Bölüm 11:

26 5 1
                                    




<<< "Tanrı acımasız." >>>



"Hayır." Birsha oturduğu yerden ayağa kalkarken öfkeyle attı adımlarını. Onun öfkesini ne zaman görürsem göreyim asla alışamıyordum. Yine de benim verdiğim bu tepkiye rağmen Ziven'in pek umurunda değildi.

Birsha hala köpürüyorken, "Alınmayın küçük hanım, biraz aptalsınız, yani sizden bunu bekleyebiliyorum..." Ziven'e doğru elini sallayarak koltuğa yaslandı. "Ama sen?"

"Sen, gerçekten saf kas kütlesi misin? Nasıl düşünemezsin bunu!"

Ziven kollarını göğsünde kavuşturarak homurdandı. "Beni gören herkes niçin aynı tepkiyi veriyor? Tilda'ya bunu söylesem bile ne faydası olurdu ki? Yine de bunu yapacaktı. Bundan dolayı onunla olmam daha güvenilir olurdu! En azından aptalca ölmemesi için onu korurdum."

"Ağzınızdan çıkanları kulaklarınız duysun. Kimsenin öldüğü yok burada." Birsha öfkeyle söyledi sözlerini. Sonra bana döndü ve kaşları daha çok, sanki bir sonsuzlukmuş gibi çatıldı.

"Ne diye bakıyorsun öyle? Sadece basit bir plandı bu." Homurdanarak bakışlarımı kaçırdım. Birsha'nın böyle sinirlenmesine gerek yoktu ki. Burada sinirlenecek kişi ben olmalıydım aslında! Hatta sadece sinirlenecek tek kişi ben olmalıydım!

'Adam ölümden döneli yarım saat bile olmadı ama gelmiş bana bağırıyor yahu!' Alt dudağımı sırırken acıyla kapattım gözlerimi. "Ben aptal değilim." dedim Birsha'ya inatla. "Ne yapmam gerektiğini, yaptıklarımın sonuçlarını görebiliyorum."

Beni dinlemek zorundaydı. Kafese sıkışmış bir kuş değildim ben.

"Öyle mi?" Birsha iki elini koltuğa yaslayarak üzerime doğru eğildi. Siyah dalgalı saçları birer birer aşağıya doğru düştü. Nasıl da karaydı o gözleri. Gecenin aydın ayı bir minnet gibi tenine konuyordu.

"Nanny'yi o zindandan çıkarsaydınız ne olacaktı? Bir düşünün bakalım, ilk şüpheli kim olurdu? Elbette siz! Çünkü siz iki aptal sanki hiçbir sonucu olmayacakmış gibi kendinizi Wyche askerine gösterdiniz!"

"Tanrı aşkına, bu durumdan sağ çıkmanız için hiçbir yol yok. Önce seni bulurlardı, seni bulamazlarsa konuştuğun, ilişki kurduğun herkesi bulup işkence ederlerdi; Böylelikle yerini öğrenirlerdi. Wyche'in eylemleri pistir, Matilda!"

Onun ilk defa böylesine saf bir duygu gösterdiğini görüyordum. Şaşkınlıkla aralandı dudaklarım. Sonra o kara gözlere bakarken buldum kendimi tekrardan.

Ateş yanmıyordu. Işık parçaları Birsha'nın gözüne gelince işlevsiz kalıyor gibiydi. Bu adam nasıl böylesine sınırsız olabiliyordu?

"Peki." Kızaran kulaklarımı saklama umuduyla çevirdim başımı. Öfkemi hatırlamaya çalıştım. Öfkeliydim ben. Kırgındım.

Ve işe yaradı, öfkeyle şöyle dedim: "Beni dinleseydin, kendini teslim etmeseydin bunlar olmazdı! Niçin beni dinlemezsin ki zaten!"

"Sizin için bunu yaptığımı unutuyorsunuz galiba." Birsha inatla üzerime eğilmeye devam ediyordu. "Böyle nankör olmayı size şu herif mi öğretti?" Ziven'e dönen Birsha, dudaklarını büzmüştü. Ziven ise sanki hiçbir şey umurunda değilmiş gibi sırıtıyor, sırıtması büyüyordu.

"Belki." Ziven omzunu silkerek konuştu. "Ama benim gibi olsaydı biraz daha vahşi olurdu."

Birsha bıkkınlıkla devirdi gözlerini. "Tanrı aşkına, şu aptal herife nasıl tahammül edebiliyorsunuz? Elimde olsa şimdi öldüreceğim onu."

AnemoneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin