6. Bölüm- Karanlığın Kargaşası

17 3 0
                                    

"Saldırıya geçtiler de ne demek?"
Hepimiz odamın kapısına yaslanmış pencerelerden olabildiğince uzak duruyorduk. Efi olabildiğince sakin kalırken Hera zangır zangır titriyordu. Reha ise kılıcını çekmiş ve onu etrafı mavi alev gibi bir büyülü kılıç haline getirmişti. Savaşçıların bu gibi zamanlarda silahlarını büyülendirip daha güçlü ve ölümcül kılmasını sağlıyordu.
Kapı ardımızda açılmaya çalışırken kızlar bir anda çığlık attı. Hepimiz kapıdan hızla uzaklaştık ama korkulacak bir şey yoktu. Kapı açıldığı gibi içeri ondan fazla muhafız ve Gölge girdi. Günlerdir yüzünü dahi görmediğim Gölge, saçları dağılmış göz altları morarmıştı. Kaç gecedir uyumuyordur kim bilir.
Muhafızlar odanın büyük pencerelerin önünde dizildiler ve hazır ol pozisyonuna geçtiler. Gölge yanıma gelerek elleriyle yüzümü kavradı ve herhangi bir yerimde bir şey varmı diye kendince kontrol etti. "İyi misin?" diye sorduğunda onu başımla onayladım. "Güzel."
Gölge'nin ardında kapıda iki kişi daha odaya girdi. Barbar ve Onay da gelmişti.
Reha onların yanına giderek  "Ne yapacağız?" diye sordu.
"Prensesi koruyacağız."
Barbar da kılıcını kınından çıkardı ve elini kılıcın üzerinde gezdirerek onu büyüledi. Kılıçtan turuncu alevler parladı.
Herkes hazır ola geçmiş gelmekte olanı bekliyordu. Gerçekten böylece saraya saldırmalarını mı bekliyorduk?
"Halkım tehlikedeyken burada gerçekten saldırmalarını mı bekliyoruz?" diye bağırdım. Kaşlarım çatılmış sinirli bir şekilde hepsine tek tek baktım.
"Merak etme Zalton hepsini hallediyor. Şehirdeki muhafızlar harekete geçti, saray sınırları da korunmaya alındı." dediğinde en azından halkı boş bırakmamaları akıllarına gelmişti. Her şey bir yana Gölge'nin yanımda olması bana güç veriyordu. Ona güveniyordum. Çünkü bana yalan söylemeyeceğini biliyordum.

Fırtına git gide artıyor çığlık sesleri yükseliyordu. Bazı sihir patlama sesleri de duyuyordum.
"Neler oluyor peki biri bunu artık söyleyebilir mi?" diye sordum.
Barbar bana doğru döndü ve "Karanlık orman yaratıkları şehre indi." dedi. Evet şimdi bu soğuk ve tüyler ürperten hissi netleştirmişti. Onlar gerçekten de buradaydı.
Efi araya girerek "Onlar durup dururken niye bize saldırsın ki?" diye sordu. Bunu bende merak etmiştim, bir kaç tahminim olsa da emin değilim.
"Birileri onları kontrol ediyor." dedi Onay, haklıydı. Onları biri kontrol etmediği sürece karanlık ormandan ayrılmazlardı. Onlarla karşılaştığınızda size anında saldırırlardı. Düşünme yetileri yok, ayrıca vahşi ve etçillerdi. Zehirli iğrenç yaratıkları ve mutasyona uğramış gibi birbirinden çok farklı yaratıklarla doluydu. Bense onları sadece kitaplardan ve bana anlatılan derslerden biliyordum. "Sisli Vadi'nin Lordu yine her fırsatı değerlendiriyor olmalı. Kraliçenin kayıp olduğunu bu kadar hızlı öğrenmesine şaşırdım. Fırsatçı herif!"
"Neden şaşırıyorsun?" diye sordu Efi, Onay'a bakarak. "Sarayda bir hain olduğuna artık herkes emin oldu bence."
Hera araya girerek "Ne malum Kraliçeyi Sisli Vadi'nin kaçırmadığı?" diye sordu. O an odada derin bir sessizlik oldu. Herkes birbirine bakmaya başlamıştı.
Hera'nın bu söylediği o kadar mantıklı gelmişti ki içimden bir ses, Sisli Vadinin annemi kaçırıp sarayı etkisiz hale getirmeye çalışmış olabilme ihtimali çok yüksek olduğunu işaret ediyordu.
"Ana beyin ortadan kalkarsa savunma çöker mantığı." diye tamamladı Onay.
Reha şaşkınlıkla "Gerçekten bunu Sisli Vadi yapmış olabilir mi?" diye sordu.
Barbar sessizdi, derin düşüncelere dalmış gibi duruyordu. En başından beri benim güçlerimin farkındaydı. Bana balo da yakınlaşmış olmasının sebebi tamamen belliydi. Bana yardım etmeye çalışması falan hepsi en başından beri bir amaç uğrunaymış. Şimdiyse kafasında ne tilkiler döndüğünü bilmeden sadece ona odaklanmıştım. Sessizdi. Kalabalık ortamlarda çok fazla konuşmadığını fark etmiştim artık. Planları olduğunu biliyorum ama bir kara kutu misali kendini hiç belli etmiyor.

Onay başını kaşıdı. Kaşları çatıktı. "Neden olmasın, Harvey'in en büyük düşmanı Sisli Vadi." dedi.
Doğruydu.
Meşe Vadisi bu güce sahip değildi. En fazla Sisli Vadinin yanında yer alırdı ama o savaştan sonra bir daha buna cesaret eder miydiler bilemem.
"Bunun arkasında Sisli Vadisinin olduğuna artık eminim."
Reha "Nasıl?" diye sordu.
"Her şey balo günü başladı. Prensesin on sekizine girdiği gün. Önce zehirlenme sonra kraliçenin ortadan kaybolması şimdi de karanlık orman canavarları. Her şey peş peşe oluyor bunun bir saldırı olduğu ortada. Yavaş yavaş içten çökertmeye çalışıyor." Herkes pür dikkat Barbar'ı dinlemişti. Annemi Sisli Vadi kaçırmıştı. Buna artık emin olmuştum ve benim ölmemi isteyenlerin de onlar olduğu belliydi. Onlara tehdit oluşturuyordum. Gücümü biliyorlar, kendi güçlerine karşı kazanma şansları olmadıklarını düşünüyorlardı.
Karanlık güce sahiptim ve bu onlar için bir tehditti.

Harvey VadisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin