Merhabaa! Oy verip yorum atmanız bana yardımcı olacaktır fakat içinizden gelmiyorsa yapmanızı istemem, okumanız bile çok kıymetli🫶🏼
♪ Halsey - 1121
Bölüme geçmeden:
Rica etsem kitabın çalma listesine eklemem gerektiğini düşündüğünüz şarkılar varsa buraya yazabilir misiniz? Merak ediyorum🤍*ೃ༄
Okuldaydım ve Yamaç gelmemişti. Uyandığımda yanımda yoktu zaten. Her ne kadar buna hakkım olmadığını bilsem de bu içimde bir kırıklığa sebep oldu. O anlama gelecek cümleler kurmasına rağmen açıkça ilk aşkım olan o kız sensin dememişti bir kez daha. Takıntılı gibi sevgilimin geçmişini aklımdan atamadığımın farkına varmak kendimi eleştirdiklerimin toplamına dönüştürmüştü sanırım ama buna hakkım var gibi geliyordu. Kim sevgilisinin başka bir kızın anısına çiçek saklamasını isterdi ki?
Hastanedeyken rol yapmış, kafa travması geçirdiğime en çok kendimi ikna etmiştim. Ona, çiçeklerin sahibinin ben olmam konusunda anlattıklarını unuttuğumu düşündürüp biraz daha zaman kazanmaya çalışmıştım. Onun beklediğinin aksine, onu kandırmak için yapmamıştım bunu. Onu bırakmaya hazır değildim. Eğer o kız bensem... Ki imkansız.
Bu meseleyi aşktan ve duygulardan bağımsız, sakin kafayla düşünecek vaktim olmamıştı ki. Uyandığımda bir makinenin içindeydim, ciddi bir hasar alıp almadığım kontrol ediliyordu, o an bile, kendime geldiğim ilk an zihnime fısıldayan ses ve görüntüler Yamaç'ın ormanda bana çocukluk aşkının ben olduğumu anlattığı andı. Odaya geçmiş, ona beni kandırmazsın değil mi diye sormuştum; o an, hissettiğim halsizliğe rağmen ilk söylemek istediğim buydu. Ve ayrıca... Eğer Yamaç'ı itirafını unuttuğuma inandırabilseydim bir süre daha bildiğimi saklamaya devam edecektim. Hatırladığımı nasıl anlamıştı?
Bana anlattıklarını saklama isteğimin temel kaynağını biliyordum ve bunu ikinci kez düşünmek bile inanılmaz utanmama sebep oluyordu: Korkmuştum...
O kız olmaktan da o kız olmamak ve hangi koşulda olursa olsun bana yalan söylemeyeceğine inandığım sevgilimin beni susturmak ve ilişkimizde sıkıntı çıkarmamak için yalan söylemesi ihtimalinden de. Düşününce, ikinci ihtimal en akla yatkınıydı ama buna da asla inanamıyordum, en azından yalanının arkasındaki sebep beni susturmak ve ayakta uyutmak olmamalıymış gibi geliyordu. İnsan hissetmez miydi? Onunlayken bana bakışı, çoğu kişiye göstermeye tenezzül etmediği mimik ve espritüelliği, kurduğu cümleler... Bana ne şekilde seslenirse seslensin, Tilya hariç, onu söylerken inanılmaz ciddi oluyordu, o hitabın bana tam da o şeyin sözlük tanımıymışım gibi hissettirmesi.
Güzelim, dediğinde dünyanın en güzeli bendim sanki; bebeğim, dediğinde en bebek bendim ve bu utanmam gereken değil, aksine gurur duymam gereken bir şeymiş gibi hissettiriyordu. Ve hitap şekillerini öyle anlarda öyle doğru şekilde kullanıyordu ki birinin yerine diğerini kullansa o an çiğ durur, bana ihtiyacım olanı veremezdi. Öyle birlikte ve öyle tektik onunla. Bu sevgi, bu bağ, rol olamayacak kadar gerçek hissettiriyordu. O beni bile isteye incitmez, kandırmazdı. Ama bu beni kandırdığı gerçeğini de değiştirmezdi tabii...
Ve işin acı tarafı, beni her halükarda kandırmış olması ve sormama rağmen sanki dünyanın en net, şüphe götürmez şeyiymiş gibi asla beni kandırmayacağını söylemesiydi. Haftalar önce, çiçeğini yanlışlıkla koparmam sonucu bana beni istemediğini söylediğinde kendini açıklamak için o küçük kızın koruması, benimse her şeyim olduğunu söylemiş; o ve benden iki ayrı kişi olarak bahsetmişti. Madem o kız bendim, neden ilk anda gerçeği söylememişti? Ne olursa olsun bana yalan söylemişti ve bu ihtimallere dayalı bile değildi, mahvediyordu bu gerçek beni...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Haleler Söndüğünde
Romanceİntiharı düşünmekle intihar etmek arasındaki boşluk... Birinde alınan nefes, diğerinde son nefes... O boşluğu dolduracak bir gün fiiliyete geçmemek için yıktığımız kalplerin cesetleri. Seni koruması için var ettiğin cesetlere basarak ilerleyeceksin...