Eren Gökalp Ecran
Aden'in bağırışları kulağımda yankılanırken uyanmak zorunda kalmıştım. Her zaman olduğu gibi bugün de Kayra'ya bağırıyordu. Şu çocuk bir kere adam akıllı iş yapsa dişimi kıracağım yemin ediyorum. Yastığı kulaklarıma bastırıp sağa döndüm ama yastığın altından bile seslerini duyabiliyordum. En son kalkıp salona yürüdüm ve kükreyerek içeri girdim.
"Ne oluyor lan bu evde!? Kayra yine ne bok yedin de bu kız deli gibi bağırıyor sabahın köründe?" dediğimde ikisi de susup bana enik yavrusu gibi bakmaya başladı. Neredeyse her gün aynı şey yaşanıyordu ve artık bıkmıştım çünkü uyuyabildiğim saatler sabah 6 ve 9 arasıydı. İkisi de geceleri uyumayıp sabaha kadar balkonda oturduğumu bilmiyordu. Bu yüzden de neden sabahları bu kadar sinirli olduğumu bir türlü anlayamıyorlardı. Ben bunları düşünürken Aden konuştu.
"Yine ters tarafından uyandın galiba sakin ol biraz. Tabii ki Kayra bey beni sinir etti ve evet tahminin doğru. Salak çocuk bir rüya görmüş ve koşarak yanıma gelmiş. Benim uykumun derin olduğunu bilmesine rağmen sadece sarsarak uyandırmaya çalışmış. Ben bir süre uyanmayınca da bana bir şey oldu diye düşünüp koca bir küvet suyu başımdan aşağı dökmek zorunda kalmış! Şu halime bir bak!" deyip üstünü gösterdi. Baştan aşağı sırılsıklamdı. Bu halini görünce gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım ve Kayra'ya döndüm.
"Kız uyuyor ve sen ona bir şey oldu sanıp suyu başından aşağı boşaltıyorsun. Hem Aden'i hem beni uykumdan ediyorsun ve böylece gerçekten çok büyük bir bok yediğini anlamış oluyorsun değil mi?" dedim.
"Ya tamam belki koca bir kova su abartı oldu ama öldü sandım ve şok etkisi yaratır diye böyle bir şey yaptım. Üstüme gelmeyin artık böyle şeylere alışmış olmanız lazım." dedi ve küçük adımlarla kaçmaya çalıştı ama onu yakasından tuttum ve kendime döndürdüm.
"Bak çocuk, sabah uykumdan uyandırılmaktan, hele ki senin yaptığın bir şey yüzündense, nefret ederim. Ve bu bir kez daha yaşanırsa beni takip eden adamın önüne seni yem gibi atarım duydun mu beni?" kısık sesle söylediğim cümleden sonra yakasını bıraktım ve banyoya gittim. Soğuk bir duşun ardından üzerime siyah gömlek, siyah pantolon ve ceket aldım.
İçeri girdiğimde kayra koltuktan başını sarkıtmış şekilde ters yatarak telefona bakıyordu. Ona hiçbir şey söylemeden salondan çıkıp Aden'i bulmaya çalıştım. Mutfaktan sesler duyup oraya yöneldim. Aklımdan Veysel amcanın yanına gidip bir halini hatırını sormak geçiyordu. Onu o kadar uzun süredir görmüyordum ki Muğla'ya kadar gelip onu görmemek olmazdı. Düşünceleri savuşturup mutfağa girdim.
"Aden?"
"Gel Eren buradayım."
"Ben çıkıyorum haberin olsun akşam geç kalmam." dedim.
"Dur bir dakika nereye gidiyorsun?" dedi ve elindeki bulaşığı tezgahın içine koyup bana döndü.
"Görmem gereken birkaç kişi var. Geri gelirim hemen."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurşunlara Dizili Beş Hayat
ChickLit"Hayat herkese eşit midir?" ya da "Kader nedir?" bunun gibi sorular insanların hayatında en az bir kez sorduğu sorulardır çünkü hayat kimseye eşit davranmaz ve kader önceden değişmeyecek bir biçimde belirlenmiş olay akışı anlamına gelse bile kimiler...