B. 6

3.8K 277 351
                                    


Gelicem tabi, sonrada izin ister çıkarız. Bana müsade o zaman.

Görüşürüz Mete...

Görüşürüz Dora....

Gül Mete gittikten sonra yanına geldi Doranın.

Gül: Hayırdır aşık mı oldun mavişim?

Saçmalama halacım! Ama şanslıyım çok iyi bir adam çıktı karşıma. Çok iyi dost olucaz biz onunla hissediyorum.

Gül: Hadi hayırlısı halasının bitanesi. Hayırlısı....

______________________________________

Geceye kalmadan konak ahalisi dönmüştü. İlker elindeki yüzüğe bakıp iç çekiyordu.

Böyle olsun istememişti. Bencilliğinin kurbanı maalesef ki o değil Dora olmuştu.

Gözünden sakındığı inci tanesini ilk başta kendi, sonrasında ailece paramparça etmişlerdi.

İlker, Dora onu affetsin istiyordu. Yeniden kardeşi, can yoldaşı olsun istiyordu.

İlker: Affetmez....

Ayşe: Niye dedin öyle oğlum? Doram merhametlidir, hata yaptın deseydın seni ateşe atmazdı kardeşin.

İlker: Yok ana yok, gözlerinde gördüm  ben bu gece. Nefesim ciğerimi deliyor ana. Yaptığımın telafisi yok.

Ayşe: Et tırnaktan ayrılır hiç! Zaman gerek oğlum oda anlıycak.

İzzet: Neyi anlıycak Ayşe? Tek nefeste onu değil ilkeri seçişimizi mi? Orda hiç gibi bi başına koyup gelmemizi mi? Yoksa, attığın tokatıdı mı sineye çekip affedecek?

Ayşe ağlıyordu, hıçkıra hıçkıra... Gülünün goncasını kopartıp atmıştı. Affetmez miydi sahi anasını?

Gül: De hayde kalkın yatın yarın dünürler gelicek, erken kalkılıcak.

Hepsi kalkıp odalarıba gitmek için merdivene yöneldiler.

Ayşe: Ömrümde oğlumu öpmeden bu ikinci yatağa gidişim. İzzet uyumuşsa öpsem ya.

İzzet: Yüzün vardır? Buyur tokat attığın yerden öp mutlaka!

Ayşe yere çöktü eşinin lafları haklı oluşundan çok daha ağır geliyordu. İzzet ağa eşinin kolundan tutup kaldırdı onu.

Sessizce odalarının yolunu tutmuşlardı.
.
.
.

Ertesi sabah konakta bir telaş vardı. Herkes kahvaltı sofradındaydı bir tek Dora uyanamamıştı her zamanki gibi.

Ayşe bir umut oğlunun odasına çıktı. Kapıyı tıklatıp usulca açtı. Dora hala uyuyordu.

İçi giderek yaklaştı yatağın kenarına oturdu. Elinin titremesesini görmezden gelip oğlunun yüzüne çıkartı parmaklarını.

Yumuşaşık dokunuşlarla Dora mırıldanmaya başlamıştı.

Az daha uyuyum ana ya...

Ayşe uyku sersemi konuştuğunun farkındaydı ama kısa bir an kısacık anda olsa eskisi gibi olmanın tadını çıkartmak istedi.

Dora uyanmıştı kısa sürede. Ama açmadı gözlerini, açamadı. Cam kırıkları kalbine bata bata, son kez dedi son kez evlatmış gibi sevilmenin keyfini çıkarttı.

Ayşe: Gül goncam, kalk iki gündür hiç bişi yemedin hadi annecim. Sofra hazır.

Dora nemli gözlerini açtı. Nazikçe şefkatli ellerin boşa düşmesini sağladı.

Yazgım BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin