanında birinin olduğunu hissetmen için yapıyorum." dedim tutmaya devam ederken. Yağmur ise öyle bir şey söylemişti ki direk ellerimi ondan çekmekle yetindim. O kadar net ve -ellerini tutmamın işe yaradığını düşünerek- sakin sesle, bir tek kelime "GÜNAH" demişti. Doğru ona sarılmam, elini tutmam günahtı, bunu yapmamalıydım. Onunla bu ortamda olmam bile günahtı, asansöre bile kız, binip gidecekken son anda binmiştim. Rabbim bana neler oluyor, yoksa gerçekten senden uzaklaştım mı? 

YAĞMURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin