Başhekim haklıydı bu konuda tercih hakkım yoktu onların bana ihtiyaçları var .Odadan çıkıp kendi odama ilerledim eşyalarımı karton kutuya koyup aşağı indirdim toparlanmam neredeyse iki saat sürdü. Odamın kapısını kilitleyip paltomu giydim . Hastanedeki meslektaşlarımla ve hastalarımla bir bir vedalaştım . Ardından hastaneden çıkışımı yapıp aracıma bindim .
Yarın benim için yoğun bir gün olacak belli ki . Bu nedenle eve gidip dinlenecektim .
........
Rahat ve bol giyinip saçlarımı topuz yapmıştım .
Evden çıkıp aracıma bindim. Gideceğim hastaneye ilk defa gidiyordum ve yolda yanlış yöne sapmamak adına navigasyonu açtım........
Hastaneye gelmiştim . Aracın içinden hastanenin dışını inceledim.
Mimarisi çok güzel tasarlanmış fazla geniş alan kaplayan büyük bir hastaneydi . Dikkatimi çeken tek şey bu değildi , pencerelerde ızgaralar , ızgaraların üzerinde demir parmaklıklar , aşağıda bulunan dev gibi bir depo ve jeneratör vardıAracımı otoparka sokarken beni durduran güvenliğe kimliğimi gösterip işlem yapmasını bekledim .
Kimliğimi tekrar bana uzattı
"Kolay gelsin Doktor Beste"Ona anlamaz bir şekilde bakıp teşekkür ettim . Niye durup dururken kolay gelsin dedi ki diye şüpheye düşmüştüm. Sonra 'heralde iyi niyetle söyledi her şeyi ters anlama manyaklaştın iyice ' diyip offladım.
Aracımı park edip asansörden yukarı kata çıktım hastanenin girişinden girip tekrar kimlik gösterdim .
Hemşireler genelde tulum giyiyorlardı . Onu fark etmiştimHemşireyi takip etmiştim bana odamı ve kalacağım yeri göstermişti orada kısa süreli bir şok yaşamıştım.
"Ne yani devamlı hastanede mi kalacağım"Hemşire maskesini düzeltip ;
"Evet hafta içleri burada kalacaksınız hafta sonu tatillerinde çıkışımız var sadece ve haftasonusa nöbetler oluyor sırayla "Başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü sanki . Bakalım daha neler öğreneceğim , bu hiç iyi olmamıştı . Aklıma direkt hastalarıma verdiğim sözler gelmişti . Onları nasıl , ne zaman görebilecektim ki bu kadar yoğunluğun arasında ...
Elime tutuşturulan tulum , maske ve plastik ayakkabıyı soyunma odasına gidip giyindim . Bu tulumla sadece gözlerim görünüyordu , bu tulumu giyme sebebimizi merak ettim açıkçası. İçeride bulaşıcı hastalık mı var acaba diye düşündüm ancak akli dengeyle alakalı hiçbir hastalık bulaşıcı değildir maddesi aklıma geldi .
Neyse dedim kendi kendime . Kokusu çıkar yakında.............
Başhemşire yanıma gelip elime 4 dosya vermişti .
Bunlardan birisi kırmızı renkli diğerleri turuncuydu .
Kırmızı olan etrafına ve kendisine zarar verebilecek nitelikte ağır hasta , turuncu sadece kendisine zarar veren etrafındaki insanlardan korkan orta ağır hasta ve ben de olmayan ama sarı ve yeşil renkler de var . Bunlarda daha hafif olan belli zamanlarda atak geçirenlere ait olan renkli dosyalardı .Başhemşire beni hastalarla tanıştıracaktı bu nedenle onu takip ediyordum .
Takip ederkende konuşuyordu;
"İlk önce sizi hafif hastalarla tanıştıracağım böylelikle gelir gelmez moraliniz bozulmamış olur . Ayrıca şu süre zarfında bu kocaman hastanede sadece 8 doktor var ."Bir odanın önünde durup susmuştu.
Bana eğilerek sessizce ;
" Bu hastamız seslere karşı çok duyarlı. Yanındayken sakin , güleryüzlü , alçak sesle konuşun lütfen. Ayrıca rapunzel kelimesini çok seviyor genelde atak geçirirken kulağına 'Rapunzel seni çok seviyor uslu birisi olursan seni daha çok
sever ' diye fısıldayarak sakinleştiriyoruz . Diğer türlü hiçbir ilaç onu sakinleştirmiyor . "Onu kafamla onaylamıştım .
Her odanın yanında bulunan güvenlik elinde kilitle kapıyı yavaşça açmıştı. Sese dikkat ederek, önümdeki hemşireyi takip ettim . İçerisi açık mavi tonlarındaydı bu renk insanları sakinleştirirdi .
Odadaki her bir eşya düşmemesi için sabitlenmişti ve kesebilecek ya da zarar verebilecek sert malzemeden değildi . Odada hastayı gözlerimle aramıştım ama oda boş gibiydi . Taki hemşire dolap kapağını açasıya kadar ;
Hemşire gülümsemiş
"Benim güzel rapunzelim neden dolaba girdin bakalım ?"~~Medyadaki küçük rapunzelimiz ~