11. Bölüm

4 0 0
                                    


Barlas, kediyi sahiplenmişti kedi bembeyaz ve çok tatlı duruyordu kucağında...

Arabada ilerlerken;

'Barlas, seni o hücreye götürmek istemiyorum, en azından bir gecelik benim evime gidelim mi?'

Barlas, 'Ama hastanedekiler kızmazlar mı?'

'Sana kızıyorlar mı?'

'Sen gelmeden önce evet yani çok değil ama kızıyorlardı.'

Sinirlenmiştim, hastaneye hasta sanki keyfinden geliyor ama hemşire ya da doktorlar kendi istekleriyle bu mesleği seçiyorlar hastaları bu şekilde keyfince rencide etmeleri kesinlikle yanlıştı.

Bu kişilerin kimliğini tespit edip yapmam gerekeni yapacaktım ama şuan önceliğim hastalarımdı.

'hadi bana gidiyoruz eve pizza söyleyelim olur mu?'

Kucağındaki kediyle ilgilenerek;

'uzun zamandır yememiştim'

...

Odama çıkıp yatağı yeni çarşaflarla değiştirmiştim,

Barlas'ın rahat olması gerekiyordu.

Aşağı inip satranç tahtasını çıkarıp taşları dizdim, Barlas'a dönüp;

'Oynamayı biliyor musun?'

Hayır anlamında başını sallamıştı ;

'O zaman yarım saate kadar öğrenmiş olacaksın' diyip gülümsedim.

...

Bak bunlar piyon, bu at, bu fil, bu vezir...

Görevleri ise...

Hadi oyna bakalım Barlas beyazlar sensin bende siyahlarım.

Santranç hiç bu kadar eğlenceli gelmemişti bana arada oynarken başını kaldırıp beni izlemesi o kadar çok hoşuma gidiyordu ki anlatamam.

Kapı çalmıştı kartımı çantamdan çıkarıp Barlasa uzattım, bana bakıp;

'Ben mi?'

'Evet, hadi Barlas acıktık pizzayı sen teslim al.'

'Yapabilir miyim?'

'tabi ki kendine güven ben senin yanındayım, Ama acele et yoksa gidecek pizza'

Kartı alıp ayağa kalktı kapıya yönelip açmadan önce bana baktı gözlerimle onu desteklediğimi belirttim.

Kapıyı açıp kuryeden pizzayı almış ödemeyi yapmıştı biraz çekingen davranıyordu ama zamanla özgüveni oturuyordu.

Pizzayı alıp salona gelmişti, elindeki pizzaya gururla bakıyordu.

Gülümseyip ; 'İmkansız diye bir şey yoktur ön yargı diye bir şey vardır kendine önyargılı yaklaşma sen cesur birisin.'

'Hadi yiyelim.'

...

Barlasla çok güzel vakit geçirmiştik kedisi de alışmıştı ona uyuyacağı zaman Barlasın kucağına yatıyordu.

...

O gece Barlası kendi odama yatırmıştım. O uyuyasıya kadar başında bekledim uyuyup kalınca da salonu toparladım gece geç vakitlere kadar oturmuş Barlası incelemiştim, ilaçlarını bugün almamıştı aslında alması gerekirdi ama almadığı zaman ne olacağını merak etmiş kimseye hissettirmeden denemiştim.

Bütün testlerimden başarıyla geçmişti artık iyiydi dosyasını kırmızıdan yeşile çekmeyi planlıyordum ancak hemen olacak bir şey değildi ancak yapacaktım o daha iyi olacaktı.

Artık Barlası bırakıp diğer hastalarımla ilgilenmeliyim.

Laptopumu dizime koyup dosya, ilaç, saat düzenlemesi yaptım.

İlaçları yavaş yavaş azalttırıp bıraktıracaktım çünkü uzun süredir aynı ilaç kullanmaları vücutlarının o ilacı bağışıklık ve bağımlılık haline getirmesine sebep olurdu, olmuştu da bay Lion sabah kendini kontrol edebiliyordu bugünde benden sonra hiç atak geçirmedi bu çok iyiydi diğer iki hastamda da hiç bir problem yoktu.

Uzun bir süre laptopta çalışmıştım gözlerimin acıdığını hissedebiliyordum.

En son hatırladığım gözlerimi dinlendirmek için başımı geriye yaslamıştım.

...

Uyandığımda yataktaydım, üstüm örtülmüştü muhtemelen Barlastı bunu yapan etrafıma bakındım ama Barlası göremedim, endişelenmiştim o bana emanetti.

Endişeyle kalkıp aşağı indim, merdivenlerden inerken burnuma gelen kızartma kokusuyla mayışmış, sakinleşmiştim.

Mutfaktan çıkıp üstündeki önlüğü çıkarmış bana bakmıştı;

'Günaydın, ben yemek yaptım, daha doğrusu yapmaya çalıştım hatırladığım kadarıyla biraz yemek yaptım.'

Ona doğru ilerleyip sarılmıştım;

'Eline sağlık çok güzel kokuyorlar.'

Sarılmama karşılık verip;

'Hepsi senin sayende teşekkür ederim.'

...

Yemeğimizi yemiş biraz daha vakit geçirmiştik kedisi de bizimle vakit geçirmişti tabi ki.

Ardından hastaneye gitmek için hazırlandık ve yola çıktık Barlası devamlı kontrol ediyordum gayet sakindi.

'Barlas, eğer hastaneye gitmek istemezsen seni oraya götürmem benimle kalırsın?'

'Hangisi daha doğruysa öyle yapalım olur mu ben biran önce iyileşip seninle daha çok vakit geçirmek istiyorum hem nereye gidersek gidelim sen hep yanımda olacaksın.'

Gülümsemiştim.

...

2 ay sonra;

Günlük~

Hastam Adelin artık rapunzele Takıntılı değildi aşırı seslere kontrollü tepki vermeyi öğrenmişti.

Geçmişini unutmamıştı ama ders almayı öğrenmişti.

Onunla beraber düzenli olarak dışarı çıkıp vakit geçirmiştik, diğer hastalarımla da öyle...

Bay Lion artık ilaç kullanmıyordu, ancak komutanlık yapmayı çok seviyordu bir türlü bu alışkanlığını bırakamadı bu pekte sorun değildi insanların sevdiği şeylere ilgi duymaları gayet normaldi.

Atakları zamanla azalmıştı ve tamamen geçmişti.

Dosyası sarıya düşmüştü.

Akıl Hastanesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin