1

422 32 4
                                    

Buyrun ilk bölümümüz🥹 iyi okumalar♥️

🏎️





"Bay... Hamilton..?" Karşımda dünyaca ünlü f1 yarışçısı duruyordu ve... Pekala ekranlarda göründüğünden çok daha yakışıklıydı. Odunsu kokusu anında burnumu doldururken o da beni inceliyordu. Kısık gözleri yüzümdeki ifadeyi tartmaya çalışır gibiydi.

Ne kadar yakışıklı olduğunu söylemiş miydim?

"Bayan Sanders sizsiniz değil mi?" Sorusuyla sertçe yutkundum ve hızlıca kendimi toparlamaya çalıştım. Ne olursa olsun şu an karşımda danışmanlık için gelmiş biri vardı.

Ama böyle bir durumda ben de profesyonelliğimi koruyamazdım ki... Evet... Harika.

Kapıyı tamamen açıp elimle içeriyi işaret ettim. "Evet... Evet benim. Kusura bakmayın içeri buyurun lütfen."

Lewis nezaketen gülümseyerek içeri geçti ve elleri cebinde kısaca etrafı inceledi. Üstünde siyah bir tişört ve gri bol bir pantolon vardı. Birkaç adım daha atıp odanın tam ortasında durdu. "Güzel oda."

"Teşekkür ederim." Kapıyı kapatıp ayakta onu bekledim. Rahat olması gerekiyordu. İstediği zaman oturabilirdi. Bir yandan kafamda nasıl bu işin olamayacağını söyleyeceğimi düşünürken Lewis arkasına dönüp bana baktı. Yüzünde ciddi bir ifade vardı. "Kim olduğumu biliyorsun değil mi?"

Ses tonu egodan çok uzaktı. Daha çok duymayı beklediği bir şeyi sorar gibiydi. Yavaşça başımı salladım. "Evet."

"Pekala." Sol taraftaki koltuğa doğru ilerledi ve soran gözlerle bana baktı. "Oturabilir miyim?"

"Tabiki..." Dikildiğim yerde kendimi hareketlendirmem gerektiğini hatırlatarak çaprazındaki diğer koltuğa geçtim. Terapi defterimi elimde sıkı sıkı tutuyordum.

Derin bir nefes alıp ona baktım. Ellerini birleştirmiş ve hafifçe öne eğilmiş bir şekilde bana bakıyordu. Derin bakışları bir an beni afallatsa da çaktırmayarak duruşumu bozmadım.

"Öncelikle... Bay Hamilton-"

"Bana Lewis diyebilirsin." Yumuşak ses tonu içimi ısıtırken gülümseyerek onu onayladım. Bakışları gözlerimden gülümseyişime kaydığını fark ettiğimde hızlanan kalbimi umursamamaya çalışıyordum. Pekala bu sandığımdan daha zor olacaktı.

"Pekala Lewis... Öncelikle her ne kadar sana yardım etmek istesem de bunu yapamam." Sözlerim karşısında Lewis'in kaşları havalanırken duruşunu da dikleştirdi. Anlam veremediği aşikardı.

"Peki ama neden..? Ünlü olduğum için mi?" Sorusu sıkıntıyla dudaklarımı birbirine bastırmama neden olurken yavaşça başımı sağa sola salladım. Lafı dolandırmamın anlamı yoktu. Ayrıca daha fazla kokusuna odaklanıp dalıp gitmemek için kendimi zor tutuyordum. "Hayır yani... Daha önce tanınan danışanlarım oldu. Sorun bu değil. Sorun seni... Fazla biliyor olmam."

Kaşları çatılırken yüzünü incelememek için kendimi çok zor tutuyordum. Sadece bakışlarına odaklanmak bile çok zordu. Ki bu kadar derin bakan gözlere sahipken göz kaçırmamak ayrı bir güç gerektiriyordu. "Bayan Sanders üzgünüm ama... Sizi anlayabildiğimden emin değilim."

"Ceren yeterli... Ve..." Derin bakışlarıyla daha fazla savaşamayarak bakışlarımı önüme indirdim. Kendimi gerçekten liseli gibi hissediyordum. "Ben önceden büyük bir hayranınızdım. Yani... Oldukça değer veriyordum. Bu nedenle bir terapiye başlamamız hiç etik olmaz."

Sakince cevabını beklerken hala ona bakamıyordum. Gözlerimi önümden çekip ellerine oradan da yavaşça gözlerine çevirdim. Kahverengi gözleri beni bakışlarının altına hapsederken ışıltılı bir şekilde gülümsedi.

Terapist · lewis hamiltonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin