22.Bölüm

9 2 0
                                    

   Kahvaltımız bittikten sonra Gayeyle beraber sofrayı toparlayarak bulaşıkları hallettik. Ardından Yaprak ve Toprağı çağırarak planımızdan bahsettik. İkisi de çok sevinmişti. Zaten geç kalktığımız için Elinayın okul saatine az kalmıştı. Hızla biraz abur cubur, içecek, Elinayın aç olma ihtimaline karşı sandviç alarak Elinayın okuluna gittik. Yolda Seda ablayı arayarak Elinayı bizim alacağımızı ve plandak bahsettik. Ondan da izin alınca bir tek Elinayı almak ve üzerine rahat bir şeyler giyinmesi için eve götürmek kalmıştı.

  Okulun önüne geldiğimizde zilin çalmasına 10 dk vardı. Boş boş oturduktan sonra zilin sesi duyuldu. Öğrenciler koşturarak ailelerinin yanına gidiyordu. Az sonra yorgun bir ifadeyle Elinay da gelmişti. Bizi görünce yüzüne kocaman bir gülümseme yerleşti. "Doğu ablaaa" diyerek doğrudan bana koştu. Yere çöküp kollarımı açtım. Hızla kendini kollarıma atınca ayağa kalkıp çevremde bir tur döndürdüm. Tanrım şu gülümsemeye ölünürdü. "Neredeydin sen? Ben sensiz kahvaltı edemiyorum ki." Diyerek yanağıma küçük bir öpücük kondurdu. "Bana kahvaltı etmediğini söyleme küçük hanım" güldü. "Annem aç kalmama izin vermedi ki. Yedim yinede ama şimdi yine acıktım" Bunkez bende onu öpüp "tamam parkta bir şeyler yeriz olur mu?" Dedim. Park diyince oley diye bir çığlık attı. Bu arada "öhöm bizde buradayız ya" diyen Yaprağın sesi duyuldu. Elinay onları yeni fark etmiş gibi "Aaa Yaprak abla sizdemi gelmiştiniz?" Dedi. "Sen şimdi görürsün" diyerek Elinayı gıdıklamaya başlayan Yaprağa Toprak ve Gaye de eşlik etti. En sonunda "çocuğu rahat bırakın" diye çıkıştım. "Ay tamam yemedik manevi kızını" diye bozulmuş gibi yaptı Yaprak. "Ama bayılıcaktım Yaprak abla" diye beni destekledi Elinay.
  Sonra kucağımdan inip Yaprağa gitti. Onun yanağından da öpüp "Ben seni de seviyorum Yaprak abla" dedi. "Güzel ama çok gecikmeden eve gitmemiz lazım. Geç kalacağız. Sen üzerine rahat bir şeyler giyinirsin." Elinay tamam diyerek bizden önce yola koyuldu.

   Bir kaç dk sonra parka geldik. Elinay aç olduğu için önce pikniğimizi yaptık. Ardından Elinay biraz oynadı. Bu arada  ben de durmadan Elinaya "dikkatli ol, düşeceksin, yavaş sallan."  Diyerek rahat vermiyordum. Yaprak Toprak ve Gayeye de dalga konusu çıkmıştı. İyice ebeveyne dönüştüğümü söyleyip duruyordum. Cidden öyleydim. Seda abla olsa bu kadar müdahale ederdi. En sonunda Toprak dayanamayıp "Yeter Doğu sakin ol. Elinay o kadara küçük değil."  Değildi ama düşecek diye o kadar korkuyordum ki oturduğum yerde rahat edemiyordum. "Ama ya düşerse." Söylediğime karşılık Yaprak bunalmış gibi yakasını silkti. "Offf Doğu. Bebek değil o. Bir kaç kere daha Elinayla  parka geldik.  Gayet dikkatli merak etme." Yaprağı Gaye takip etti. "Stres at rahatla diye pikniğe geliyoruz sen daha da stres oluyorsun. Sakin ol." En sonunda onlara hak verdim. Arada Elinayı kontrol ediyordum ama o kadarda abartmıyordum.
 
