1. Bölüm- Kraliyet Kapıları

63 3 10
                                    

Hayal dünyama hoşgeldiniz.

Her bölüm Prenses Alin'in giydiği kıyafetlerin görsellerini koymaya çalışacağım. 

Mistik dünyanın en uçsuz bucaksız zamanına hoş geldiniz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Mistik dünyanın en uçsuz bucaksız zamanına hoş geldiniz. Doğduğum andan beri bazı şeylerin en tehlikeli olduğu zamanın bu zaman olduğunu görmüş ve savaşların bitmek bilmeyen en ölümcül olduğu zaman. Tüm vadiden korunarak ve on yedi yaşıma dek saraydan hiç çıkmamış ve içeriye kimse alınmamıştı bu zamana kadar. Anneme göre herkes beni öldürmenin peşindeydi, bir de bunun neden istediklerini bana söyleseydi daha açıklayıcı ve anlaşılır olabilirdi. Zayıftım, bedenim bir savaşa hazır değildi. On yedi yaşındaydım ve hala büyü yapamıyordum. Yüce Bilge'nin dediğine göre psikolojik bir etkeni varmış ama bana bunu nasıl düzelteceğime dair bir bilgi dahi vermedi. Zaman.

Sadece zaman gerekiyormuş.

Saraydaki hizmetliler bile benimle dalga geçme hakkını kendilerinde bulabiliyorlardı. Aralarında sihir yapamadığıma dair devamlı benim hakkımda dedikodu yaparlarken onları duyabiliyordum. Halim oldukça gülünçtü. Kraliçenin taht varisi daha ülkesini korumaktan aciz sihir yapamayan bir kaltaktı onlara göre, ve bende bu düşünceleri onların beyinlerini kafalarının içinde patlatma isteği uyandırıyordu.

Bazen diyorum ki, iyi ki sihirlerim yok. Yeryüzündeki insanlar nasıl hissediyor, hayatlarını nasıl geçiriyorlar bilebiliyorum. Aslında bu, hiç de kötü değildi. Tek sorun herhangi bir savaş esnasında öteki tarafa tek çırpıda gidebileceğim ve vadiyi koruyamayacağımdı. Onun dışında hiç de bir problem yoktu.

Oku yayda iyice gerdim ve hedefi tam ortadan vurdum. Yayın fırlayışıyla yarattığı ufak esinti saç tutamlarımın havalanmasına sebep oldu. Ok talimi yapmaktan kollarım ve sırtım iyice ağrımaya başlamıştı. Çevremde beni ayakta bekleyen askerlerin hareketsiz bir şekilde beklemeleri ve izlemeleri belki de içlerinden sövmeleri biraz kanıma dokunuyor olabilirdi.

Bu onların görevi diye kendime hatırlattım.

Sihrim olmadığından dolayı kendimi koruyamayacağımı düşünen annem 'ki bu doğru' bana bir sürü asker tahsis etmişti. Asla dışarıya çıkamamış biri olarak sarayın içinde beni kimden ve neyden koruduklarını dahi bilmiyordum. Dışarı çıksam da halkım beni tanımazdı bile! Çünkü beni hiç görmediler.

Bunun yanı sıra kimse halkını koruyamayacak bir kraliçe istemezdi. Kraliçe Sara, Harvey Vadisinin en iyi koruyucusuydu. Gelmiş geçmiş en güçlü Kraliçe oydu. Büyükbabam ben daha bebekkenToros savaşında hayatını kaybettikten sonra tahta annem Sara geçmişti. Annemden sonra ise tahta geçebilecek tek varis bendim. Annem hiç evlilik yapmamıştı, geçirdiği tüm hayatını ben ve vadiye adamıştı bu yüzden sadece ben vardım. Güçleri bile olmayan, daha kendini bile korumaktan aciz olan Prenses Alin...

Bir ok daha aldım ve yaya geçirdim. Hedefe odaklanırken kollarım titriyordum. Artık talim yapmaktan bitkin düşmüştüm.

Söylentiye göre babam bir insanmış, annem asla babamdan söz etmediği için duyduklarımla yetiniyordum. Bir kez babamı sormaya kalktığımda büyüyle beni susturmayı başarmıştı. Büyükbabam da beni hiç sevmemiş. Bir insan olduğum ve güçlerimin olmaması onun için bir utanç kaynağıymış. Büyükbabam hakkında pek bir şey bilmiyordum tek bildiğim halkın bile büyükbabamdan çok korktuğuydu. Halk tarafından 'Zalim Rik' diye anılırdı.

Harvey VadisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin