Kamu spotu: Bu hikaye sadece eğlence amaçlı yazılmış olup sizi biraz olsun keyiflendirmek amaçlanmıştır. Bu yüzden yorumlarda buluşalım 🧡
👾
Bu sabah diğer sabahlar gibi değildi. Çünkü sonunda telefonumu açmış binlerce mesaj ve aramalarla karşı karşıya kalmıştım. Ancak ne kadar kaçabilirdim ki? Artık bu hikayenin bir parçasıydım. Bu hikayenin yan karakteriydim. Evde oturup midemi tıka basa doldurmaktan da sıkılmıştım, mücevherlerimi karıştırıp tek tek denemekten de. 2 ay boyunca yeterince düşünmüş, kurcalamış ve Çağla Soytürk olduğumu kabullenmiştim. Hoş kabullenmesem ne yazardı?
Rüya ya da her neyse 2 ay boyunca uyanmadıysam sonsuz bir uykuya yatmış olma olasılığım yüksekti. Eğer uykudaysam hiç uyanmamayı diliyordum. Ölmüşsem de Tanrı cezayla karış ortaya bir ödül koymuşsa da kabulümdü. Bu hikayede mutlaka mutlu sona ulaşacaktım. Sonuçta Çağla'yı mutsuz eden de hayatını rezilliklerle renklendiren de bir kişiydi. O kişiden uzak durduğum sürece bence itibarımı toplamak ne kadar zor olabilirdi ki?
Artık harekete geçme vaktiydi!
Şimdi elimde telefon sosyal medyadan gelen tüm yorumlara, beğenileri baktıktan sonra bu hesabı silme kararı almıştım. Madem yeni bir başlangıç yapıyorduk, tam olsundu. Ayrıca Çağla o kadar değişik insanları takip ediyordu ki sohbetlere biraz olsun göz gezdirmek bile midemi bulandırmıştı. Fotoğrafları ise çok çok daha beterdi ve maalesef büyük bir çoğunluğu Merih ile olan fotoğraflarından oluşuyordu. Daha çok çocuğu zorla tutup kamera çekmiş gibiydi. Merih fotoğraflar da o kadar bıkkın duruyordu ki çoğunda kameraya bile bakmıyordu.
Başımı iki yana salladım.
"Rezillik."
Yok, bu hesabı kurtarmak imkansızdı. Kız resmen fan hesabı gibi kullanmıştı kişisel hesabını. Ulan onca çantan, mücevherin var insan biraz olsun kullanmaz mı? 30 fotoğrafın yarısında Merih vardı. Diğer yarısında saçma sapan mekanları yine Merih'i etiketlemişti.
"Nasıl bir şizofrensin."
Öne çıkaranlarına bakmak istemedim. Yoksa itibarımı geri kazanma konusunda umudumu yerlerden toplamak zorunda kalacaktım. Tıpkı gururumu toplamak zorunda kalacak olmam gibi!
Bu yüzden daha fazla beklemedim ve hesabı sildim.
"Oh be."
Ancak elbette ki aklımda güzel planlar vardı. Elime telefonu alıp galeri kısmında favorilediğim fotoğraflara göz gezdirdim. Tekrar bir eleme yaparak tatmin olmuşlukla telefonu kenara bıraktım. Bilgisayardan yeni bir hesap açmak üzere sayfaya tıkladım. Kullanıcı adımı oluşturduktan sonra sadece Çağla'nın tiki arkadaşlarına ve üvey annem Arzu'ya istek attım.
Gönderi kısmına ise beğeni kaygısı gütmeden beğendiğim manzara fotoğraflarını ve kendimin olduğu fotoğrafları attım. Azıcık sempati katmak için bir aile yemeğinde olduğumuzu belli eden birkaç fotoğraftan oluşan bir gönderi daha paylaştım. Bazı fotoğraflarda Çağla o kadar güzeldi ki bir kez daha bu bedenin içerisinde olduğumu teyit etmek için aynaya bakmıştım.