    Elinay biraz daha oynadıktan sonra yorulmuş olacak ki eve gitmek istedi. Ona hak verip toparladık. Gayeyi evine bıraktıktan sonra biz eve geçtik.
   Annemler henüz gelmemişti. Akşam yemeğine de henüz vardı. Elinay yorulduğunu söyleyerek odasına gitti. Az sonra "Doğu eğer senin için sorun olmazsa Elinayın duş almasına yardım eder misin canım? Annenler gelmeden akşam yemeğini hazırlamam gerekiyor da." Sanırım duyduğum en güzel şeylerden biri olabilirdi. Tabi ki diyerek hemen Elinayın odasına gittim. Arkamdan Toprak ve Yaprak gizleme gereği görmeden gülüyordu. Onlara dil çıkarıp yoluma devam ettim. Odaya geldiğimide Elinay dolaptan giyeceği şeyleri çıkartıyordu. Beni görünce"Doğu abla bana sen mi banyo yaptıracaksın?" Diye hevesle sordu. "Evet bugün beraberiz" yine bir sevinç çığlığı atıp banyoya koştu.
   Birbirimizi ıslatarak süper eğlenceli bir banyonun ardından Elinayı kurulayarak giyinmesine yardım ettim. Ardından üşümemesi için saçlarını kuruttum. Elinayın saçları kıvırcığa yakın ama kıvırcık değildi. Saçlarını kuruttuktan sonra bayağı kabarmıştı. Elinay ofkayarak bana döndü. "Doğu abla ya benim saçlarımda seninki gibi yapar mısın?" Diye sordu. "Anneden izin almadan olmaz." Diye yanıtladım. Aslında vazgeçirmeye çalışıyordum. Çünkü bu yaşta saçlarının ısıdan mahvolmasını istemiyordum. Ama Elinay"Tamam ben annemden izin alıp gelirim."diyerek odadan hızla fırladı. Bende arkasından gülümseyerek ortalığı toparlamaya başladım. Az sonra Elinay Seda ablayla beraber gelmişti. "Doğu abla bak inanmazsın diye annemi de getirdim" ben zekasına hayran kalırken o da Seda ablaya dönüp "anne izin verdin dimi" diye sordu. Seda abla bana gülümseyerek "bir kereliğine olur." Dedi. Elinay mutluluk dansı yaparken ben Seda ablaya dönüp "Vallahi ben birşey demedim Seda abla saçını kurutunca birden sordu." Seda abla bir kez daha gülümsedikten sonra "sorun değil canım. Bir kaç kere bana da sordu. Okulda arkadaşlarından görüp istiyor. Şimdi de seni kullanarak beni ikna ediyor afacan. Neyse çok oyalanmayın annenler az sonra gelir yemek yiyeceksiniz" dedi. Tamam anlamında başımı sallayarak bende gülümsedim.
  Seda abla odadan çıktıktan sonra Elinayla Yaprağın odasına çıktık. Yaprak böyle işlerde bir numaraydı.
   Bizi görünce Yaprak"oooo kimler gelmiş?" Diyerek Elinayı kucağına aldı. "Bu haylazın saçını benimki gibi yapacakmışız" dedim. Yaprak hiç sorgulamadan "o iş kolay tabi gel bakalım sen şöyle otur." Diyerek Elinayı yatağa oturtturdu. Hızla çekmecesinden saçı ısıya karşı korumaya yaradığına emin olduğum bir şey çıkarttı. Düzleştiriciyi de prize takıp işe başladı. Yaklaşık 15 dk gibi kısa bir sürede hallettikten sonra Elinayın saçına bir şey sıkıp "bittiiii" dedi. Ama itiraf etmeliyim düz saç Elinay o kadar çok yakıştı ki. Yüzünün güzelliğini ortaya çıkarttı resmen. Elinay bana dönüp "güzel oldum mu?" Diye sordu. "Çok güzel oldun bir tanem." Diyerek yanağına bir öpücük kondurdum. Elinay ise hızla aynanın karşısına geçti. "Yaaa çok güzel" diyerek zıpladı. Ardından Seda ablaya göstermek için aşağı koştu. "Bu kız aynen sana benzeyecek Yaprak" dedim Yaprağa dönerek. "Tabii" dedi."kim yetiştiriyor onu"
  Gülüşerek aşağı indiğinimizde annemler gelmiş sofradaki yerini almıştı. Onlara da hoşgeldin diyerek bende oturdum. Elinay annemlere de saçını gösterdikten sonrası kucağımda ki yerini aldı. Seda abla buna hâlâ itiraz etsede annemler dahil herkes alışmıştı.
  Güle eğlene yemeğimizi yedikten sonra babam hep beraber bir yere gitmeyi teklif etti. Herkes onay verdikten sonra nereye gideceğinizi tartıştık. En sonunda Elinayın fikriyle tatlıcıya gitmeye karar verdik. Hızla odalarımıza gidip hazırlandık. Buna en çok Elinay sevinmişti çünkü saçını herkese göstermek istiyordu. Aslında annemler Seda ablanın da gelmesini istiyordu. Ama Seda abla çok yorgun olduğunu ve dinlenmek istediğini söyleyince ısrar etmediler. Böylece yola çıktık. Yolda Gayeyi de alacaktık. Kısa bir yolculuğun ardından Kars'ta çok tanınan bir tatlıcıya geldik.
   Tatlılarımız ve içeceklerimiz geldikten sonra yine güle eğlene yemeye başladık.
  Biraz sonra mekana tanıdık bir yüzün girmesiyle yediğim tatlı boğazımda kalmıştı. Ben öksürürken Elinayada sırtıma vuruyordu. En sonunda annemin uzattığı suyla kendime gelmiştim. Mekana giren kişi Güneydi. Hemde yanında bir... Bir kızla. Hem de kol kola. Gaye farketmiş olacak ki gülmeye başladı. Ona sinirli bir bakış atıp tatlımı yemeye devam ettim. İçimden de Güneye saydırıyordum. En mutlu anımda çürük yumurtadan çıkar gibi her yerden çıkmayı başarıyor du.

GüneyDoğuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin