Koşarak geldiğim yer daha doğrusu adımlarının beni getirdiği yer,okula yakın olan bir uçurumun kenarı idi.
Hala ağlıyordum, daha doğrusu ağlamamı durduramıyordum. Sinirlerim fena bozulmuştu. Bende ileri gitmiştim ama yinede bana istediği hakareti edebilir, istediğini söyleyebilirdi. Ama bu çok ağırdı. Aklı yerinde olmayan biri bile yetimhane de büyüyen birine bunu söylememesi gerektiğini bilirdi.Uçuruma baktım bağırmak istedim anneme bağırmak istedim beni bu hayata sürükleyen o kadına bağırmak istedim, bu lanet hayatıma bağırmak istedim. Ya da tüm sorunları kökten de çözebilirdim. Uçurumdan atlayabilirdim. Kim nereden bilecekti ki nasıl öldüğümü. Cesaretimi topladım son kez cesur olmam gerekiyordu.Yapacak ve o uçurumdan aşağı atacaktım kendimi.
Ve tam o an bir ses duydum ama çok geçti. Öldüm sandım ama bir el tuttu elimi.
- Napıyorsun manyak?
Tanrım bu çocuk ölürken bile beni neden rahat bırakmıyordu?
- Asıl sen napıyorsun? Bırak beni ben yaşamak istemiyorum.
- Doğu! Yapmayacaksın! Duydun mu beni?
- Neden? Neden yapmıyorum.
- Çünkü kendini atarsan suç benim üstüme kalır!
- Ne alaka be? Niye senin üstüne kalıyor? Ben kendimi atıyorum.
- Mal! Ben sana öyle dediğim için atmıyor musun kendini?
- Anlamıyorum, şuan ben bir uçurumun kenarından aşağıya sarkıyorum. Sende elimi tutuyorsun. Ben neyse de, sen de ölmek üzeresin ama hala bana hakaret ediyor laf sokuyorsun.
- İlk defa doğru bir şey söyledin. Dur önce seni ordan alayım.
- Güney mal mısın? Bırak beni. Ben yaşamak istemiyorum.
- Oldu canım. Başka? Sanki baloya gitmesine engel oluyorum? Ne kadar rahatsın ya?
- Güney bırak elimi dedim.
- Bende sana şiddetle 𝙃𝘼𝙔𝙄𝙍 dedim.
Bunu söyledikten sonra beni yukarı çekti. Tanrım hiç zorlanmadı bile. Ya ben çok zayıftım. Yada o çok güçlüydü.
Çekmenin kuvvetiyle Güney'in üstüne düşmüştüm. Ama Güney o an yapılabilecek en saçma şeyi yaparak beni alta kendini üste aldı.
- Ne yapıyorsun Güney? Kalk üstümden.
- Bir şey yapmıyorum ya, ne fena bir şeysin sen.
- Kalk o zaman üstümden.
-Bir şartla kalkarım. O da bir daha böyle bir şeye kalkışmayacaksın.
- Sana ne? Sana zararım ne? Daha dün beni tehdit ediyordun. Ne oldu?
- Aradan üç gün geçti. Vicdanımı rahatlatmaya çalışıyorum o kadar.
Sert bir darbeyle Güney'i üstümden attım ne salaktı ya hala aynısını yapıyor laf sokuyordu. Neymiş efendim, 𝙫𝙞𝙘𝙙𝙖𝙣ı𝙣ı 𝙧𝙖𝙝𝙖𝙩𝙡𝙖𝙩𝙢𝙖𝙮𝙖 ç𝙖𝙡ışı𝙮𝙤𝙧 𝙢𝙪ş. Yapma o zaman, ne güzel ölüp kurtulacaktım bu lanet hayatımdan.
- Sen ne gerizekalı bir haltsın ya. Utanmadan şimdide vicdanımı rahatlatmaya çalışıyorum diyorsun.
Ben bunu söyler söylemez Güney hızla ayağa kalktı. Ve yanımda bitti. O kadar yakınımdaydı ki gerilemek zorunda kalkmıştım.
- Ne yapayım Doğu? Nesin benim için. Sadece hiç kimse. Ne istersin? Gözümün önünde kendini gebert bende öylece izleyeyim öyle mi? Benim yerimde kim olsa aynını yapardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GüneyDoğu
Teen FictionUçurumun kenarına gittim. Oturdum ve sakinleşmeye çalıştım. Az sonra tanıdık bir sesle arkamı döndüm. " Ne o yine mi intihara kalkışacaksın?"