Sabah uyandığımda yanıma baktım ilk olarak. Geçmişten gelen alışkanlıklardan biri olmuştu. Bir buçuk-iki sene boyunca bazı zamanlar gözlerimi açtığımda yanında büyük heybetiyle,erkeksi yüzüyle yatan ancak sert görüntüsüneu rağmen bebek gibi uyuyan o adamla birlikte uyanıyordum. Ellerimi saçlarının arasına sokuyor,yanaklarına dokuyor, dudaklarını okşuyordum. Yavaşça gözlerini açıp uyku sersemi bir şekilde bana gülümseyip,yanağıma,
dudaklarıma saçlarıma dokunuyordu aynı şekilde ve sonra sarıp sarmalıyordu. İşte o zamanlarda mutluluk ve güvenin ne olduğunu anlamlandırıyordum. Bu yaşıma kadar ailem tarafından sahip olamadığım,hissedemediğim duyguları hissediyordum.
Sonuç olarak,yanım boştu.. Dün "sabah uyandığımda gitmiş ol." Demiştim. Gitmişti. Düşüncelerimin arasıda boğulmaya başlamışken imdadıma Aymaral yetişti.
-Dünü mü düşünüyorsun?
-Teknik olarak hayır, daha geçmişi düşünüyorum.
-Böyle yaparak kendine zarar veriyorsun. Ben dün için özür dilerim Sarp'ı aradım çünkü ne yapacağımı bilemedim Ahla.
-Oldu. Bitti. Bir önemi yok Aymaral. Sanada oluyor mu?
-Ne banada oluyor mu?
-Bazen keşke yaşadığım ailenin çocuğu olmasaydım zengin olsaydım,sevgi nedir,güven nedir bilseydim,çok sevilseydim,çalışmak durumunda olmasaydım,bir şeylerden en önemliside kendimden kaçmasaydım diyorum... O zaman o ıssız sokakta seninle yada Sarp'la tanışır mıydım diyorum,ya da Uygar gibi biriyle dost olur muyduk diyorum. Bu düşünceler bazen beni ıssız,sonsuz,karanlık kuyuların dibine atıyor. o kuyuda boğuluyorum,yardıma kimse gelmiyor gibi hissettiriyor mu?
-Evet,belki aynı şeyleri farklı zamanlarda yaşamanın verdiği bir durum. Herkes gibi bende isterdim emin ol. Ama ben eğer şuan bulunduğum yani şuan olduğum kişi olmasaydım seninle tanışamayacağımı bana yardım eden kimsenin olmayacağını biliyorum. Her ne kadar bu hayatı istemesemde benimsemeyi öğrendim. Çünkü bu düzenin içinde ya yaşayacaksın ya öleceksin. Hem ne demiş şair, "Her insanın bir öyküsü vardır,ama her insanın bir,şiiri yoktur."
-Ya bu ne alaka beğenmedim bunu olmamış bu.
-Sen söyle o zaman. hem iyileşmiş gördüm seni. Sarp etkisi herhalde.
diyerek kapının pervazında durdu. Tip tip bakmamla birlikte teslim olur gibi ellerini kaldırdı bende fırsat diyerek meydanımı okudum.
-"Ömürler yetmiyor ve hep eksik kalıyor bir şeyler." Derim o halde bende.
-Asıl bu ne alaka?
-Of sus ya çekemiyorsun ne alaka diyorsun.
-İyi bir şey demedim say. Bu arada senin şimdiye kadar benden sakladıklarınla seninle konuşmamam lazımdıda neyseki iyi arkadaşım.
-Ne saklamışım gene?
-Uygar ve Sarp'ın tanıştığını hatta Uygar'ın Sarp'ı, Sarp'ında Uygar'ı kıskandığını ve ben Sarp'ı azıcık tanırken ne münasebetle Uygar'la Sarp'ı tanıştırdığını ve birde ne ara tanıştırdığını bana anlatman lazım!
Duyduklarımla hem dört kulak kesilmiştim. Hemde gözlerim yerinden çıkmak üzereydi. Şok olmuştum adeta,sanki ayaklarımdan,kafama kafar buz kesilmiştim. Aymaral'ın dürtüklemesiyle hafifçe kendime geldim.
-Cevap veremezsin tabi. Aymaral kim ki.
-Aymaral...
Aymaral bir açıklama bekler ifadesinde cevabını verdi..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA AŞK -DÜZENLENİYOR-
Aksi"Gidemezsin."Dedi adam."Bu kadar kolay değil öyle arkanı dönüp çekip gitmek.Eğer arkanı döneceksen,her şeyi göze alarak dön ve git!Ama unutma,gitsende bırakmayacağım.Attığın her adımda,aldığın her nefeste,gölgende bile peşinde olacağım." ~ Doğru söy...