08.06.24
"Dikkatli ol." Yoongi hemen yanında duran ve altında aklını bulandıracak kadar kısa bir şort, üstünde de Yoongi'ye ait olan bir tişört ile kesme tahtasının üzerine koyduğu domatesleri kesen Jimin'e ithafen konuştu.
Küçük olanın minik eline oldukça büyük bir bıçak tutuştururken bunun yanlış olduğunu düşünmemişti fakat Jimin bıçağı dikkatsizce domatesleri kesmek için kullanırken endişe etmeden edemiyordu.
Üç gün önce küçük olanın tamamen es kaza bir şekilde mutfakta parmağını kesmesinin etkisi de bunda büyük olabilirdi tabi.
Yoongi kandan oldukça çekinen bir adam olarak Jimin'in parmağından hatrı sayılır miktarda kan aktığını gördüğünde hastaneye bile gitmek istemişti fakat Jimin kocaman kahkahalar atarak kendisi ile dalga geçtiğinde hastane fikrini dillendirmeyi bırakmıştı.
Üç gün boyunca da Jimin'i mutfağa sokmamak konusunda iyi iş çıkartmıştı Yoongi lakin bugün Jimin'in canına tak etmiş olmalıydı.
"Emredersiniz komutanım, çok dikkatli olacağım." Minik bir asker selamı ve dimdik yaptığı vücudu ile karşılık verdi Jimin. Yoongi'nin pimpirikli halleri ayrı bir tatlıydı ve bu noktaya gelebildiklerini düşündükçe delirecek gibi oluyordu.
"Dalga geçme Jimin. Ciddiyim, hatta mümkünse elindeki o şeyi hemen bırak ve sevgilinin senin için her şeyi halletmesine izin ver."
Küçük kıkırtı yine küçük olan mutfakta yankılandığında Yoongi kaşlarını çattı. Jimin ise elinde tuttuğu bıçağı bırakarak ocakta haşlanan makarna için sos hazırlığına girişmiş Yoongi'ye yanaştı. Bunu yapmak için iki adım atması yeterli olmuştu.
Yoongi'nin elinde duran kaşığı bir kenara koyduktan sonra ellerini büyük olanın boynuna dolayarak ikisini sıkı bir kucaklaşmanın içine çekti. Bunu seviyordu, kolları birbirleri etrafında dolanmış bir halde dururlarken zaman dursa ve sonsuzluğa adım atsalar Jimin asla şikayet etmezdi.
"Hyung, çok mu endişe ediyorsun?" Kafasını yan çevirerek yanağını Yoongi'nin omzuna yasladı Jimin ve sözlerinin büyük olanın kulağına daha iyi ulaşmasını sağladı.
Canı biraz oynaşmak da istiyordu tabi ama ocakta hâlâ pişen bir sos varken bütün evi yakmak gibi bir niyeti yoktu. Belki biraz öpüşürlerdi.
Yoongi, Jimin'in beline sardığı kollarını biraz daha sıkarak kulağına çarpan nefesi karşıladı. Sonra da ellerini küçük olanın sırtında bir aşağı bir yukarı sıvazlayarak bütün kıvrımların üzerinde zaman harcadı.
Bir erkeğe göre kalıplı olan kalçaya inmekten bilerek kaçınıyordu.
Jimin'in memnun mırıltıları mutfakta hali hazırda var olan seslere eşlik etti ve küçük olan başını yasladığı omuzdan kaldırarak Yoongi'nin dudaklarına minik bir öpücük bıraktı.
İlk adımın devamını Yoongi'nin getirmesi Jimin'in gururunu okşayan noktalardan biriydi ve bu sayede Jimin, Yoongi'nin de öpüşmek gibi aktiviteleri isteyip istemediği konusunda fikir sahibi olabiliyordu.
Beklediği aç hamle Yoongi'den geldiğinde derince inlemesi de bu sebeptendi. Yoongi'nin bütün tüylerini diken diken eden ve sempatik sistemini tamamen tetikleyen o sesi çıkartması bu sebeptendi.
İstendiğini biliyordu ve bundan memnun oluyor, haz duyuyordu.
Yoongi ellerini Jimin'in sırtında hareket ettirmeyi bırakıp sıkıca kenetledi ve dudakları arasına aldığı kalın dudakları tüketmeye başladı. Yapabilse Jimin'i daha yakınına çekmek isterdi fakat tehlikeli derecede birbirlerinin dibinde dururlerken onu daha da yakınına çekemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
limerence | yoonmin
Fanfiction|tamamlandı| istemsiz, coşkulu, yoğun duygusal uyarılma