Ani Karar

304 19 3
                                    

Gözlerimi açtığımda sabahın ilk ışıklarının odamı aydınlatması ile uyanmak isterdim ama bu odada pencere bile zor vardı!Ki zaten sabah bile değildi!Gözlerimi ovuşturarak kalktığım sırada küçük pencereden dışarı baktım.Çoktan gece olmuştu.Acaba saat kaçtı ki?

Yataktan doğrulmaya çalıştığım sırada belimde şiddetli bir ağrı hissettim.Belim feci şekilde ağrıyordu.Ve bunun sebebi şu alçak yataktı.Hayır anlamıyorum hapishane gibi hücrede tutulduğum yetmiyordu bir de şu yatak demeye bin şahit isteyeceğim yatakta yatıyordum.Ben bu durumlara düşecek insan mıydım ya!

Sakin olmaya çalışarak yerimden doğruldum.Yatmadan önce dağınık topuz yaptığım saçlarım hâlâ düzenli duruyordu.Belki bir kahve içip kendime gelebilirdim.Üstüme geçirdiğim saten pijamanın yakasını düzeltip ayağa kalktım.Fazilet cadısında kalmak için getirdiğim terlikleri çıkardım valizimden.Üstündeki tüylü peluşlar birazcık ama bakın birazcık dikkat çekse de sorun olmazdı.Sonuçta burada kalıyordum.

Fazilet cadısı demişken o mevzuyu halletmiştim.Ona bugün önemli bir işim çıktığını ve yarın gelebileceğimi söylediğimde itiraz bile etmemişti.Bu kadın bende ne bulmuştu onu da anlamamıştım ama hadi hayırlısıydı.Göz bandımı gorüş alanıma düşmesi ile yukarı çektim.Bu da sürekli düşüyordu.

Terlikleri ayağıma geçirip kapıya doğru yöneldim.Tamam yatak kötü olabilrdi fakat iyi bir güzellik uykusu çekmiştim.Bu yorgunluğumun üstüne ciddi anlamda iyi gelmişti.Hayır yani bir de bulunmasaydım olacakları düşünemiyordum.

Odadan dışarı çıktığımda koridorun soğukluğu vurdu üzerime.Cidden aşırı soğuktu.Klima falan da mı yok diye bakınırken duvarlardaki kameraları fark ettim.Demekki bunlar kamera ile izleniyordu.Başımı çevirip uzun ve ıssız koridorda yürümeye başladım.Ayağımın altındaki yer sanki her adım attığımda daha sa soğuyordu.Sıcak bir cappuccino içsem gerçekten iyi gelecekti.

Adımlarım en sonunda kahve makinesi gördüğüm bir yerde durdu.Kapısı yoktu.Hatta önünü kapatan duvarı bile yoktu.Boylu boyunca uzanan bir tezgah üzerinde ise kahve ve çay makinesi vardı.Tezgahın altında bir tane bulaşık makinesi üstünde ise birçok bardak vardı.Karton bardak satmıyorlar mıydı?Buranın hijyenini hiç mi hiç sevmemiştim.

Gene de sesimi çıkarmadım.Gözüme,orada oturan bir kız ilişti.Üstünde asker üniforması yoktu.Buranın çalışanı olmalıydı.Çok şükür bir çalışanları da vardı.Yönümü o tarafa çevirip seslenmek için elimi kaldırdım.

"Ben bir cappiccino alıyım canım o olmadan ayılamıyorum da"dedim tırnaklarıma bakarak.Birşeyler sipariş ederken araya şaka karıştırmayı seven bir insandım.Bazen bu ciddiliğe dönüşebiliyordu.Çünkü bazı çalışanlar ciddi derecede mendebur olabiliyorlardı fakat bu kız tatlı gelmişti.

Telefonundan kafasını kaldırıp bana bir bakış attı."Elin kolun var mı?"diye sorunca bana mı sorduğunu anlayamadım.Arkamda birine mi sordu diye bir bu yanıma bir diğer yanıma baktım.Fakat hedefinde kimse yoktu.Sanırım muhatabı bendim.

"Var da niye ki?"diye sordum saf saf.Karşımdaki kadın ise onunla dalga falan geçtiğimi sanıyor olacak ki gözlerini devirmişti.Kaşlarımı çattım.Bu ne biçim üsluptu be!Hayır yani bir çalışan nasıl onun üstüyle böyle konuşabiliyordu ki!

"Varsa kalk kendin koy kapiçinonu"diyerek vurgu yaptığında cappiccinoyu bile yanlış söylemesine takılmamıştım.Ağzım şaşkınlıkla açıldı.Burada çalışan varken ben mi koyacaktım?Gene de emin olmak için işaret parmağımı kendi bedenime doğrulttum.

BOZUK SAATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin