11.05.24
"Sonra önüme pat diye atlamasın mı? Hayır başıma bir iş gelmese şaşarım zaten." Taehyung önünde duran kahveden yudumlayıp bacak bacak üstüne attı. Jimin'in evi bir süredir neredeyse her gün uğradığı mekanlardan biriydi ve şimdi de evin mutfağında oturmuş jimin'e bir şeyler anlatıyordu.
Kumral olan için de halinden memnun değil denemezdi. Evde yalnız kalmak hoşuna giden bir şey değildi zaten ve Taehyung'un boş olan bütün vaktini burada geçirmesini seviyordu. Kendisi ile bir şeyler paylaşmasını, tıpkı eskisi gibi hissettirmesini seviyordu.
"Sen de niye bıraktıysan, birine emanet edene kadar bekleseydin ya başında. Belli ki kafası pek yerinde değilmiş."
Jimin bu konuyu konuşmak istediğini pek sanmıyordu aslında fakat Taehyung'a sus da diyemiyordu. Yoongi'nin Jungkook'un yanına gittiği gece Taehyung'un başına gelenleri dinleme fırsatı yakalayamamıştı ve Taehyung şimdi olayın üstünden bir kez daha geçerken Jimin tüylerinin diken diken olduğunu hissediyordu.
Taehyung'un anlatmasına göre yola atlayan adam pek de iyi görünmüyordu ve kumral olan, o adamla bir şekilde empati kurabildiğini düşünüyordu. Bilerek atlamış olsun ya da olmasın Jimin'in de aklının pek yerinde olmadığı zamanlar olmuştu.
Hiç düşünmeden arabalarla dolu bir yola adım attığında lise sondaydı mesela ve bunu isteyerek yapmamıştı. Bunu kesinlikle isteyerek yapmamıştı lakin yaptığı için de kötü hissetmemişti. Sadece o an bütün bedeni onu yola doğru iterken karşı koymamıştı ve kendisi yaşlarındaki bir çocuk bitkin bedenini yolun ortasından çekip alana kadar da üstünde yavaş yazısı olan yolun ortasında öylece beklemişti.
Bir de bunu yaptığı için annesinden okkalı bir tokat yediği kısım vardı ki Jimin bunu hatırladıkça ağlayacak gibi oluyordu.
"Ne bileyim, gitmem için diretince üstelemedim. Zaten telefonla yanımda konuştu, illaki birileri gelmiştir yanına."
Boş bardağının kenarında parmaklarını gezdirdi kumral olan. Hikayede tüylerini ürperten başka bir detay daha vardı ve dürüst olmak gerekirse Jimin bu olasılığı düşünmek istemiyordu.
Jungkook'u hayatına almamak konusunda kesin bir karara sahipti ve bu
konu hakkındaki düşüncesi yarım santim bile gevşetilemezdi fakat Taehyung bir şekilde dahil olduysa da bunun ilk ve son olmasını diledi."Pek de keyifsizsin bugün. Bir şey mi oldu?"
Jimin başını iki yana salladı. Gerçekten de bir şey olmamıştı fakat şu kaza meselesi cidden canını sıkmıştı. Bir yandan Taehyung'un bahsettiği kişinin Jungkook olup olmadığını bilmek istiyordu ki bu kadar tesadüfün üst üste yaşanacağı ihtimali gözüne o kadar da yakın gelmiyordu fakat bu kişi düşündüğü gibi Jungkook ise de Jimin onun bunu bilerek yapıp yapmadığı hakkında kafa yormaya başlayacaktı, bunu biliyordu.
Konu Yoongi ise ve Jungkook bu sebeple böyle şeyler yapıyorsa, ki Jungkook'un Yoongi'yi yanına çağırdığını düşününce uzak bir ihtimalmiş gibi gelmiyordu, Jimin ne yapması, nasıl hissetmesi gerektiği konusunda bir kanıya varamazdı.
Sorun Yoongi değilse ama yine de bilerek böyle bir şey yaptıysa işte o zaman da gerçekten berbat ve mahcup hissederdi. Hele ki o akşam Yoongi'ye karşı astığı suratını düşününce gerçekten mahcup hissederdi çünkü Jungkook'un gerçekten yardıma ihtiyaç duyduğu bir zaman dilimi olabilirdi. Jimin açık bir şekilde ona yardım eden kişinin Yoongi olmasını istemezdi aslında fakat... Gerçekten karışıktı. Bu sebeple bu olanların gerçekten de kaza olduğunu düşünmeye çalıştı.
Jungkook o yola Taehyung'u görmediği için atlamıştı hatta daha da iyisi Taehyung'un önüne atlayan kişi Jungkook değildi ve Jungkook çok başka bir yerde sadece dikkatsizliği sebebiyle ufak bir kazaya karışmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
limerence | yoonmin
Fanfiction|tamamlandı| istemsiz, coşkulu, yoğun duygusal uyarılma