15.06.24
Taehyung, Jimin'in anlattıklarını büyük bir olgunlukla karşıladığında ve sessizce kahvelerini yudumlamaya devam ettiklerinde Taehyung'un balkonunda oturuyorlardı.
"İncinmeni istemiyorum." Balkondan içeriye eden ılık yaz akşamı rüzgarı ikisinin de saçlarını savurduğu esnada bir süredir var olan sessizliği bozdu Jimin.
Jungkook'un kendisine olan tavrından ve Yoongi'ye olan kör kütük aşkından Taehyung'a bahsetmek kolay değildi elbette, hele ki arkadaşı ben jungkook'a aşığım gibi cümleler kullanırken bunu yapmak o kadar da kolay değildi lakin doğru olanın bu olduğunu düşünüyordu Jimin. Jungkook'un Taehyung'a karşı ne zaman dürüst olacağını kestiremiyordu ve Taehyung'un aşk uğruna incinmesini istemiyordu.
Belki uğruna incinilebilecek en yüce duyguydu aşk fakat Jimin Taehyung'u düşündüğünde bunu akıl edemiyordu.
"Evliliğim neden bitmişti biliyor musun?" Taehyung durgun bakışlarını dışarıda dolandırmaktan vazgeçerek Jimin'e çevirdi. Açıkçası bu akşam duydukları pek içini açmamıştı fakat söylenenlere ne denirdi, ne yapılırdı emin sayılmazdı. Jungkook, hâlâ Yoongi'ye aşıksa ve buna rağmen kendisi ile böyle bir ilişki içinde bulunmayı tercih ettiyse Taehyung buna bir şey diyemezdi.
Seks ve aşk her zaman birbirini karşılayan ve birbirini gerektiren iki kavram olamayabiliyordu.
"Eşim, yani eski eşim başka bir adama aşık oldu." Taehyung sözlerine devam ettiğinde Jimin elinde tuttuğu bardağın kulbunu biraz daha sıkı kavradı.
Taehyung ile bu konuyu konuşmaktan her defasında kaçınmıştı. Haddini aşacak söylemlerde bulunmaktan ve merakının Taehyung ile olan ilişkisinin önüne geçmesinden korkmuştu. Şimdi ise Taehyung düğüm olmuş bi ip yumağının gevşemesi gibi yavaşça çözülüyordu.
"Onu hâlâ seviyordum, bana başka bir adamı sevdiğini anlatmaya çalışırken de yüzüme bana acırmış gibi bakarken de ve mahkeme salonunda karşı karşıya geldiğimizde de. Tüm bunlar olurken onu hâlâ çok seviyordum Jimin." Taehyung burada duraksayıp Jimin'in balkona geçtiklerinde fark ettiği ve küçük sehpanın üzerinde duran sigara paketinden bir dal çıkartıp yine paketin içinde sıkıştırmış olduğu çakmağı da çıkararak ince dalı ateşledi. Duman iki genç arasında ağır bir şekilde yayılmıştı. "Ama üstünden uzun zaman geçti. En başta öfkeden deliye dönmüştüm çünkü beni bir başkasını severek aldatmıştı, hak etmemiştim. Bilemiyorum, konduramadım bir türlü ona." Bir duman dalgası daha yayıldı balkona. "Şimdi ise böyle düşünmüyorum. Garip gelecek belki sana, belki onu hayatımın sonuna kadar affetmemeliydim de ama Jungkook ile tanıştıktan sonra bunu daha fazla düşündüm. Bazen aşk sandığımız şey bir yanılsama oluyor ve şimdi söyleyeceğim şey ağır olacak ama eğer eski eşimle birlikteyken Jungkook ile tanışsaydım onun yaptığını ben yapardım."
Jimin dudaklarına değdirmek üzere olduğu bardağı, içinden bir yudum almadan bardağı sehpanın üzerine bıraktı. Böyle bir açıklama beklememişti ve Taehyung gerçekten de ciddi şeyler söylüyordu. Bu söyledikleri Jungkook'a karşı duyduğu hissin derinliği açısından Jimin'i korkutacak kadar fazlaydı.
Taehyung yarısına geldiği sigarasından bir nefes daha çektiğinde Jimin de uzandı sehpanın üzerinde açık bir şekilde bekleyen kutuya. Diyecek bir şeyi yoktu ya da o kadar çok şeyi vardı ki ne söyleyeceğini bilemediğinden susma hakkını kullanıyordu. Aklındaki düşünceleri, fikirleri bir hizaya sokması gerekiyordu.
Az önce Taehyung'un yapmış olduğu gibi Jimin de dudakları arasına koyduğu ince dalı çakmak ile ateşledi.
Uzun zamandır ağzına sigara sürmediğinden ilk nefeste tıkanır gibi olsa da çabuk toparladı. Dumanın boğazında bıraktığı o acı tat gerilmiş vücudunun yavaşça yumuşamasına yardımcı oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
limerence | yoonmin
Fanfiction|tamamlandı| istemsiz, coşkulu, yoğun duygusal uyarılma