11

612 57 309
                                    

Seungmin

"İşte abimde onlarla savaşa gidecek büyük ihtimalle."

Chan hyung savaşa mı gidecekti? Ya ona bir şey olursa.

"Yongbok, ona bir şey olmaz değil mi?"

"Olmaz ya, olmaz ki! O benim muhteşem abim, ona hiç bir şey olmaz!"

"Olmasın, lütfen. Ona bir şey olursa yaşayamam ki ben."

Gözlerimin dolmasına engel olamazken, korkularımın ağırlığıyla yanımda oturan Yongbok'u da unutmuştum.

"Yoksa gerçekten mi? Seungmin, gerçekten abime aşık mısın?"

"Yongbok, lütfen benimle arkadaşlığını bitirme!"

"Yani cidden öylesin... Ne zamandır?"

"Özür dilerim Yongbok... Ben Chan hyunga uzun yıllardır aşığım, çocukluğumuzdan beri..."

"Şapşal seninle neden arkadaşlığımı bitireyim ki, tam aksine çok sevinirim! Abim ve sen çok yakışırsınız. Ki bence onun da sende gözü var!"

"Gerçekten mi?"

"Tabi gerçekten! Sen en iyi arkadaşlarımdansın abimin seninle ilişkisi beni çok mutlu eder. Ayrıca eminim o da sana karşı boş değil."

Duyduklarımla şaşkınlığıma engel olamıyordum, gerçekten Chan hyungun da bana karşı duyguları olabilir miydi?

"Bana inanmıyorsan gidip onunla konuşsana."

"Konuşayım mı?"

"Konuş."

"Şimdi mi?"

"Şimdi. Hadi Seungmin! Yaparsın sen!"

Oturduğum yerden kalkarken mırıldanmaya başlamıştım bile. Hızlıca Yongbok'a veda edip sarayın askeri kısmına doğru yol aldım.

"Yaparsın, yaparım, derin nefes-derin nefes, hadi bakalım."

Askerlerin yanından geçerken sonunda onu gördüm. Sanki hissetmiş gibi o da bana dönerken heyecanımı yenerek ona el salladım. Beni fark edince kaşları çatılmıştı, neden burada
olduğumu anlamak ister gibi bakıyordu.

O yanıma doğru adımlamaya başlayınca bende ona doğru gidecektim ki birinin bana seslenmesiyle durdum.

"Seungmin!"

"Oh Mingi, selam!"

Mingi eski arkadaşlarımdan biriydi, annemin arkadaşının oğluydu. Ve kendisi bir alfa.

"Selam! Nasılsın görüşmeyeli? Burada ne işin var?"

"İyiyim, sen nasılsın? Ve şey Chan hyungla konuşmam gereken bir şey varda o yüzden burdayım."

"Bende iyiyim işte-"

"Seungmin."

"Chan hyung?"

"Burada ne yapıyorsun?"

Sorgulayan sesi sert bir ton taşıyordu, sanki bir şeye sinirlenmiş gibiydi. Ben konuşacakken Mingi konuşunca ikimizde ona döndük.

"Ben işimin başına döneyim, siz konuşun. Kendine iyi bak Seungmin."

Mingi bana el sallayıp üstü olan Chan'a asker selamı verdikten sonra uzaklaşırken bende ona el salladım. Yanımdaki alfanın nefes alışlarının hızlandığını duyunca ona döndüm.

"Arkadaşınla konuşmak için mi geldin buraya kadar?"

Sonunda tüm cesaretimi toplayıp konuştum.

"Biriyle konuşmaya geldiğim doğru ama bu kişi Mingi değildi hyung."

Lilyum • MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin