...
"Söylediğim gibi Barkın. İlişki yaşayacak kadar hissimin olduğunu düşünmüyorum. Başımda onca dert varken birisine vakit ayıracak zamanımın olacağını da sanmıyorum. Eğer olursak üzülen taraf sen olursun. Senin üzülmeni istemem." Yüzünü düşürdüü birkaç saniye. Hemen kendini topladı ve az önceki hâlinden eser kalmamıştı.
"Üzülmekten korksaydım, sana hislerim daha başlardayken açıklamazdım. Ben vereceğin tepkiyi göze alarak, içimde kalmaması için sana açıkladım hislerimi. Aşağı yukarı tahmin ediyordum bu tarz bir tepki vereceğini ama işte insan karşı tarafın da bilmesini istiyor."Kısa süreli bir tebessüm bıraktıktan sonra devam etti.
"Mira... Seni istemeye gelelim mi?" Ne dedi o? Evlenme teklifinin üstü kapalı versiyonu resmen. Tam konuşacaktım ki bana fırsat vermeden tekrar konuşmaya başladı. "Gerçek bir evlilik değil. Kağıtta bir imza parçası sadece. Ankara'ya okumak için gelmişsin ve ben de senin ev arkadaşınmışım gibi düşün. Zaten ben çoğunlukla kışlada kalıyorum. Çok gelmem eve, rahat olursun. Ayrıca, seni isteyecek adamdan da kurtulmuş olursun. Melih miymiş neymiş adı. Evden çıkarken Berke'nin bir arkadaşı mesaj atmış, berke de bana söyledi. Sanırım orada burada seninle evleneceğini söylüyormuş, eski sınıf arkadaşınmış sanırım. Çabuk pes edeceğini sanmıyorum."
Şaşkınlıkla Barkın'ı dinliyordum sadece. Yarım saat bile olmadan o kadar çok şey öğrenmiştim ki. Çenem şaşkınlıktan aşağı düşecek gibi hissediyordum. Çenem açık değildi tabi ki ama açılması an meselesiydi.
Şaşkınlığımı rafa kaldırarak konuşmaya karar verdim. "Melih ilkokuldayken benim arkamda otururdu. Sürekli saçımı çekerdi ya da kalemle falan dürterdi. Beni sevmediği için uğraşıyor sanıyordum ama bir gün canıma tak etti ve neden bunları bana yaptığını sordum. Benden hoşlandığını ve bana kendini gösterebilmek için, tabiri caizse benim onu görmem için, böyle davrandığını söyledi. Onu terslemiştim o gün ama benimle uğraşmaktan vazgeçmemişti. Abim görünce bana sordu ve ben de anlattım. Daha önce anlatmadığım için kızdı ama sonra Melihle konuştu ve ondan sonra benimle uğraşmayı bırakmıştı. Hislerini bu yaşa kadar nasıl korumayı başardı inanılmaz!" dedim.
"İşte o yüzden Mira, bu çocuk senden kolay kopacak gibi durmuyor!" Hak vermiştim. Biraz takıntılı bir çocuktu melih. İstediğini almadan vazgeçmez, istediği şeye giden yolların her birini sabırla denerdi. Ben de istediği takıntılı şeylerden birisiydim ve elde ettiğinde beni köşeye atıp yeni bir şey arayacaktı. Ne olursa olsun görücülerin istemeden gitmesi gerekiyordu yoksa babam denen o adam büyük bir istekle beni avuçlarının içine bırakırdı. Ben ise ne abime verdiğim sözü tutabilirdim ne de istediğim yaşamı yaşardım.
Keşkelerle yaşamak istemiyordum. "Sen benim dediklerimi düşün. Düşünürken aslında evli değil, ev arkadaşınla bir evde kalacağını ve ev arkadaşının çok nadir eve geleceğini hesaba katmayı unutma. Sen istemediğin sürece eve gelmem ben Mira. Lütfen iyi düşün bunu." Sadece "Tamam." demekle yetindim.
^^^
Eve geldiğimde annem mutfakta bir kaba su dolduruyordu. Mutfaktan çıkacağı sırada arkasını dönüp muhtemelen unuttuğu bez parçasını sandalyenin üzerinden aldı. Telaşlı gözüküyordu. Anlamaya çalışırken kaşlarımı çatmış bir yandan botlarımın fermuarlarını açıyordum bir yandan ise anneme bakmaya çalışıyordum.
"Anne ne bu telaş? İyi misin?" Benim orada olduğumu yeni fark etmiş gibiydi. "Bade Naz'ın ateşi çıktı da sirkeli su yaptım." Botlarımı çıkartıp Bade Naz'ın odasına girdim. Yatakta pespembe yatan meleğimi görünce bir iç çektim. "Ablacım nasılsın?" Gözlerinden yorgunluk akıyordu. Ateşine bakmak için alnını öptüm. Klasik anne taktiği...
Ateşi baya vardı. "Anne bu ıslak bezle falan geçecek bir şey değil. Ben bir acile götüreyim Bade'yi." Biraz düşündükten sonra "Bade otobüs köşelerinde mahvolur. Zaten halsiz." dedi. "Berke'yi ararım arabayla götürür bizi." Hastaneye gitmemiz gerekiyordu. Berke Bade'nin hasta olduğunu ve ona söylemediğimi öğrense zaten kızacaktı bana. Bir taşla iki kuş vurmuş olurdum böylelikle.
Hemen Berke'yi aradım. "Efendim Miroş." Dan diye konuya girerek "Berke Bade'nin baya ateşi var. Bizi hastaneye götürebilir misin?" dedim. "Miroş bir arkadaş motor kazası geçirmiş. Ziyarete gelmiştim ben de hastaneye. Araba evdeydi. Babama söyleyeyim o getirsin seni buraya olur mu?" Dediğinde hemen kabul ettim. Kendim için olsa kabul etmezdim ama Bade önemliydi!
Selim abi bizi alıp hastaneye götürdü. Bade'ye ateş düşürücü iğne yapıldıktan sonra bünyesi halsiz düştüğü için serum da yapıldı. Su çiçeği geçiriyormuş küçük melek. Berke de Bade'ye serum takıldığı zaman yanımıza gelebilmişti. Bade, Berke'yi çok seviyordu. Abimin yokluğunu Berke ile kapatmaya çalışıyordu belki de. Berke de elinden geldiği kadar abilik yapıyordu ona.
^^^
Berke birkaç dakika önce hemen geleceğini söyleyerek acilden çıkmıştı. Geri geldiğinde ise elinde Bade'nin en sevdiği çubuk kraker vardı. Peynirli... Bade dayanamayıp Berke'nin elinden kaptığı gibi yumulmuştu pakete. Selim abiyle ben de bir köşede ,Badenin bu haldeyken bile sırf çubuk kraker için içinden canavar çıkmasına gülüyorduk.
Serum bittikten sonra hastaneden çıktık. Arabaya doğru giderken telefonuma bildirim sesi geldi. Bir elimde Bade diğer elimde ise Bade terlerse hasta olmasın diye aldığım kıyafetlerin olduğu çanta olduğu için bakamamıştım. Arabaya bindiğimde telefonumu açıp baktım. Mesaj Barkındandı.
Barkın: Bade nasıl?
Barkın: Babam, ateşi olduğunu söyleyince gelmek istedim aslında ama rahatsız olmanı istemedim. Gelseydim sabahki konuşmalardan dolayı rahatsız olursun ve kendini kötü hissedebilirsin diye düşündüm o yüzden ne kadar istesem de gelemedim.
Siz: Bade iyi. Su çiçeği geçiriyormuş.
Siz: Ateş düşürücü iğne yaptılar. Serum da taktılar.
Siz: Ayrıca ince düşüncen için teşekkür ederim :)
Bu ince düşüncesi tebessüm etmemi sağladı. Hoşuma gitmedi desem yalan olur. Hoşlanmasam neyse de hafif kırıntılar vardı o yüzden içim bir cız etti. Kalbim neden hızlandı?
...
Hastasıyım bu ince düşüncelerinn
Barkın hayallerimin erkosusun riesjrjoıszrjgırs
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIFIRDAN
General FictionBabası tarafından sevilmeyen bir kız ve onu yüksek okula göndermek için mücadele eden bir abi... Abi talihsiz bir şekilde sokak serserileri tarafından öldürülünce umudu tükenen kızın , bu sefer de başına para karşılığı başka bir adamla evlenmesi ist...