Jisung
Sonunda cezam bitmişti bende bunu kutlamak için akşama kadar arkadaşlarımla takılmaya karar vermiştim. Tabi onları bulabilirsem...
Şatonun içinde dolaşırken gördüğüm herkese onları soruyordum bir kaç kişiden cevap almış dedikleri yerlere gitmiştim ama benim çalışkan arkadaşlarım bir yerlerinde durmuyorlardı ki!
"Yongbok! Seungmin! Sabahtan beri sizi arıyorum ya! Nerelerdesiniz?!"
"Çarşıda işlerimiz vardı sabah oradaydık, sonra saraydaydık hep."
"Biliyorum ya herkes bir yer soyledi surdalar dediler oraya gittim bu sefer başka bir yere gittiler falan diyince bütün sarayı turladım!"
"Şapşal birine deseydin de o bulsaydı bizi kendini niye bu kadar yordun?"
"Çünkü anlatacağım şey için çok heyecanlıyım! Ama önce Hyunjin'i de bulmalıyız."
"Gören de biriyle bir şeyler yaşadın falan sanacak."
Yongbok konuştuktan sonra Seungmin bir şeyler hatırlamış gibi kaşlarını kaldırarak bana döndü.
"Minho hyung, seninle kaldı?"
"Olabilir belki öyle seyler.."
"Ne!? Verdin mi yoksa Ji!?"
"Ya hayır sacmalama Yongbok! Öyle olsa şu an burada olamazdım çünkü yorganımın altından çıkamayacak kadar utanıyor olurdum. Ama biraz benzer şeyler olabilir, aşırı aşırı hafifletilmiş bir şekilde! Ya zaten anlatacağım hem niye şimdi bunu konuşuyoruz ki sarayın ortasında ya?!"
"Tamam be sakin ol, vermemiş halin buysa cidden versen çıkamazsın sanırım yorganından. Utanma bu kadar biraz atılgan ol, abini örnek al bak nasıl dize getirdim Changbin'i."
"Seni de bilmesek atılgan diye yedircen kendini bize Yongbok."
"Sus Seungmo zıtlaşma benle valla almam seni abime."
Yongbok'un sırıtarak Seungmin'e dönmesiyle kızarmış olan canım arkadaşım çabucak kaşlarını çatarak diğerine uyarır bir ses tonuyla konuştu.
"Yongbok!"
"Bu konuyu sonra konuşalım Seungmin. Ay tamam şimdi Hyunjin'i bulalım sonra sohbet muhabbet, hadi!"
"Tamamdır majesteleri emriniz olur."
Seungmin çabucak utanmış halinden uzaklaşarak dalga geçer bir sırıtışla önümde ellerinden birini beline birini karnına doğru koyarak eğilmiş ardından önden yürümeye başlamıştı.
"Bir saniye, önünde eğilmeli miyim?"
"Saçmalama Yonbok! Hadi yürü yürü! Sen kafanı bunlara yorma."
Yongbok'u da hafifçe ittirerek önüme alıp bende yürümeye başladım.
İlk hedefimiz Hyunjin'i bulmaktı, en kısa sürede.
•
Güneş batıyor, gökyüzü turuncu ve ben bu göreve güneş daha en tepeye bile gelmemişken başlamıştım...
"Ya yer yarıldı da içine mi girdin be mübarek Hyunjin! Of!"
"Ya, biz niye Jeongin'e sormadık?'
"YONGBOK! YENİ Mİ AKLINA GELDİ BU!? OF!"
"Olamaz mı be susta gidelim soralım prens bozuntusu hadi hadi!"
"Attırırım seni zindana görürsün prens bozuntusunu, yürü!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lilyum • Minsung
FanfictionGüzeller güzeli omega prens Han Jisung ve komutan Lee Minho... ° •Omegaverse •Mpreg