İkinci Bir İddia

155 16 11
                                    


Kafamı eğdiğim sırada bana bakan küçük bir çocuk ile karşılaştım.Bir de başıma bu mu çıkmıştı!Alis çok tatlı görünüyor ama baksana.Yani evet tatlıydı ama başa belaydı.Ben hiç çocuk sevmezdim ki!Sürekli masraf eder ota boka ağlarlardı.Bir de her seferinde anne diye çığırıp altlarına sıçarlardı.

Ben çocuklardan nefret ederdim!

Gülümsemeye çalışarak baktım kıçımın dibinde biten bu çocuğa.O ise gözleri parlayana kadar gülümseyip bakıyordu bana.Birkaç adım uzaklaşıp çocuğu görmek açısından boynumu eğdim.

"Ayy çocuğum ne işin var senin burada?"diye etrafa bakınarak sordum.Hayır yani kaybolduysa falan hiç yardım edemezdim.Ulan ben daha kendi götümü toparlayamıyorum elin çocuğunu mu toparlayacaktım!Aferin Alis kendin yetmedi bir de küçücük çocukla beraber kayboldun.

"Kayboldum"dediğinde telaşlı gözlerle baktım ona."Ama gözlerinizde"dediği sırada bu sefer şaşkınlıkla baktım ona.Yani niye olmasın tatlı çocukmuş.Yaşına göre olgun görünüyordu.Salak salak konuşma Alis çocuğu mu nikahına alıcan!

Saçma fikirlerimden çıkıp saçımı hava olsun diye geriye attım."Ayy teşekkür ederim ne tatlı çocukmuşsun ya sen"diyerek bildiğim tek şeyi yaparak çocuğun kafasını okşadım.Umarım buda kıçı terli teyzelerden birinin oğlu falan değildi.Gene de önlem olarak hafiften elimi uzaklaştırdım.

"Sizin kadar değil"diyerek çapkın bir adam gibi sırıttığında dudaklarımdan ufak bir kahkaha çıktı.Karşımdaki çocuk adam ise durmayıp elini pantolonun cebine doğru attı.Gözlerini gözlerimden ayırmadan cebinden çıkardığı çiçeği pat diye bana doğru uzatınca şaşkınlıkla kalakaldım.

Tam birşey diyecekken arkadan gelen erkeksi bir sesle irkildim."Lan Efekan!"gelen sesle beraber gözlerim çocuğun arkasında koşan bedene takıldı.Bu Erdinç beyin ta kendisiydi.Şaşkınlık içinde bir ona bir de önümde biten çocuğa baktım.Bu adam bana yavşayan o Erdinç bey değil miydi?Mallaşma Alis adam niye sana yavşasın!

Beni gördüğü esnada yüzüne yayılan gülümseme ile adımları önümdeki çocuğun çapraz arkasından durdu.Sanırım seslendiği üzere çocuğun adı Efekan'dı.İnsanlar ne garip isim koyuyorlardı Efekan ne anlama geliyordu ki acaba?Sanane Alis!

"Alisa Hanım?"diye söylendiğinde bu durumdan gayet memnun olduğunu gösteren çapkın ve yarım bir gülüş vardı dudaklarında.Elimdeki çantamı önüme alıp koluma taktığımda anlayamaz bir şekilde kaşlarımı kaldırdım.

"Erdinç bey?"diye hâlâ inanmayarak sorduğumda bu sefer dudağı yarım bir şekilde yukarı doğru kıvrıldı.Bir beyefendi edası ile üstündeki askeri üniformayı düzeltip elini Efekan'a doğrulttu.

Erdinç bey ise cevap vermek yerine benim duyamayacağımı zannederek Efekan'a doğru eğildi.Kafasına bir tane daha çarptığında oldukça sinirli görünüyordu."Ulan pezevenk hani herkes kendi yaşına göre takılıyordu"diye sorduğunda nedensizce kulak misafiri oldum.

"Öyle biyşey yok amca!Sende daha az ilerideki sarışın hatunu beğenmiştin.Ağzımızı açtık mı lan!"diyerek yükseldiğinde minnak elini havaya doğru kaldırdı.Taş çatlasın altı yaşındaydı.

"Ulan sen varya ne yavşaksın.Kime çektin onu da anlamıyorum ki!"diyerek atarlandı Erdinç bey.Aralarında bir konu hakkında çekişme var gibi görünüyordu.

Efekan ise sırıttı."Belli olmuyor mu amcacığım"diye kaşlarını kaldırarak sorduğunda Erdinç bey bu durumdan hoşnut olmaz bir tavırla başını yana yatırıp sabır dilercesine bir nefes verdi.

"Hadi sen kendi yaşına göre takıl evladım.Bırak da büyükler konuşsun"diyerek omzuna dosthane bir şekilde vurduğunda Efekan'ın kaşları çatıldı.Amcasına meydan okur gibi çattığı kaşları alnını alnına dayadı.

BOZUK SAATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin