32

5.5K 367 156
                                    

Merhabaa! Oy verip yorum atmanız bana yardımcı olacaktır fakat içinizden gelmiyorsa yapmanızı istemem, okumanız bile çok kıymetli🫶🏼

♪ Arcade- Duncan Laurence

*ೃ

"Söyle, amına koyayım! Çıldıracağım ben! Nesin sen? İnsan mısın, Allah mı? Melek misin, şeytan mı?"

"Hangisine ihtiyaç duyuyorsan," dedim gözümden akan yaşları durduramayarak. Gülümsemeye çalıştım. "Hangisi sana lazımsa, sevgilim."

Yutkundu. Boğazını temizlediğinde saatine baktı. "Gitsem iyi olacak," dedi. "Dinlen iyice, ararım." Birden ayaklanıp alnımdan öptüğünde kapıya doğru bir adım atmıştı bile.

"Gitme," dedim eline uzanarak. Sırtı bana dönük halde birkaç saniye durdu fakat sonrasında omzunun arkasından önce gözlerime sonra baş parmağını sıkıca tutan elime baktı. Bu görüntü onu gülümsettiğinde ben de ellerimize baktım ve gerçekten de kocaman elinin yarısı kadar olan elim, onun tek parmağının etrafındayken oldukça komik görünüyordu. Bir yandan da... İyi görünüyorduk. Zıtlıkların uyumu.

Boştaki eliyle yüzünü sıvazlayıp güçlü bir nefes bıraktı. "Gerçekten bebek," gibi bir şey demişti sanırım ama bunu kısık sesle söylediği için kendi kendine mi konuşuyor anlayamamıştım, üstelemedim de.

Alttan ona bakarak "Kalmayacak mısın?" dedim üzgün bir sesle. "Anlatmayacak mısın bana?"

Derin bir nefes aldığında göğsü kalkıp indi fakat sonrasında dudaklarıma eğilerek sıkı bir öpücük bıraktı. "Sor," diyerek önümdeki sehpaya oturarak bacaklarımı iki bacağının arasında sıkıştırdı. Elim hala parmağındaydı.

Köpek ve öldürme mevzusunda şu anlık onu daha fazla zorlamak istemediğimden "Nasıl büyüdün?" diye sordum.

Kaşları çatıldığında bunun cevabını gerçekten düşünüyor gibiydi, ellerimize bakıyordu. Dakikalar sonunda bulabildiği tek cevap "Hiç küçük olmadım," oldu.

Yutkunduğumda baş parmağındaki elimi çekip elini okşayacaktım ama ani bir refleksle elimi tutup parmağından çekmeme izin vermedi. Bu yüzden boştaki elimi bunun için kullandım. "Nasıl yani?" dedim onu gülümsetmeye çalışarak çünkü çok soğukkanlı görünüyordu. "Çocukken hiçbir kızın saçını çekmedim deme bana." Gülümsedim.

Kaşları çatıldığında "Neden öyle bir şey yapayım?" dedi.

Gülümsemem etkisini kaybedecek gibi olduğunda "Erkekler hoşlandıkları kızlarla uğraşırlardı ya," dedim. "Ondan söyledim."

"Saçını çekmezdim."

"Efendim?"

"Hoşlandığın kız dedin. Çocukken senden hoşlanırdım, çekmezdim saçını. Kimseye de çektirmezdim."

Yutkunduğumda konu yine bir şekilde bana geldiği için utanarak "İlkokulda burada mıydın?" dedim. "Ne zamandır Türkiye'desin?

"Buradaydım," dedi. "Dokuz yaşından beri buradayım."

Kaşlarım çatıldı. "O zaman ilk iki sene Fransa'da okuman gerekmiyor mu? Yedi yaşında başlıyor okul."

Yeniden yutkunduğunda adem elması oynadı. Derin bir nefes alıp "Geç başladım ben okula," dedi tek nefeste.

Yirmi bir yaşında olduğu için mantıklıydı aslında. Hem... General laf arasında Yamaç'ın okulu dondurduğu için hala lisede olduğunu söylemişti. Ama yine de kaşlarım çatıldığında "Geç başlama sebebin ne?" dedim. Boğazımı temizledim. "Yani... Özel değilse bilmek isterim. Cevaplamak zorunda değilsin."

Haleler SöndüğündeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin