2. Bölüm "Şüphe sarmaşıkları"

2.2K 190 45
                                    


BİLGİ:

Hackerlar üçe ayrılır

Siyah şapkalılar

Beyaz şapkalılar

Gri şapkalılar

2.Bölüm "Şüphe sarmaşıkları"

Suçluluk hissi nedir bilir misiniz? Ben biliyordum. Ve bu bir zamanlar canımı çok yakmıştı, hâlâ yakıyordu ama yapabileceğim bir şey yoktu, dermanım kalmamıştı artık. Düşüncelerimden sıyrılıp odağımı karşımdaki adama çevirdim.

Komiser özgüvenli bir tavırla, "Tabi ki gösteririm. Bir yere baskın olduysa illaki izin kâğıdı olur. Benim haberim yok. Baskın olduğundan gelin benimle." diyerek az önce çıktığı ofis gibi olan odaya girdik, ikimiz de.

Komiser çekmeceyi açıp içinden dosyalar çıkarıp inceliyordu bende sessizce komiseri izliyordum. Elindeki dosyaları bırakıp diğer çekmeceleri karıştırdı. "Burada olması gerekiyordu," diye mırıldandı.

Ardından bilgisayarı inceledi. Ama izin kağıdını bulamayacaktı. Bundan adım gibi emindim. Bulsaydı çoktan çekmecesinde olurdu. Ah, bu erkekler ve özgüvenleri ne olacaktı? "Komiser Bey, buldunuz mu?" sesim biraz dalga geçer gibi olduğu için üç saniyeliğine yüzündeki siniri yakaladım. Sonradan yüzünü ifadesizleştirdi.

"Hayır, yok."

"Komiser Bey," deyip elimi uzattım. "Ben Larissa Elis ya siz?" dediğimde. Hafif kaşları çatılmıştı. Sanırım bağırıp çağırmamı bekliyordu, Ama karşısında kim olduğunu bile bilmiyordu ne kadar yazık. Ona şu an bağırsam o aşağılanmayacaktı. Onun yerine kendime eksi yazıyordum. Elini kaldırıp elimi sıktığında tüm vücudum karıncalanmıştı.

"Pars... Pars Kandemir." Anlaşılmaz sesiyle elimi sıkıp bırakmıştı.

"Memnun oldum, Pars Bey." dediğimde o da baş sallamakla yetindi. "E sizi, dinliyorum komiserim."

Hayır, hayır, olgun, zeki kadını oynamamalıydım. Beni şımarık zengin bir kız olarak düşünmesi gerekiyordu. Ya da olgun mu olmalıydım? Kahretsin, ben ne zamandan beridir böyle salakça şeyler düşünüyordum.

Ya kendine gel, Larissa aptallık yapma kendini adama rezil edeceksin şimdi.

Lan iç ses, sen nereden ortaya çıktın, ne zamandır sana ihtiyacım vardı. Sen niye bu boktan durumun içinde geldin?

Yo, ben geçende geldim. Senin kafan nerde Allah aşkına?

Sakın bana aklının bu ad-

İç ses ne saçmalıyorsun sen ya?

Ya ben ne bileyim seni ilk kez böyle görüyorum ondan.

İç ses keserim sesini, bak senin konuşman benim elimde zaten!

Kessene sesimi, hadi, hiçbir şey yapamazsın bak ne diyeceğim yelloz seni!

Bütün sinirim gitmişti nedense iç sesim yüzünden.

Sinirli sesle, "Larissa Hanım, komik bir şey mi var? Varsa söyleyin, biz de gülelim."

O sırada küçük bir kahkaha attığımın farkında bile değildim. Allah belanı versin iç ses rezil oldum,

"Çok pardon, komiser bey, ben size gülmüyordum aklıma bir şey geldi, ona gülüyordum." Şimdi aptal iç sesimden bahsedemezdim.

Ciddileşerek kafamı Pars'a çevirdiğimde konuşmaya başladı.

"Ben gerçekten çok üzgünüm, kusura bakmayın." sesinden sinir,pişmanlık akıyordu. Kaşlarımı çattım. Demek genç komiserimiz özür dilemeyecek kadar gururluydu.

HackerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin