Eteklerimde Lastik

445 18 47
                                    

"Bu kıyafetlere birşey olursa yemin ediyorum kafana sürter temizlerim"

Birkaç dakika ciddi olup olmadığını anlamak için suratına baksam da ciddi görünüyordu.Kötü olanda buydu zaten.Söyledikleri zihnimde şaşkınlık sürecini bitirdiği sırada kocaman bir kahkaha attım.Bu alay barındıran bir kahkaha değildi.Söyledikleri komiğime gitmişti.

Bana o lastiği taktırabileceğini düşünmesi bile komikti.Kahkaham son bulduktan sonra yüzümde silinmekte olan gülümseme ile ona baktım.O ise arabanın kaputunun olduğu yere yaslanmış beni bekliyordu.Bir ayağını diğerinin üstüne atmış kolları ise hâlâ göğsündeydi.

"Cidden bunu yapacağımı mı düşünüyorsun?"dediğim sırada kaşları alayla havalandı.Tişörtü eskiye nazaran daha kırışık duruyordu.Bu havada tişört mü giyilirdi be!Dedi kampa etek ve bluz ile giden kız.Yani etek de uygun değildi ama güzel gözükmek zorundaydım ne yapabilirim?

"Bunu yapacağını düşünmüyorum"dedikten sonra ekledi."Bunu yapacağına eminim"dedi kendinden emin bir ses tonu ile.Bu sefer benim kaşlarım havalandı.Bende onun gibi kollarımı göğsümde birleştirerek üzerine doğru yürümeye başladım.Duruşum netti.

Tam önüne geldiğim sırada adımlarım durdu."İstesem şuradan rasgele bir araba çevirir seni de bu ıssızlığın ortasında bırakıp giderim"dedim aynı netlik ile.O ise sadece omuz silkti.

"Seni durduran ne?"diye sorduğunda benimle oyun oynar tarzda değildi."Hadi bir araba çevir ve git buradan"dedikten sonra başımı yana eğdim.'Hay hay'gibi duran yüz ifadelerim ile önünden ayrılıp adımlarımı arabanın çevresine yönlendirdim.Kaputun önünden dolanıp yolun ortasına doğru kuruldum.

Ardından birşey demeden başımı yan tarafa çevirdim.'Hazır mısın?'der gibi ona baktığımda göz ucu ile yolu gösterdim.Yüz ifadesini beklemeden ise önüme döndüm.Şimdi tek yapacağım şey bir araba beklemekti.Birkaç dakika gözlerimi karanlıkta beklettim.

Ama ne gelen vardı ne de giden!Derin bir nefes alıp göz ucu ile çaktırmadan askere baktığımda ise dudakları kıvrılı bir şekilde beni izlediğini gördüm.Direk başımı yana çevirdim çünkü bir daha bakarsam sinirlerim tepeme çıkacaktı.Bir araba ya sadece bir araba.Rezil olmamam için ihtiyacım olan bir araba.Hani dört tekerli olanından.

Ayaklarım adım sayar gibi ritim tutmuş yere çakılırken kollarımı göğsümde birleştirmiş bekliyordum.Bir dakika geçti.Sonra bir tane daha,bir tane ve bir dakika daha...Tam on dakikadır bir araba gelmesi için ayakta bekliyordum ve oturmamak ya da birşey yapmamaktan dizlerim ağrımıştı.Bu topuklular ileyken bile geçmediğim boydaki bir adama kafa tutmak da nasıl bir cesaretse.

Sakin olmalıydım.Ben Alisa Gürsoy'dum.

Artık umudum tükenmiş bir şekilde yalvarırken yan tarafımdan sinir edici bir ses yükseldi.

"Eee gelmedi seninkiler"diyen sese döndüğümde alaylı bir şekilde beni izlediğini gördüm.Gözlerim kısa bir an yanındaki lastiğe kayınca yutkundum.Hayır hayır kesinlikle ona elimi sürmezdim.Başımı seri bir şekilde tekrar yola çevirdiğim sırada aklıma bizimkiler geldi.Dudaklarımı dişleyip yönümü beni izleyen askere çevirdim.

Birkaç dakika önce yaktığı sigara hâlen dudaklarında duruyordu.Beyefendi bir de keyif çatıyordu.Şimdi ağlayabilirdim.Kesinlikle şuan şurada ağlayabilirdim.

Allah benim belamı zaten birgün verecekti de bugün olacağını hiç düşünmemiştim.Şu pişkin suratı takmayıp kaderime boyun eğmeyi tercih ettim.Adımlarım yavaş yavaş tekerleğe doğru giderken askerin dudaklarını birbirine bastırdığını gördüm.

BOZUK SAATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin