13

8.8K 483 213
                                    

Merhabaa! Oy verip yorum atmanız bana yardımcı olacaktır fakat içinizden gelmiyorsa yapmanızı istemem, okumanız bile çok kıymetli🫶🏼

♪ Sanki Rüya – Birsen Tezer
Ateşe Düştüm – Mert Demir

Güzel okumalar, keyifle!

                                                 *ೃ

"N- ne demek yurt dışına çıkmış?" dedim kendime gelmeye çalışarak. "Bugün gelecekti."
Bugün gelmek zorundaydı, iki hafta boyunca bugünü beklemiş ve kafamda ve kalbimde kapladığı alanı iyice sorgulama fırsatı bulmuştum. Bugün burada olsaydı ona aramızdaki bu şeye, eğer o da istiyorsa bir şans vermek istediğimi söyleyecektim. Bu iki haftada kafamdaki sorular bile bir noktada o kadar önemsizleşmişti ki onu görür görmez boynuna atlayacağıma, iyi olduğuna emin olacağıma emindim. Gitmişti... Bana hiçbir şey söylemeden.

Gözlerimi sıkıca kapattığımda Barın telaşlanmış olacak ki kolumdan tutup "Önemli bir şey mi vardı söyleyeceğin?" dedi. "Üzülme, belki gelir ama benimle bile konuşmadı. Atakan aracılığıyla haber verdi bize de."

Kafamı varla yok arası salladığımda teşekkür edip önemli bir şey olmadığını söyleyerek oradan ayrıldım. Telefonumu sıkıca tutup rehbere girdiğimde hemen Yamaç'ı aradım. Normalde telefonumu en geç ikinci çalışta açan adam, bu kez üçüncü çalışı duymamı sağladığında bacaklarımın titrediğini hissettim. Sorun değildi, meşgul olabilirdi, muhakkak dördüncü çalışta açacaktı ama. Çünkü son telefon görüşmemizde de çok meşgul olmasına rağmen bana müsait olduğunu söylemişti.

Bekledim, son çalışa kadar bekledim ve art arda iki kez daha aradım. Birisini asla ikinci kez aramayacak olan ben, onu üç kez aradım ve bunu yaparken müsait olup olmadığının da benim için bir önemi yoktu.

Dilimi ısırdığımda ağzıma kan tadı geldi fakat muhakkak bana döneceğini biliyordum; bilmekten ziyade, hissediyordum. Anlayamadığım yurt dışına neden gittiğiydi. Sevkiyat burada olacaktı ve yanlış bilmiyorsam dedesi Elroy hala Türkiye'de olmalıydı. Ayrıca her ne kadar meşgul olursa olsun telaşlanacağımı bildiği için mutlaka gideceğini bana haber verirdi. En kötü mesaj atardı.

Atakan! Atakan'a sormalıydım. Bugün derse girmemişti ama basket antrenmanları olduğunu biliyordum. Ayrıca Çelik'i de okula girerken görmüştüm yani Yamaç'ın yurt dışına çıkması operasyonla ilgili gibi durmuyordu. Planda bir sorun olsa onlar da sapasağlam olmazlardı, değil mi? İyi olmasını istiyordum. İyi olmasına ihtiyacım vardı.

Hızlıca spor salonuna indiğimde içeride onlarca kişi vardı yine. Gözlerimin Atakan'ı bulması on saniye sürdüğünde görür görmez üzerine doğru hızla ilerlemeye başladım. Antrenmandalardı ama o kadar umurumda değildi ki elindeki basket topunu alıp kolundan tutarak kenara doğru çektim. O da ayak uydurup onu sürüklememe izin vermişti.

Gözlerinin içine bakarak "Yamaç nerede?" diye sordum. Yutkundu. Gözlerini kaçırdığında iyice endişelenmeye başlamıştım.

"Yurt dışında," dedi birkaç saniyelik sessizliğin ardından.

"Yurt dışında nerede? Neden orada?" dedim nefes bile almadan, art arda.

"Fransa'da," dedi kısık bir sesle ardından etrafına bakıp "Önemli bir şey yok, şirket işleri işte her zamanki gibi. Arada gider..." dediğinde sinirlerime hakim olmaya çalışıyordum.

"Bak Atakan," dedim çenem kasılarak. "Gitmez. Gidecekse bile bana haber vermeden gitmez," dedim. "Beni kandırmaya çalışmayın artık! Şu an burası konuşmak için doğru yer değil biliyorum, ama beni öylece etkisiz eleman haline getirmenize izin vermem."

Haleler SöndüğündeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin