Sabah uyandığımda geçmişten gelen ne varsa hepsini geçmişte bırakacağıma karar verdim. Aymaral'da benim yüzümden yatağın köşesine kıvrılmış bir vaziyette yatıyordu. hiç bir eşyam burada değildi. ne yapsam diye düşündüm ilk önce. Sonra odadan çıkıp salona baktım,uykunun mahmurluğuyla salonda bir kere turladım,aslında tam olarak şöyle,salonda turlamamın sebebi cesaretimi toplamak istememdi. Derin bir nefes alıp elimi gözüme siper ederek,Uygar'ın odasına sessizce girdim. Gördüğüm manzara karşısında "AMAN TINRIM DİDİM" resmen. Bu çocuk bu soğukta neden üstü çıplak yatıyorki! Fazla bakmamaya özen göstererek odanın diğer ucundaki dolaba doğru ilerledim. TANRIM RESMEN HIRSIZLIK YAPIYORUM! yavaşça dolabın kapağını açtım ve kapattım burası değil burada tişörtler vardı. diğer kapağı açtım burada da yoktu burada ceketler montlar gömlekler vardı. Son kapağı açtığımda iste Zafer çığlığı atmak istedim,Aslında suyu arayıp bulan bilge kadar sevindim. eşofmanları raftan aldım ve parmak ucunda sessizce odadan çıkacakken Uygara bakma gereksinimi hissettim nedense, hala aynı pozisyonda yatıyordu,Yönümü değiştirerek yatağa doğru ilerledim ve yerde duran pike'yi alıp üzerine örttüm. Sessiz ve yavaş adımlarla kendi odama doğru ilerledim. Hemen üstümü çıkarttım ve üzerime Uygar'ın eşofmanlarını giydim,giydim ancak,beş yaşındaki çocuğa 38 beden tişört giydirmiş gibi oldu. Hazırdım son olarak Aymaral'a baktım,hala uyuyordu. Sessiz bir sekilde "Canım arkadaşım,senin hakkını nasıl ödeyeceğim benim için hayatınla oynuyorsun resmen." Dedim tam arkamı dönmüştüm ki Aymaral "Ahla yeterki sus,susarsan bana olan borcunu ödersin." dedi valla bu kız evrenle fazla iletişim içinde,bir ara kendisine getirmek lazım bunu. Aymaral'ın koltuğun üzerinde duran çantasından Bir miktar para aldım,banyoya gidip saçlarımı ıslattım ve taradıktan sonra hazırdım ve evden çıktım. Saat 9.30 du eğer işim çabuk biterse onlar uyurken gelip kahvaltı hazırlayabilirdim. Apartman çıktım ve dümdüz uzanan yolu takip ettim.
SARP TARAFINDAN
Sabah çalan telefonla uyandım,bu saatte kim arardı ki lanet olsun ya.
-Ne var?
-Efendim,kusra bakmayın,haber verin dediğiniz için aradım.
-Uzatma be oğlum.
-Efendim Ahla Hanım evden çıktı. Üzerinde bol bir eşofman vardı. Saçları ıslak gibiydi. Ve çantası falan yoktu.
Telefondaki adam konuşurken, Sarp yatakta doğrulmuş bir vaziyette oturmaya başlamıştı. Adamın söylediklerini büyük bir dikkatle dinledikten sonra,
-Takip edin.Üzerini değiştirse bile haberim olacak duydunuz mu! Yanlış istemiyorum!
-emredersiniz efendim.
Dün akşam ne kadar içmişti bilmiyordu fakat eğer bu baş ağrısı devam ederse kafasını patlatmaya niyetliydi genç adam. Hemen bir duşa girse anca kendisine gelirdi herhalde. Duş alıp Şirkete gidecekti bugün,arada bir şirkete uğramazsa çalışanlar kendisini unutuyor ve işler aksıyordu. Şirkete gitmek istemesinin bir sebebide kafasını başka şeylerle meşgul etmekti.
AHLA TARAFINDAN
Sarp.. Sanki seni tanımıyorum. aslına bakarsan seni senden bile iyi tanıyorum,sabahtan beri beni izleyen adamlarını fark etmedim sanıyorsun. ama beni sen eğittin ve şimdi sırada iyi bir öğrenci olduğumu kanıtlamak var. Arkamdan gelen arabayı çok kolay ve çabuk şekilde fark etmiştim. İster bizim İster Uygar'ın mahallesinde böyle bir araba görmemize imkan yoktu. Arabayı fark ettiğim an gideceğim yolun tam tersi yönüne doğru yürüdüm, İsterse belediye olsun bu ara sokakları benden iyi kimse bilemezdi,Aymaral hariç. Araba geçemeyecek kadar dar ve sabahın bu saatinde boş olan bir kaç ıssız ara sokaktan geçtikten sonra gitmek istediğim yerin tamda önünde duruyordum ve peşimdekilerden iz yoktu. Dükkana girdiğimde Meral Abla beni çok cana yakın ve dostça selamladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA AŞK -DÜZENLENİYOR-
Acción"Gidemezsin."Dedi adam."Bu kadar kolay değil öyle arkanı dönüp çekip gitmek.Eğer arkanı döneceksen,her şeyi göze alarak dön ve git!Ama unutma,gitsende bırakmayacağım.Attığın her adımda,aldığın her nefeste,gölgende bile peşinde olacağım." ~ Doğru söy...