Hayat gerçekten de benim için oldukça esrarengiz bir şekilde ilerlemeye devam ediyordu. Göğün altında bir oraya bir buraya savrulurken rüzgarın beni hangi yöne götürdüğüne dair hiçbir fikrim yoktu. Tüm gözler üzerimizdeyken aralarında fısıldaşıp duruyorlardı. Marley oldukça şaşkın görünüyordu öylece bize bakarken sanki aklında bir sürü şey geçiyormuş gibi bize odaklanmıştı. Bir şeylerin geldiğini biliyor gibi görünüyordu hatta biliyordu. Cadıların sezgileri güçlüdür ama onun yüz ifadesi sezgiden daha fazlası olduğunu bize anlatıyordu.
Onun bu kadar güzel ve genç biri olabileceği aklımdan bile geçmemişti. Yüzündeki şaşkın ifadesine rağmen hiçbir kusur görünmüyordu. Özellikle benden bile genç gözüküyor olması dikkatimden kaçmamıştı. Ormanda hafif bir esinti vardı serin gibiydi ama tüm kadınlar sanki hiç soğuk değilmiş gibi dekolteli ve ince kıyafetlerle duruyorlardı. Ve bir diğer fark ettiğim şeyse hiç erkek olmamasıydı. Köy tamamen kadınlardan ibaretti.
Cadılar bilmediğim dille konuşmaya devam ederlerken Marley onlara kendi dillerinde bir şey söyledikten sonra herkes sustu. Karşımızda üç kişi kalana kadar sessizce dağıldılar. Biri siyah saçlıydı ve neredeyse göğüslerinin hepsi görünüyordu. Diğeri ise tıpkı Marley gibi kızıl saçlıydı ve seksi olduğu kadar masum bir yüz yapısına sahipti. Marley'e çok benziyordu lakin Marley çok daha sert yüz hatlarına sahipken o biraz daha yumuşak bebeksi yüz hatlarına sahipti. Siyah saçlı cadı bana biraz Reha'yı andırmıştı. Onun gibi siyah saçlı ve kaşlar çatık bir şekilde bize olan yoğun bakışlarıyla bile canımıza okuyacak gibi bakıyordu. Ve dudaklarına sürdüğü kırmızı rujuyla dudaklarını birbirine bastırmış düz bir çizgi halini almıştı. Düşmanına bakar gibi bize bakıyordu.
Oldukça ciddi ve keskin bakışlarını üzerimden bir saniye bile ayırmadı. Ondan oldukça karanlık bir hava sezmiştim. Şimdilik ondan pek hoşlandığımı söyleyemem.
"Yoldan geldiniz sizi evimde ağırlamak isterim konuşulacak çok şey var lütfen beni takip edin." dedikten sonra arkasını döndü ve yürümeye başladı. Yanında ki kızlarda onun peşinden ilerlerken atlardan inerek peşlerinden ilerledik. Muhafızlar atları alıp uzaklaştı. Reha ve Onay dikkatle etraflarını incelerken Gölge ve Barlas benim tam iki yanımda ilerliyorlardı.
Gösterişli taşlardan oluşan güzel bir evin önünde durduk. Diğerlerinden çok daha büyüktü ve kızıl sarmaşıklar iki katlı evin tüm duvarlarını tamamen kaplamıştı. Reha ile birbirimize aynı anda bakış attık. Kaşlarını kaldırıp önüne geri döndü. O da benim gibi ilginç bulduğu barizdi.
Gölge ardımdan bana doğru eğildi. "Eve girmek istediğimizden emin miyiz?" diye sordu.
"En fazla ne olabilir ki?" dediğimde "Çok şey." diye cevap verdi.
Yandan "Sen cadılardan korkuyor musun?" diye sordum imalı imalı ona bakarken.
"Ne korkması canım ben sadece senin güvenliğin için demiştim. Tedbiri elden bırakmamak gerekli sonuçta." dedi bıyık altından kıvırmaya çalışırken.
"Merak etme bize bir şey yapmayacaklar." diyerek onu rahatlatmaya çalıştım.
Onay arkadan "Kızmadıkları sürece." diye mırıldandı.
Doğru, cadıları sinirlendirmek en son isteyeceğimiz şey bile olmamalıydı.
Reha sessizce "Uyarın için teşekkürler kardeşim." diye mırıldandı.
Marley kapıya dokunmadan kapı açıldığında içeriden sessiz çığlıklar tüylerimi ürpermesine neden oldu. Böyle güzel bir doğanın bu kadar kasvetli hissettirmesi biraz ürkütücüydü.
"Evime hoşgeldiniz dostlar buyurun, içeri girin."
Sağda kızıl saçlı diğer cadı solda da siyah saçlı cadı kapının yanında içeri girmemizi beklerken Marley içeriye girmişti bile. En önde ben içeriye ilerlerken peşimden de Barlas girmişti. Etrafı ufaktan incelerken beklediğimden çok farklı olması beni şaşırtmıştı. Oldukça zevkli dizayn edilmiş sıcak bir oturma odasıyla karşılaşmıştım. Ahşaptan yapılan büyük bir masa odanın bir kısmını kaplıyordu. Sanırım burası toplantılarını yaptığı alandı çünkü tek bir kişi için bu masa çok büyüktü. Alt kat daha çok toplanma yeri gibiydi. Koltuklar sandalyeler ve karşıda kapısı olmayan direk mutfağı görebildiğim bir alandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Harvey Vadisi
FantasíaBüyünün ve sihrin hüküm sürdüğü, cadıların ve yaratıkların var olduğu esrarengiz bir evrende hiçbir şey kolay değildi. Kraliçenin kayboluşu ülkeyi yıkım evresine getirmiş isyanların çoğaldığı sıra büyük bir yıkımın eşiğine gelinmişti. Aşkın ve savaş...