Keyifli okumalar...
👾
Selim Ateşzade'nin bir şekilde babam tarafından keşfedilip bizim holdingimizde çalışmaya başlaması beni inanılmaz keyiflendirmişti ancak İskender Karan ve benim aramda geçen dışardan oldukça masum duran diyaloglardan sonra aramızdaki gerginlik tüm masaya yansımıştı. O dakikalardan sonra ne yüzüme bakmış ne de ego kokan konuşmalarına devam edebilmişti. Babamla iş mevzularına dalmış masadaki diğer kişileri görmezden gelmeye kararlıydı. Bu onun oğlu ve eşi arasında gidip gelen uyarıcı, otoriter bakışlarının da sonu demekti.
Arzu sanırım artık cezamı çektiğime kanaat göstermişti ki Bora'ya yönelik sorular sorarak bu sefer araya beni yerin dibine sokacak anılar eklememişti.
Bora, İskender Karan'ı gördüğü andan beri ne kadar saklamaya çalışsa da biliyordum ki gergindi. Ama o da şimdi daha az gergin duruyor, Arzu'nun kendisine yönelttiği sorulara yetişmeye çalışıyordu.
"Okul birincisi olduğunu duymuştum. " dediğinde Arzu şarabından son yudumu alıyordu. Evdeki hizmetlilerden birisi anında şarabını tazelerken Bora'da ağzına aldığı tavuk parçasını yutmaya çalışırken başını sallamıştı. " Baban seninle gurur duyuyor olmalı."
"Sadece okul birincisi değil aynı zamanda şu ana kadar girdiği tüm okul yarışmalarında birinci olmamızın sebebi de Bora!" diyerek babama bakmıştım. Babam bana bakıp gülümsedikten hemen sonra şeytanın oğlu İskender Karan'a dönmüştü.
Bora'nın yüzünde ilk defa bir utanç gördüğümde fanlık yapmamak için kendimi zor tutmuştum. Çünkü Bora Ateşzade tam olarak hikayelerdeki ve dizilerdeki başrolün neden 2. erkeği seçmediğini düşündüğümüz bize 2.erkek sendromu yaşatan o adamdı.
"Elimden geleni yapıyorum. "dediğinde Arzu'nun gözlerindeki beğeniyi yakalamıştım. Arzu bir şekilde sessizce bizi dinleyen İskender Karan'ın eşini de sohbete dahil ederek gerçekten koyu diyebileceğim bir sohbete dalmışlardı.
Ben ise o sohbete katılmak yerine bunu bir fırsata çevirdim.
Merih Karan'ın başında beri bana odaklanmış rahatsız edici bakışlarına cevap vermek için bir fırsat.
O zehirli yeşillerini biraz daha bana dikmeye devam ederse sanırım elimdeki çatalın yanlışıkla hint dizileri misali Merih Karan'ın gözlerine doğru gidişini izleyecekti bu masa.
Bu yüzden elimden geldiğince kaş göz yaparak Merih'e bahçeyi işaret edip masadan izin isteyerek kalktım.
Bir an Bora'nın gözleri gözlerime merakla değse de Arzu'nun milyonuncu sorusuna cevap vermek üzere odağını benden almak zorunda kalmıştı.
Bahçeye çıktığımda derin bir nefes aldım. İçimden tüm seçenekleri ve ihtimalleri tarttım. Şu an asıl kız ortaya çıkmadan neleri başarabilmiştim?
1) Bora ile yakınlaşmış - evime davet edecek kadar - sanırım arkadaş olmuştuk. Bu kocaman bir tiki hak eden bir başarıydı.
2)Çağla'nın Merih'i sevmediğini insanları ikna etmek üzereydim. Bu da itibarımı toplamak açısından güzel bir gelişmeydi. Sanırım koca bir tiki hak ediyordu.
3)Arzu ile aramız düzeltmiştim. Bugünü saymazsak bence iyi gidiyorduk. Arzu'nun misafir hassasiyetini artık çok iyi öğrenmiştim. Yarın babamın kartını alıp çıktığımız alışverişte gönlünü alacaktım. Bu yüzden buna da kocaman bir tik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAN KARAKTER
JugendliteraturBir kötü çocuk kitabının yan karakteri oldum! Masum başrolümüzü malum kötü çocuğun elinden kurtarmaya çalıştım ve kötü itibarımı düzeltmek için elimden geleni yaptım. Kararlıydım, babamın parasını yiyecek yeni bir sayfa açarak hiç tatmadığım zenginl...