22.04.24
"Ekmek, pirinç..." Kumral saçlı elindeki listeyi bir kez daha okurken bir taraftan da önünde duran market arabasını itiyordu.
Önünü gördüğü söylenemezdi fakat umrunda da değildi. Geçen hafta Jungkook ile yaşanan olay, beyninin bir yerlerinde açık kalmıştı bu sebeple bir şeylere odaklanmak konusunda oldukça zorlanıyordu.
Tam bir felaket olduğunu kabul etmek zorundaydı çünkü Jungkook o evden çıkana kadar uyumamıştı ki bu aldığı en saçma karardı. Jimin işe gitmek adına evden ayrılırken bile Jungkook, Yoongi'nin evindeydi. Belki Jimin'in daha önce uyuduğu o koltukta uyumuştu ya da... Daha fazlasını düşünmek istemedi kumral adam.
Bir haftadır aklını meşgul eden tek şey buydu ve aklını meşgul etmek adına eline geçen her şeye sarmıştı.
Şimdi tek başıma batarken, seni düşünmeyi bırakamıyorum
Mutfağındaki dolap kapaklarını boyamıştı önce ki bu ev sahibi ile uzun soluklu bir kavgaya girmesine sebep olmuştu fakat bunu da umursamıyordu. Bütün dolabını indirip kıyafetlerini ayırmıştı. Bütün evi dip köşe temizlemişti ve birinin ona engel olmasını dilemişti. Daha doğrusu Yoongi'nin ona engel olmasını dilemişti fakat o geceden sonra Yoongi'den de herhangi bir ses çıkmamıştı.
Gurur kırıcıydı.
Yoongi, Jimin'e birkaç kez daha Jungkook konusunda üzgün olduğunu belirten mesajlar atmıştı ama Jimin bununla idare edemiyordu. Yoongi'nin Jungkook adına özür dilemesini hazmedemiyordu. Daha da kötüsü Yoongi'nin kendisini bu konuya alet etmemesini hazmedemiyordu.
Aşk konusunda bilirkişi falan değildi Jimin ve Yoongi'nin çoğu hareketini de kendi istediği yöne çektiğinden emindi. Yoongi Jimin'i evine davet etti diye aşık değildi mesela, evinde kalmasını söylediğinde ya da jimin'e iltifat ettiğinde, Jimin ile uğraştığında...
Bunlar Yoongi'nin istediği "arkadaşlık" ilişkisi içinde yaptığı hareketlerdi.
Dahası Jimin, Yoongi'nin kendisinden hoşlanmadığını kulakları ile duyma fırsatını yakalamıştı.
Jungkook ile muhtemelen ilk olmayan şekilde tartıştıkları gece, Jimin'in puba gittiği gece, Yoongi jungkook'a açık bir şekilde kimsenin kalbinde yer etmediğini belirtmişti ve Jimin bunu düşündükçe utanıyordu.
Yoongi'ye arkadaş misali yaklaşırken içten içe onun için yanıp kül olmak iki yüzlülük müydü?
Sorunlarla dolu bir kara sevdalıyım
"Yavaş!" Büyük bir gürültü süpermarketin içinde koparken Jimin hissettiği direnç ile kendisini birkaç adım geriye kayarken buldu. Önüne bakmadan yürümenin dozunu kaçırmıştı ve başka bir adamın market arabasına bodoslama girmişti fakat işin kötü ya da tuhaf yanı o an için bu değildi. Market arabasına çarptığı adam dağınık siyah saçlarının altından tanıdık gözlerle kendisine bakıyordu.
Jimin onun kendisini tanıyıp tanımadığını kafasında tarttı bir süre.
Gergin yüz hatları olduğu gibi duruyordu. Epey büyümüş gözüküyordu ve Jimin onun böyle bir adam olduğunu gördüğü için garip hissediyordu. Üniversitede bıraktığı Taehyung, yedi yıl önce yollarını ayırdığı en yakın arkadaşı Taehyung, kocaman biri olmuştu. Üstündeki o çocuk heyecanı, pırıltıları kaybolmuştu, belli ki büyümüştü.
Bedenini öne doğru eğerek ağzından minik bir özür cümlesi mırıldandı Jimin.Taehyung onu tanımamış gibi gözüküyordu. Üstelik tanısa bile kim birden bire kendisi ile iletişimini koparan birini sevgiyle, özlemle selamlardı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
limerence | yoonmin
Fanfiction|tamamlandı| istemsiz, coşkulu, yoğun duygusal uyarılma