16-Yaklaşan Doğum Günü

93 12 6
                                    

Her İnsanın hayatında mutlaka bir dönüm noktası vardır. Sarp ve Uygar. İkiside benim hayatımın dönüm noktaları. Kendime ayırdığım bir zamandan sonra artık bir şekilde kendime gelmem gerektiğine kanaat getirdim,ve ikna edildim. Hayat seni bir noktada bıraktığı zaman o noktan bir milimde olsa ileri gitmen gerekiyor,olanlardan sonra hiç kıpırdamamıştım,olduğum noktadan bir milim dahi ilerleyememiştim. Arkadaşlarım..
Arkadaşlarım sayesinde tekrar hayata yeni bir adım atmıştım. Yeni hayatımın ilk adımını da doğum günümle gerçekleştirecektim. Doğum günüme tam 10 gün vardı. Tam 10 gün sonra hayatımın ana teması "Make a wish" şeklinde şekillenecekti. Yaz gelmişti. Sonbaharı ve buna bağlı Cem Adrian şarkılarını Ağustos sonuna kadar hem kütüphaneme hemde içime kapattım. Yaz gelmişti. Haziran bitmek üzereydi. Düşüncelerim arasından yataktan kalktım ve hızla Aymaral'ın yatağına atlayıp çığlık attım.
-Bil bakalım kimin doğum gününe 10 gün kalmışşş.!
-Ha hı benim değil mi? Benim olmalı.
Hırsla yerimde doğruldum,resmen çığırmaya başladım.
-Ne demek benim! Senin değil! Benim! Sana çok var. Taaaaaa 21 Ağustosta. Yaniiiiiii bu da "benim" doğum günüm demek oluyor.
-E iyi tamam evet doğum günüm 21 Ağustosta,hem bir gider misin Ahla,Uyumaya çalışıyorumda. Sabah sabah.
Üzülmüş ve sinirlenmiştim. İnsan biraz dinler. "Oyomoyo çoloşoyoromdo, Soboh Soboh." bok uyu. inşallah tepesinde üçüncü gözü kendi kafasına açan adamla,ağızsız baltalı seri katil senin peşine takılırda, o zaman görürsün uyumayı. Hıh! Uyuyacakmış.
Parmak arası terliklerimi giyerek paldır küldür Uygarın odasına daldım. Resmen daldım. Beyaz kapıyı öyle hırsla açtım ki geri doğru gelmeye başladığında kapıyla kavga etmeye başlamıştım.
-Tabii ki gelip alnımın ortasına çarpacaksın! Adi kapı! Lanet girsin senin gibi kapıya!
O arada Uygar yatakta doğrulmuş bana sallamaya başlamıştı.
-Hayır,insan gelir öper saçını okşar,bu deli kız kapıya kafa atıp kapıyla kavga ediyor. Normal yok. bu evde bir tane normal yok.
-Nirmil yik bi ivdi bir tini nirmil yik, diyene kadar kapılarına ayar çek bu ne!
Uygar yerine geri yatarken bende yatağa yanına gittim. Tam ağzımı açmıştım ki,
-Ahla nolur bir şey söyleme çok uykum var,sonra söyle.
-A-ama bunu söylemem lazım.
-Önemli mi? Oğgkkkfiske diye sorup birde üzerine esnediğinde etkiye tepki olarak bende esnedim ve
-Evet önemli.
O kolunu yastığın altına almış,yırt üzeri yatarken,yatağın yanından kalkıp göbeğinin üzerine oturdum.

-Uyan. Önemli diyorum. Uygar.
-Ha hı hı söyle ben seyi dinliyoyum.
Aynı şekilde iken birden çığlık atarak "on gün sonra kimin doğum günü?!"diye sordum. tabi çığlığın etkisiyle Uygar aniden doğrulunca bende kendimi amele sümüğü gibi parkeye yapışmış buldum. ben ah diye inlerken, Uygar homurdanıp yatağa dönmüştü.
-Bu muydu yani Ahla,Aymaral'ın doğum günü. dedi ve kıçını devirip yattı. Resmen yattı. Hemde kıçını devirip yattı. Bende yapıştığım yerden kalkıp kudurmuş bir şekilde Demir'in odasına doğru yürümeye başladım. Hem Uygara hem Aymaral'a sövmeye başlamıştım. Demir'in odasının önüne gelince kapının arkasından gelen hafif müziği duymuştum,Uyanmış olmalıydı,tekrar kapıyla kavga etmek istemediğimden yavaşca kapıyı çalıp bekledim. içeriden gel sesi duyunca hemen içeri daldım. O sırada Demir, bir tane demir sopaya asılmış kendisini yukarı çekiyordu, ups! İmin tinrim didim. neyse Ahla kendine gel. hedeften şaşma. birde Uygardan şaşma. hem kendim hem iç ses birden "çüüüöööş" Uygarın hakkını yeme. Kes o dırzoyla bir daha nah konuşurum ben,davaroğlu.
Ahla sesini kes Demir uzaylı gibi sana bakıyor diye uyarınca iç ses hemen muhabbete girdim.

-Oo adam spor yapıyor dağılın.
-Yapıyoruz işte bir şeyler. dedi ve yandan sırıtmaya başladı.
-Hayırdır Ahla,sen pek uğramazdın bana.
-Yani şimdi niye öyle diyorsun ki,seni görüyorum konuşuyoruz. Sen benimle dalga geçiyorsun. Yoksa prensiplerim arasında arkadaşımın erkek arkadaşının odasına girmek gibi bir huyum yok sizin aksinize.
Gür bir kahkaha attı (hatta o kadar abarttı ki bir ara randoma bile kaydı) ve
-hahahahdabjöggahaha ! Sabah sabah laf sokmaya mi geldin,ama iyi geldin her sabah böyle uğrasana.
-Onu birak sana bir şey sormaya geldim. dedim en sevimli halimi takınarak.
Yere atladı,havlusuna suratını sildikten sonr Tek kaşını kaldırarak, evet dedi.

KARA AŞK -DÜZENLENİYOR-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin