Bölüm:15-PARK

87 12 9
                                    

Ahla evden çıkınca ben ve demir kahkaha atmaya başlamıştık. Uygar ise Ahla'nın peşinden evden çıkmıştı. Geçen geceyi hatırlayarak birden durulmuştum. Ne halt edeceğimi bilmiyordum. Genellikle pisliğe ve dalgaya vurarak etrafta dolaşıyordum ama geçmişten gelen derin sessizlik beni ürkütüyordu. Sarp'ın bu kadar kolay Ahla'nın peşini bırakması... ımmm bilmiyorum pek inanasım gelmiyor,Ahla toparlanmaya çalıştığı için pek bir şey söylemiyorduk ama Sarp'ı biraz tanıyorsam mutlaka haberlerimiz ona gidiyordur. Sarp hakkında Uygarla konuşmayı beynim odalarına renkli ışıldayan panolardan birine kazıdım. Demir'e doğru dönerek Kitap okumam gerektiğini söyledim ve odama geçtim o da zaten spor yapacağını söyleyerek ayrıldı. Odaya geçtiğimde Sevda Sözlerini okumaya başladım.

UYGAR&AHLA

Evden hışımla çıktım alabildiğine yürümeye başlamıştım. Kendimi bulamıyordum,dipsiz,kör kuyularda kaybolmuştum adeta,ne yapacağımı nereye gideceğimi bilmiyordum.Hala korkuyordum kendime itiraf edemediğim bazı şeylerden. Sarp'ın birden elini ayağını çekmesi,hiç bir şeye karışmaması haberini almamam gibi şeyler bir yandan beynimin nöronlarını iğneleyip onları canlı ben tetikte tutarken,bir taraftan kendime düşünme payı açmaya çalışıyordum. Uygarla uyumuştum,hiç kabus görmeden,korkmadan,aniden uyanmadan.. Benden hoşlandığını biliyordum. böyle yapmam ona umut veriyordu onuda biliyordum. ona ihtiyacım vardı, o da bunu biliyordu ama onu kullanıyormuş gibi hissetmekten kendimi alamıyordum,lanet olası bir sürtük gibi hissediyordum kendimi,düşüncelerimle savaşırken birden Uygar'ın beni durdurmasıyla olduğum yerde durup ona baktım.
-Ahla..

-Ne?! Ne var ! Ne Ahla ne!

-Ahla iyi misin? Kendine gel ne dedim.

-Yok bir şey. neden sürekli etrafımdasın,neden geliyorsun,neden. o kadar çok neden sorum varki soramıyorum,toparlayamıyorum,sen her böyle yaptıkça sana umut veriyorum,umutlanıyorsun,kendimi sürtük gibi hissediyorum. neden uygar neden? Dedim sesim sona doğru kısılırken..

Uygar'ın gözünden bir an sinir geçtiğine yemin edebilirdim,neredeyse ilkti onu öyle görüşüm. Öylece suratıma baktı. aradan gecen 2-3 dakika sonra, kolunu bana uzatarak hadi gel dedi.

-Hadi gel Ahla,bir banka oturup konuşalım.

Hiç bir şey söylemedim kollarımı bereye koyacağımı bilemiyordum,kendime sardım sanırım en iyisi buydu ve yanında sessizce ilerlemeye başladım. Çocuk parkındaki banklardan birine oturduk,hava hafif esiyor olsada üşütecek veya pişirecek tarzda değildi. En sevdiğimdi. İkimizde konuşmuyorsuk,parkta oynayan çocuklara bakıyorduk.. bir müddet sonra derin bir nefes alıp konusmaya başladı Uygar.

-Küçük bir çocukken insanın düşündüğü tek şey park oluyor,düşüyorsun,ağlıyorsun,dizin kan revan içinde kalıyor,yinede devam ediyorsun,istiyorsun çünkü devam etmek istiyorsun. eve dönmek istemiyorsun,zamanın parkta hiç geçmemesini istiyorsun ancak her zaman yavaş hareket eden akrep ve yelkovan bu sefer seni dinlemiyor,gözünü açıp kapattığınla kalıyorsun, bir bakmışsın beş dakika daha derken evi boylamışsın farkında olmuyorsun.. Ahla ben eve dönmek istiyorum,sana dönmek istiyorum. Sana neden beni sevmiyorsun demeyeceğim. demek istiyorum,neden diye bende sana haykırmak istiyorum,Sarp kadar değerim yok mu demek istiyorum. Ama diyemiyorum,dersem kırılacağından korkuyorum. Alacağım cevapla kırılacağımdan korkuyorum. Ahla.. Bu kadar mı rahatsız oluyorsun benden merak ediyorum? Bu-bugün o resmi gördüğünde neden öyle tepki verdin yoksa benimle olmaktan mi utanıyorsun. Eğer öyleyse ben bir çözümünü bulabilirim. dedi.
Voov tek nefeste bunu nasıl demişti. Ahla mal mısın kızım cocuk ne diyor sen ne düsünüyorsun. sanırım burda cevap vermen gerekiyor. öyle mal mal ellerinle oynaman değil.

-Senden rahatsız olmuyorum Uygar,nasıl böyle bir şey düşünebilirsin aksine,yanında çok huzurlu hissediyorum,kafamı dizine koyduğumda tek kelimeyle huzuru hissediyorum. ya da geçen akşam seninle uyuduğumda neden bilmiyorum ama hiç kabus görmedim,bebekler gibi uyudum. senden utanmak mı yani senden utanıyorum ama o anlamda değil. Bugün o resmi gördüğümde utandığım için öyle tepki verdim dedim ve kafamı yavaşca eğdim. Sonra derin bir nefes alıp kısılca devam ettim.
Senden zaman istemiştim. seni oyalıyor gibi hissediyorum Uygar,çok dengesiz bir ruh hali içindeyim,evet demek istiyorum ama diyemiyorum. çünkü be-ben korkuyorum,Sarp'ın birden çekilip gitmesi hiç bir şeye karışmaması beni ürkütüyor,heran bir yerden çıkıp sevdiklerime zarar verecek diye korkuyorum,sana evet dediğim an rahat durmayacağını sende biliyorsun ki Sarpla iyi bir geçmişin olmadığını göz önüne alırsak..

-Ahla anlamıyorsun,anlamak istemiyorsun,ona rağmen istiyorum. benden kat kat güçlü olduğunu biliyorum. Ama bu işte biraz fedakarlık gerekiyor,gerekmiyor mu sencede,sana hemen gel şimdi gel demiyorum. Sana sadece gel diyorum,her hangi bir zaman diliminde herhangi bir anda gel sadece gel..
O da başını önüne eğmiş ellerine bakıyordu. Sahi ne güzel elleri vardı. Ellerine uzandım ve tuttum,omzuna başımı koydum, o ise sadece

-Ömür boyu böyle kalabilirim. bu omuz ömür boyu başını burada taşıyabilir.. dedi.
Uygar nasılda beni iki arada bir derede bırakıyorsun.. Klasik bir sosyal medya sözü ile devam ediyorum arkadaşlar "hata yapılmadan geçirilmiş bir hayatı hata yaparak geçirmeye falan filan" anladınız işte. Hayatımın bu andan sonra nasıl şekilleneceğini birazdan hep birlikte izleyeceğiz,Hani o bir anda gelen bir istek vardır,kuaföre dalarsın ve beline kadar olan saçları bir anda kestirirsin ya tam anlamıyla öyle bir şey..
Kafamı kaldırdım, ve sadece içimden geleni yaptım. ne mi yaptım Uygar'ı öptüm. evet. evet. öptüm. bu kadar kararsızken çocuğun duygularıyla neden oynuyorsun sürtük dediğinizi de duyar gibiyim. Ama belkide haklı,belki birlikte olarak daha güçlü olabiliriz. Masumane bir öpücüktü,iki küçük çocugun dudaklarını birbirine deydirmesi hemen çekmesi gibi..
Ondan sonra bir şey olmadı.. bana baktı tebessüm etti ellerimi tuttu,eve gitmemiz gerektiğini söyledi.. Başka Hiç tepki vermedi. Aslında haklı ne halt etmeye çalıştığı belli olmayan bir kıza bende tepki vermez. Yanyana yürüyorduk eve doğru. Kolunu omuzuma atmasayla irkildim. Gel diye kolunun altına çekti. Şuan sevgili gibi görünüyor olmalıydık.

-Ben bazen ne yaptığımı bilmiyorum Uygar.

-Evet. Sen bazen ne yaptığını bilmiyorsun Ahla.

-Haklısın.

-Haklıyım. Şimdi ağzındaki baklayı çıkart artık.

-Şey ben ben bir şey demeyecektim. dengesiz davranıyorum ondan özür dileyecektim,korktuğum şeylerden birisin Uygar,yani Sarp'ın size zarar verme düşüncesi..
Bıkkın bir şekilde nefesini dışarı verdi..

-Ahla,şunu bil ki olacağa hiç bir zaman çözüm bulamazsın. adı üzerinde olacak yani yaşanacak. Önüne geçemezsin.

-Ama önlem alabilirsin!

-Alsanda bir şekilde yine seni bulacaktır. O yüzden gelene kadar düşünmemek en iyidir bazen. Düşünme ahla. Sadece.. Yaşa.
Boynuna sarıldım. ne de güzel anlatmıştı,utanarak

-Buda anı yaşamaktan sayılıyor mu diye sordum.

-Eğer isteyerek yapıyorsan evet sayılır.

-İstiyorum. diye mırıldandım.
Kollarını belime sardı.

-Bende istiyorum. her şeyden,herkesten,her şeyden çok.. Seni seviyorum.

KARA AŞK -DÜZENLENİYOR-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin