~10.BÖLÜM-Son Gün~

15 2 0
                                    

İyi okumalarr dilerim.

(Albert'den.)

Bugün Liya'yı Darks Fıre boyutuna bırakacağım gün. Onun gitmesi sanki beni parçalıyor gibi hissediyorum. O gittiğinde bir parçam eksik gibi, sanki kalbimin yarısınu alıyorlar gibi. Anladın değil mi? Onun gitmesi beni çok üzecek. Fakat ona söz vereceğim, geri döneceğime dair ve hep güçlü kalacağızımıza dair söz vereceğim. Biz onunla acı dolu bir hikaye de yaşıyorduk ama bu hikaye'nin sonu iyi biteceğine dair umudumuz asla kesilmicek.

Yatağımdan zar zor kalkıp ilk olarak havaya baktım. Hava bugün düne göre daha iyiydi. Çabucak hazırlanmam gerekiyor çünkü onu sabahtan bıraksam daha iyi olacak galiba... Bence en iyisi akşam bırakayım kimse görmeden. Bugün son günümüz olduğu için ona süprizler yapmak istiyorum fakat bir tarafım buna engel oluyor...

Ayna'nın karşısında kendime bakınıyordum. Yüzüm şu sıralat bir renk almıştı. Adımlarımı lavoboya doğru ilerletip güzelce yüzümü yıkadım. Ellerini ve yüzümü kurlayıp aynada kendime son kez bakıp lavabodan ayrıldım. Üstüme hızlıca birşeyler giyip odamdan yavaş adımlarla çıktım.

Koridorlarda ilerlerken Liya'yı gördüm. Onu görünce kalbim yerinden çıkıp gidecek diye çok korkuyordum ama bu hissi bir süre saklamam lazım. Adımlarımı Liya'ya doğru attım.

"Günaydın." dedim.
"Günaydın... " dedi.
Sesi biraz kısık çıktı, normalde hep neşeli olurdu.
"Nasılsın? " dedim koridorlarda ilerlerken.
"İyiyim sen? " dedi.
"Normal." dedim koridorların sonuna gelip merdivenlerden inerken. En sonunda mutfağa gelip birlikte kahvaltı yaptık. Çok fazla birşey yemedi yani doğrusunu söylemek gerekirse hep tabağındaki yemekle oynadı. Bugün sebepsizce haksız görünüyordu acaba onu bugün Darks Fıre boyutuna bırakacağım diye mi üzülüyordu?
"Bugün kendi boyutuna bırakacağım seni.. " dedim sesim titreyerek.
"Albert... Ben... " dedi dolmaya başlayan gözleriyle.
"Ağlama Liya. " dedim ona kızmış gözlerimle.
"Ağlama Liya! Ben söz verdim sana karşı o göz yaşlarını korumak için ağlama! " dedim ona karşı hafif bir şekilde sesimi yükselterek. Bana karşı o acı gülümsemesini gösterdi.
"Ağlamıyorum... " dedi kafasını aşağa eğip.
"Albert... Beni oraya bırakacaksın... Peki sen.. Sen ne yapacaksın gücün olmadan savaşacak mısın ?! " dedi dolmuş gözleriyle bana karşı bakarak. Ona kıyamıyorum o bu halde ben nasıl konuşayım, ben konuştukça o dolmuş gözleri daha da doluyordu.
"Savaşacağım Liya. Savaşacağım bu boyutu kurtaracağım ve senin güçlerini iyi öğrenmen lazım o yüzden seni Darks Fıre boyutuna bırakıyorum. " dedim ona karşı konuşarak. O benim bir parçam, kalbimin bir parçası ama o gittiğinde o parça artık yok olacak ve bende kalp denen şey kalmıcak! Duygu denen şey kalmıcak! Aşk kelimesi benim için basit bir kelime olucak! Şuan Liya'ya üzgünlüğümü göstermiyor olabilirim fakat içimde kopan fırtınaları bir bilseniz ayakta bile duramazsınız. Sizin hiç bir parçanız ayrıldımı? Benim tam bugün bu gece ayrılacak.
"Neyse eşyalarını şimdiden topla." dedim ona karşı bakan gözlerimi geri çekerek. İlk baş yutkundum ve tam ağzımı tekrar açacakken Liya konuşmaya başladı.
"Peki, akşam görüşürüz Albert. " dedi
"O akşam benim için en uzun gece olucak. " dedim o giderken gözlerimi ona çevirerek. Onun gözlerinde ki kırgınlığı hissedebiliyorum, içindeki o fırtınaların kopuşunu hissedebiliyorum, içinden beni oraya bırakma diye yalvarışlarını hissedebiliyorum. Herşeyini hissedebiliyorum.
Bana karşı acı gülümsemesini gösterip yanımdan ayrılıp odasına doğru eşyalarını toplamaya gitti. Bende masadan kalkıp odama doğru ilerledim. Fakat yapmam gereken bir çok şey var... Bugün yapmayacağım ve bugün hep odamda kalacağım akşam olana kadar. Duygularım darma duman olmuştu. Liya gittiğinde depresif olduğum zamanlara geri döneceğim. O boktan ilaçları içmeye devam edeceğim. Hayatım çöküş durumdaydı fakat birmkız geldi ve hayatımı düzene soktu. Şimdi ise ben onu korumak için kendimden ayırıyorum.

FARKLI BİR BOYUT(1) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin