Belirsiz kalplerde acı türküler

39 4 24
                                    

Yapılan sözleşmenin üzerinden nerdeyse bir hafta geçmişti. Uğurun savaşı arada lavaboda yakalayıp uyarılarda bulunması savaşın sabrını gerçekten taşırıyordu ama şimdilik birşey yapamazdı, en azından nakil aldırdıktan sonra açıklardı herşeyi. Belki o zaman uğurda belasını bulurdu kurtuluş tarafından, savaş böyle düşünüyordu sadece. Herkes sofradan kalkmıştı ama savaş hala çorbasını karıştırıp duruyordu,ayağına değen ayakkabı ucuyla karşısına baktı, kurtuluş ona neden yemeğini yemediğine dair kaş göz yapsa da savaşın gözü arkada olan uğurdaydı. Konuşsaydı eğer kurtuluşla uğur ağzındaki baklayı da çıkarırdı, korktuğu şey ikisinin sarılması değildi. Konu; savaşın gay olmasıydı. Karışık olan bu koğuşta ise bunun normal karşılanması dünyanın sonu gibi geliyordu ona, ölümü koğuşun elinden olurdu biliyordu ama herkesten önce kurtuluş alırdı canını. Bunları düşünmek uğurla bakışmaktan daha kötüydü, onda olan bakışlarını çekip kurtuluşa baktı esmer çocuk ama konuşmadı. Ağzını bıçak açmadı hatta, çorbasını içip mutfak denilen ama sadece
tezgah,lavabo ve tüpten oluşan yere tabağını bıraktı. Tavla oynayan ikiliye doğru ilerledi. Beyaz taşlara sahip olan orta yaşlarında sağcı bir adamdı; Kamildi ismi, sağolsun onunda çok yardımı olmuştu kendisine koğuşa ilk geldiği zamanlar. Elini Kamil abinin omzuna koyarken savaşın bakışları tavlanın öbür ucundaki, eline aldığı zarları öperek atan Tahsine çevrildi; Tahsin, Kamil abiden daha genç ve daha tavla aşığıydı. Koğuşta ki işi gücü makara olan elemandı kendisi, bulaşık sırası geldiğinde mutlu olan bir insandan bahsediyordu savaş. Herkes hem susa susa hem söve söve yaparken işini Tahsin herkesin aksine şarkı söylüyordu, ona arada eşlik eden diğer mahkumlarında neşesi yerine geliyordu. Savaşta dahil olmak üzere herkesle tavla oynamaya kalkışıyor, kendi hileleri sayesinde kazanıp herkesin koltuğunun altına tavlayı sıkıştırıyordu. Tahsinin hilelerinden bıkmış olan koğuş onunla tavla oynamamak için köşe kapmaca oynuyordu bazen. Bu durumu Tahsini güldürüyordu, koğuşla bu kadar iyi anlaşmasının sebebi herhangi bir siyasi görüşü tutmuyor oluşuydu. Tahsin gibi çok kişi vardı koğuşta, orhan amca da içlerinden sadece birisiydi.Kalanların siyasi görüşü olmaması başta siyasi görüşü olan herkesi üstlerine toplasa da zamanla herkes birbirine alışmıştı. Arada olan bu garip bağ savaşı hem mutlu ediyordu hemde geriyordu. Kendisini öğrendiklerinde hepsi birden kendisine saldırabilirdi, bunu düşünmesi gülüşünü solduruyordu.

"Ne diye yüzün düştü savaş?" Gözümün önüne doğru parmağını şıklatan Tahsine döndü dalıp gittiği yerden. Maske olarak gizlediği gülüşünü tekrar suratına geçirdi.

"Aman dalıp gitmişim işte, bir şeyim yoktur... Kim aldı bu eli?"

Tahsin yerinde kabarırken yine kazanan belliydi. Kamil abi kaşları çatık bir şekilde tahsini inceliyordu.

"Hilesi var oğlum, götünün çatalına pul veya zar mı saklıyor bilmiyorum ama bir şekilde kazanıyor. Bak ben 10 sene kahvehane işlettim her hileyi bilirimde bunun ki bir farklı." savaşın omzuna elini koyduğu Kamil abi isyan eder gibi açıklama yapmaya başlamıştı, araya Tahsin girse de Kamil abi engel olmuştu. Söyledikleri bitince hem gülümseyip hemde onu onaylamıştı esmer çocuk.

"Kamil abi onun hilesini sadece sen ben değil tüm koğuş bilemiyor. Bilsek herşey çözüme ulaşacak gibi." Tahsin taşları tavlanın içine hızla atarken kapattığı ve kolunun altına aldığı tavla ile yatağının yanına doğru ilerlemişti, karşılık vermeyi ise ihmal etmemişti tabii ki

"Öğrenirseniz banada haber verin... Dur, hilem yokki! Herşey şu marifetli ellerimde!" kolunun altında tuttuğu tavlayı dahada sıkı kavrarken söylediği sözlerle tekrar sırtı dönük olduğu yere dönmüş, elini kaldırıp parmaklarını oynatmıştı Savaşa ve Kamile doğru. Koğuşta bulunan birkaç kişi Tahsinin bu haline gülerken, onları izlyen kurtuluşun suratı ise gülmüyor aksine dahada sinirleniyordu. Yanında oturan orhan amca onu sakinleştirmeye çalışsa da işe yaramamıştı. Savaşın kendisine duvar örüp başkalarına çiçek açması onu deli ediyordu. Yerinden kalkmaya çalışsa da omzunu tutan Orhan amca engel olmuştu. Baktığı yerden gözlerini ayırıp Orhan amcaya dönmüştü şimdi

KURTULUŞ İÇİN SAVAŞLAR | BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin