Final bölümü iyi okumlarr dilerim;)
(Albert'ten.)
Liyayı kendi yatağına yatırıp onun yanından ayrıldım ve dahala şokun altındaydım bu olanlar sanki bir rüya gibiydi. Biz bir rüyayadaydık ve uyanmamızı bekliyorduk. Hiç iyi değildik. Kendimi artık önemsemiyorum sadece Liyayı önemsiyorum o iyi olsun yeter ki. Ben kötü olsam bile umrumda değil. Aşk böyle birşeydir. Sevdiğin için herşeyi feda edersin.
Koridorlar dan ilerlerken aklıma bugün yapacağımız plan geldi. Balkona çıkmak istiyordum ondan sonra plan için onlara haber verirdim. Adımlarımı sarayın en büyük balkonuna doğru ilerledim ve orada koltukta oturmuş Sıla vardı. Yanına gittiğimde bende onun karşısında ki koltuğa oturdum. Aramızda rahatsız edici bir ses vardı ve bu sesi bozan ise Sılanın sesi oldu.
"Liya nasıl? " dediğinde büyük bir iç çekerek konuşmaya başladım.
"İyi, şuan uyuyor. " dediğimde kafasını salladı.
"Herşey bir rüya gibi. " dedi gökyüzüne bakarak bende önümde duran masaya bakıyordum bomboş.
"Aynen." dedim sadece. Konuşmak istemiyordum. Kafamda bir sürü sorular vardı ama cevap verecek zaman şimdi ki zaman değil.
"Şu planı halletsek mi artık. " dediğimde gökyüzünden gözlerini çevirip bana doğru baktı. Oda gözlerini kısarak konuşmaya başladı.
"Bencede şimdi başlayalım, akşam burda balkonda olalım. " dediğinde kafamı olumlu anlamda salladım.
"Borayı gördün mü? " dedim kafamda ki sorulardan bir tanesi olan o soru.
"Görmedim ama onu odasına giderken gördüm. " dediğinde yerimden yavaş yavaş kalktım.
"Tamam ben onun yanına gideyim onada sorayım. " dediğimde Sılanın yanından ayrılıp o sert adımlarımı Bora'nın odasına doğru yönlendirdim.
Boran'ın odasına geldiğimde kapısanı tıkladım ama ses duymadım. Tekrar tıkladım...Tekrar tıkladım ve bidaha tıkladım... Ses yoktu.
Endişeyle kapıyı açtığımda yatağında yorganına sıkıca sarılmış bir şekilde yatıyordu ve etraf dağınıktı. Yerlerdeki camlara basmadan onun yanına ilerledim ve komidinin üstünde bir hap gördüm. Hapı elime alıp baktığımda Sinir Hapı olduğunu gördüm. Bora'nın demek'ki sinir hastalığı vardı ama bu sinir hastalığı çok kötü durumlara yol açar.
Boran'ın yatağının yanına oturup ona doğru baktığımda gözlerinin altı şişmişti. Ve ona sesizce çağırmaya başladım.
"Bora... " dedim sesizce ama sesimi duymadı tekrardan dedim ve yine sesimi duymadı en sonunda ona dokundum ve hemen kalktı.
"Sakın ol, benim Albert. " dedim onun omzuna dokunarak.
"Off korktum, ne oldu? " dediğinde yorganı üstünden çekip yatağında oturur pozisyonuna geldi.
"Hani yaptığımız plan varya işte onu akşam halleticez ve o yüzden akşam balkonda ol tamam mı? "
"Tamam." dediğinde yatağından kalkıp etrafı temizlemeye başladı. Bıra cidden hiç iyi değildi onu biri değiştirmişti ben onu böyle tanımamıştım.
"Neyse, sana kolay gelsin ben gidiyorum. " deyip Bora'nın yanından ayrılıp Liya'nın olduğu odaya doğru ilerledim. Koridorlar dan geçerken kalbim küt küt atıyordu çünkü Liyayı göreceğim için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FARKLI BİR BOYUT(1)
VampirosBen Liya Kayakay. Ben ölü biriyim fakat ruhum dimdik bir şekilde duruyor. Hayatım boyunca kendime söz verdim, başaracağıma, dimdik duracağıma dair. Fakat hayat tam tersini yaptı bana. Bu benim hikayem, acı dolu bir hikayem. İnsanlar dünyaya yenilmek...