Ama gerçek ortadaydı.
Ben Çağla Soytürk'tüm.
Ve yeni başlangıcımda ilk adımımı çoktan atmıştım bile.
Anında gelen bildirimlere sırıtıp sırtımı sandalyeye rastladığımda rahat bir nefes verdim. Fena gitmiyorduk bence?
👾
Okulun ilk günü gelip çattığında yazın tadı damağımdaydı. Tüm gün evde pineklemek bazen Arzu ile alışverişe gitmek - babamın parasını beraber yiyorduk resmen - akşamları Arzu ile havuza girmek zevkliydi. Arzu ile aramı iyi tutuyordum. İlk zamanlar bana şüphe ile yaklaşsa da şüphesini ortadan kaldırmış sayılırdım. Ayrıca bu durumdan babalık da bayağı mutluydu. Bu mutluluğunu sağ olsun parasıyla bize göstermekten çekinmiyordu. 25 yaşında çıtır hatunu koluna takmıştı. Elbetteki parasını esirgemeyecekti. Babam güzelliği için Arzu ile birlikteyken pekala Arzu da babamın parası için onunla birlikte olabilirdi. Ne de olsa iki taraf da memnundu öyle değil mi?
Bu yüzden Arzu çok da sağlıklı olmayan babamın ilaçları ile ilgilenirken, işle ilgili organizasyonları düzenlerken, arada şirkete gidip babama yardımcı olurken elbette babamın parasında hak sahibiydi.
Böylece Arzu ile vakit geçirmiş, instagram hesabım öncekinden daha çok takipçiye ulaşmış, kendime yeni birkaç takı almıştım. Bu takılar Arzu ile anlaşmamın bir ödülüydü.
Şimdi klasik kırmızı, siyah çizgili etek ve beyaz gömleğim, kravatımla kahvaltı sofrasının tadını çıkarıyordum. Kahvaltı yapmayı sevdiğimi ise bu bedene girince keşfedebilmiştim. Önceki hayatımda ağzıma buzdolabında şansıma ne varsa onu atıp çayımı hüpletip kargalar bokunu yemeden işime koşardım. Şimdi ise dışarda beni okula bırakmayı bekleyen arabam, önümde bir kuş sütünün eksik olduğu sofram vardı. İsyan etmek nasıl bir budalalık olurdu ki?
Son kez çayımdan bir yudum alıp Arzu ve babamla vedalaştım.
Mavi gözlerimi ortaya çıkarmak için elimde ne varsa sürmüş, dudaklarıma da kaliteli olduğu kokusundan bile belli olan parlatıcımı sürmüştüm. Bol bol sıktığım parfümüm, düzleştirip yanlarından örüp taç şeklinde şekil verdiğim saçlarımla oldukça güzel duruyordum.
Yine de biliyordum ki Çağla olsa bu şekilde dışarı çıkmazdı. O her zaman kırmızı rujunu sürer, saçlarını düzleştirip at kuyruğu yapardı. Hikayede Çağla nereye giderse gitsin bu görünüm altında betimlenirdi. Ama şu an farklıydı.
Tıpkı bundan sonra yaşayacağı hayatın da farklı olacağı gibi.
👾
Yorumlarda buluşalım olur mu?
Diğer bölümde artık okuldaki tayfayla tanışacağız. Çağla'nın hedefleri iyi hoş da acaba karakterlerin etrafında olmak, hikayede onları okumak kadar kolay olacak mı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAN KARAKTER
Fiksi RemajaBir kötü çocuk kitabının yan karakteri oldum! Masum başrolümüzü malum kötü çocuğun elinden kurtarmaya çalıştım ve kötü itibarımı düzeltmek için elimden geleni yaptım. Kararlıydım, babamın parasını yiyecek yeni bir sayfa açarak hiç tatmadığım zenginl...