İyi okumlarr dilerimm
"Nerdeyim ben... " etrafa bakındığımda bir karanlık odadaydım.
"Benim yanımdasın Liya! " diye Isaac bana sesleniyordu. Tekrardan o kabuslar hayır! Hayır! Nefret ediyorum o kabuslar dan.
"Uzak dur benden İsaac! " etraf çok karanlıktı ve karanlık bedenimi sarıyordu, beni güçsüz bir duruma düşürüyordu.
"Ölümüne çok az kaldı Liya. " ne? Ne ölümü? Bu yine ne saçmalıyor acaba, ne ölümü ya? Ben daha yaşayacağım.
Ayakta duracak halin olmadığı için kendimi yere doğru bıraktım. Diz üstü yere düştüm. Acı yok. Ağlamakta yok.
"Neyden bahsediyorsun İsaac! Ben daha yaşayacağım! " sesimi yükseltmiştim ama bu karanlık odada sesim daha az çıkıyordu ve Isaacın sesi daha yüksek çıkıyordu.
"Çok az kaldı. Ben ışık olacağım ve senin karanlığın ışığa dönüşecek! Sen yok olacaksın ve ben daha güçlü olacağım! "
Hayır, hayır, hayır! Bu olamaz istemiyorum! Ben daha güçlü olacağım ve seni yeneceğim aptal."HAYIR! BUNA ASLA İZİN VERMEYECEĞİM BEN HER ZAMAN KARANLIK OLARAK KALACAĞIM VE SEN YOK OLACAKSIN BU KRALLIKLAR HEPSİNİ BEN YENECEĞİM VE ŞUNU UNUTMA İSAAC BEN KARANLIK OLARAK DOĞDUM VE O KARANLIK İÇİNDE HEP YAŞAYACAĞIM ASIL SENİN IŞIĞINI SÖNDÜRÜP SENİN GÜCÜNÜ ALACAĞIM! KARANLIK BENİM! APTAL İSAAC! "
"Liya iyi misin!? " Albert bana sesleniyordu kan ter içinde yorganı üstümden atıp nefes almaya çalıştım. Albert ise komidinden su alıp bana uzattı.
"Al su iç, kendine gel. " suyu alıp direk kafamdan aşağıya diktim suyu. Yatağımdan hızla kalkıp teresa çıktım. Albert'te benle beraber terasa geldi.
Ayın ışığı suratıma vururken benim gözlerimden yaşlar akıp zemine damlıyordu.
"Liya ağlama. O göz yaşların bir elmas. O elmaslara yazık. Ağlama lütfen, beni dinle Liya. " yüzünde küçük bir tebessüm oluştuğunu hissedebiliyorum. Albert'e doğru dönüp ona kocaman bir şekilde sarıldım. Ve ağlamamı tutamayıp ağlamaya başladım tekrardan. Albert ise saçlarımı okşuyordu.
"Ağlama lütfen. Sen ağladığında bu boyuttaki bütün elmaslarda ağlıyor. Onlarada yazık sanada yazık. Ağlamayı kes o yüzden güzelim. " bir saniye ne? Güzelim mi? Yanlış duymuyorum demi? Bana güzelim dedi! Galiba en güzel gecem bu gece!
Ağlamamı kesip kafamı göğsünden kaldırıp gözlerine baktım. Oda benim gözlerime baktı. Onun gözlerine baktığımda geçmişimi göre biliyordu ve onun ay gibi güzel gözleri beni benden alıyordu. Albert artık duygularını hissedebiliyordu o bunu başardı. Ben onunla gurur duyuyorum.
"Ne gördüm bakalım rüyanda. " dediğinde ona sarılmayı bırakıp aya bakmaya başladım. Oda benle bakıyordu.
"Isaac bana 'sen yok olacaksın' dedi ve daha sonra 'ben ışık olacağım ve senin karanlığını ışığa dönüştüreceğim' dedi ve bu beni korkuttu. " dediğimde dolunaya dolmuş gözlerle bakıyordum. Dolunay benim duygularımı hissediyordu ve şuan ise benim duygularımı hissedip kendine yansıtıyor.
"Liya korkma, ben hep senin yanında olacağım. Bak anlamda geldi artık güçlüyüz onlardan daha güçlüyüz. Kendine güven o kalbinin iç sesini dinle. " baş parmağı ile kalbimi gösterirek.
Albert'e inanıyorum ve o da bana inanıyor. Albert benim gözlerimin en iç derinliğine bakarken kendimi güvende hissediyordum. Hiç böyle bir hissi bir kişinin yanında yaşamamıştım. Albert bana göre bu boyutun en güçlü vampiri olarak kalıcak. Her zaman. Onu ilk gördüğümde zaten bir yerde tanıyor gibi hissediyordum ve bu his beni hiçbir zaman bırakmadı. O mezuniyet gecesi iyiki onunla karşılaşmışım. Hayat bana bir mesaj gönderdi galiba şöyle bir mesaj;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FARKLI BİR BOYUT(1)
VampireBen Liya Kayakay. Ben ölü biriyim fakat ruhum dimdik bir şekilde duruyor. Hayatım boyunca kendime söz verdim, başaracağıma, dimdik duracağıma dair. Fakat hayat tam tersini yaptı bana. Bu benim hikayem, acı dolu bir hikayem. İnsanlar dünyaya yenilmek...