Kurumuş Güller Ve Yatı

92 9 37
                                    

Türkiyenin gözünden;

Azerbaycan yurt odasından çıkıp gidince bende yapacak birşey bulamayıp odamdan çıktım birkaç kat aşağı indim ve bloktan çıktım bahçenin arka ağaçlık kısmına doğru yürüdüm. Birkaç dakika sonra varmıştım. Kuzey Korenin cinayetinin işlendiği yere. Kan Güllerin üzerinde kurumuştu Güller dokunsam paramparça olacaktı herşey kurumuştu. Herşey. Anılarımız dahilinde.. ortam bomboştu sessizlik içerisinde sadece kanlı güllerle bakışıyordum. Rusya tarafından yenmiş olan gülün yerine takılan bıçak biri tarafından alıp biraz ötedeki elma ağacına saplanmıştı. Kim yapmıştı hiç bilmiyorum.. umrumdada değil kimin o bıçağı o yere sapladığı. Benim gözlerimin ilgisi oraya kaymıyordu. Kafamı geri çevirdiğimde Güney Koreyi gördüm elinde 2 tane çapa vardı yanıma geldi ve Güllere doğru baktı.

Güney Kore: sencede artık Gülleri sökmenin zamanı gelmedimi?

Türkiye: Gülleri sökmek ahh.. saçmalama.

Güney Kore: Kuzey Kore bizden Güller kuruduğu zaman Sümbül ekilmesini istemişti.. Hatırlarsan tabi.

Ne Güney Kore bana bakıyordu Ne de ben ona bakıyordum. Bu kadar duygusallaşmışken bana baksa dokunsa veya iyimisin diye sorsa.. ayakta duramazdım eminim. Üzerimdeki Yük okadar ağırdıki.. Bir an aklımdan birşey geçti " Ya onunla gitseydim? "

Türkiye: Keşke onunla gitseydik..

Güney Kore: Artık.. çok geç. Bilirsin böyle olacağını bilseydim. Bilseydim! Tahmin etseydim! Biraz daha şüpheci davransaydım ve ikimizinde sapa sağlam kalması için beraber gezmeyi teklif etseydim! O lanet çiçekleri sulamaya üşenmeseydim!?!?!?

Türkiye: bu tek senin suçun değildi Güney Kore. O lanet çiçekleri sulamak için bende gidebilirdim. Aptal Aptal bahane ürettim.. berbatım.. benden arkadaş olmaz.

Güney Kore elime çapanın tekini verdi.

Güney Kore: Zamanı geriye alamayız. Ama bari şu lanet gülleri sökelim.

Türkiye: Eminmisin?

Güney Kore birden bana dik dik bakmaya başladı.

Güney Kore: Yeterince ciddi gözükmüyormuyum?!?

Türkiye: Ondan değil.. sadece bu bizim 3 kişi beraber yaptığımız son aktiviteydi.

Güney Kore: ahmak! Kuzey Kore senin rüyalarına girer ve döver haa benim ikiz kardeşim sinirli bir atom bombasıdır!?

Türkiye: Ama.. eğer Kuzey Korenin son isteği olan şey sümbül ekmekse.. Ben varım.

Güney Kore: hadi ne duruyoruz ozaman?

Zaman atlaması;

Güney Kore ile birlikte tüm gülleri söküp bir karton kutuya koyup köşeye atmıştık. Şuan yerde olan tek şey Kuzey Korenin kurban gittiği Cinayette ona yapışan ve bırakmayan Güllerin yapraklarıydı. Sararmış yapraklar bu kapalı havada güneşin bulutlarla kapanmış olduğu bir zaman diliminde olsada kuru olduğu çok belli oluyordu. Biz tohumları ekip sulama kapları ile suladıktan sonra Güney Kore ile arka bahçeden çıktık ön bahçeye doğru yürüyorduk tam O günkü gibiydi.. aynı yerdeydik. Hep beraber işimizi bitirdiğimizde buradayken Kuzey Kore yağmur yağdığını söylemişti. Güney Kore kafasını yukarı kaldırdı yağmurun damlaları yüzünden akıyordu.

Güney Kore: Yağmur Çiliyor.

Güney Kore: bunu söyleyen ben olmamalıydım.

Türkiye: Keşke gitseydik diyorum..

Güney Kore kafasını aşağı doğru eğdi. Yüzünden akan şeyler bu sefer yağmur damlaları değildi.

Güney Kore: O an ki aptallığım.. o zamanki aptallığım! Pahalıya patladı! İkizime patladı ölen ben olmalıydım.. BEN OLMALIYDIM!

Kanlı Dikenler Countryhumans Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin