20. Bölüm- Kıvılcım

14 1 2
                                    

Her yer karanlıktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Her yer karanlıktı. Ayaklarımın yere bastığını bile hissetmiyordum. Hafif bir rüzgar saçlarımı okşayıp usulca geçti yanımdan. Uzaktan kulağıma çalınan korkunç sesler tüylerimi ürpertti. Ateşin çıtırtısı ve duman kokusu kulaklarımda ve burnumda duyuyor ve kokusunu alabiliyordum. Aynı şey oluyordu sanki. Karanlık ormanın ortasındaymışım gibi hissediyordum ama farklı bir şey vardı.

Korku yoktu.

Hissetmiyordum.

İçimde parıldayan farklı bir duygu kol geziyordu.

Neydi bu?

Sesler bir camın ardında konuşuluyormuş gibi boğuk geliyordu. Kulaklarım vızıldıyor başım çatlayacak gibi ağrıyordu. Bedenim ise hiç hissetmediğim kadar dinç ve enerjikti. Sanki ben, ben gibi değildim. Bedenimde başka biri daha nefes alıyormuş gibi hissediyordum. Beynimin ise kesinlikle ne olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu. Kendime gelmek istedim ama bu beni oldukça zorladı. Gözlerimi aralamaya çalıştım. Gözlerimi alan ışık huzmesinden dolayı gözlerimi iyice kıstım. Işık resmen gözlerimden beynime kadar delip geçmişti.

"Uyandı sanırım." Diye net bir ses duydum. Odanın derinliklerinde bir köşeden geliyordu.

"Alin?" biri adımı seslendi. Tanıdık bir sesti.

"Küçük yavru?" bana yavru ve minik şeklinde seslenen tek bir kişi vardı.

Marley.

Bir kaç ses daha adımı söylerken elimi sıcak bir elin kavradığını hissettim."

"Uyandı mı?" Hera'nın tiz çekingen ses tonunu duydum.

Hemen ardından "Nihayet." Diye bir ses daha çıktı. Bunun kime ait olduğunu çok iyi biliyordum. Hatta göz devirdiğini tahmin etmek hiç de zor değildi.

Gözlerimi açtığımda yüzüne düşen saçların arasından bana bakan bir çift endişeli göz ve ateş gibi saçlarıyla yanımda beni kontrol eden Marley'i gördüm. Gölge sıcacık eliyle tenimi okşarken zorda olsa gülümsemeye çalışıyordu. Ölmediğim için şu anda mutlu olması gerekiyordu. Yüzünün asık olması bir şeylerin ters gittiğini düşünmeme neden oldu. En son ne olduğunu hiçbir şekilde hatırlamıyordum. Orada değildim sanki. Ya da olduğum yerden yarısında bırakıp çekip gitmiştim. Öyle olsa bunu bilirdim. Bense hiçbir şey hatırlamıyordum. En son dumanın etrafımızı bir çember gibi sarıp bizi içine hapsettiğini hatırlıyordum. Ondan sonrası karanlıktı işte.

"İyi misin minik yavru?" diye sordu. Marley kehribar gözleriyle benden cevap beklerken Gölge'ye baktı. Hala neler olduğunu idrak edememiştim. Ben ne zaman odama geldim? Nasıl geldim? Ne zamandır baygındım?

"Ne oldu?" diye sorabildim zor bela.

Eftalya öne çıkarak "Hatırlamıyor musun?" diye sordu. Başımı iki yana salladım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 15, 2024 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Harvey VadisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin