3

314 29 12
                                    

İyi okumalarr♥️ lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın♥️


🏎️


Gülümsemesi yüzünde tam anlamıyla yavaşça kaybolurken masaya doğru biraz kendini verdi ve ellerini masanın üstünde birleştirdi. Ah elleri gerçekten çok güzeldi. Bakışlarım ellerindeki dövmelerde gezinse de durgun ses tonuyla tüm dikkatimi tekrar yüzüne çevirdim.

"Son bir sene benim için... Biraz sıkıntılı geçiyor." Gözleri ellerindeydi ve doğru kelimeleri seçebilmek için duraksıyor gibi görünüyordu. "Hayatımda büyük değişiklikler oluyor. Bu yolda bazı insanlara da... Güvenemeyeceğimi biliyordum ama... Yine de deneyimlemek can sıkıcı bir durumdu." Kaşlarım şaşkınlıkla havalanırken sabırla onu dinlemeye devam ettim. "En korktuğum şey başıma gelecekmiş gibi hissediyorum."

Gözlerini kapatıp başını sağa sola salladı. Bunu aklına getirmek bile onu çok rahatsız ediyormuş gibi görünüyordu. Destek olmak istercesine bileğini hafifçe tuttum. Hala gözlerini açmamıştı. "Korktuğumuz şeyi söylemek onu gerçek yapmaz."

Sözlerimle gözleri aralanırken kahverengi gözlerini izledim. Bakışlarındaki kırgınlığı görebiliyordum. Bir zamanlar hayranı olduğunuz insanı bu kadar yorgun ve kırgın görmek gerçekten garip bir histi. Dudaklarını ıslatıp fısıldadı. "Yarışırken keyif alamamaktan korkuyorum."

Tepkimi ölçmek istercesine bakışları iki gözüm arasında mekik dokumaya başladı. Yavaşça başımı sallayarak dikkatimi tamamen ona verdim. Böyle bir şeyin gelebileceğini aslında tahmin etmiştim. "Yaptığın işte tükenmişlik yaşamak istemiyorsun. Çünkü bu senin sadece iş değil aynı zamanda ruhsal olarak beslendiğin bir şey."

"Tam olarak öyle." Bakışları elini tutan bileğime kaydığında arada kalsam da elimi yavaşça çektim. Belki de garipsemişti? Bu hareketim karşısında kaşları çatılırken devam ettim. "Hepimizin korktuğu şeyler var. Eminim korktuğun şey başına gelse bile bununla mücadale edebilecek motivasyonun vardır."

"Hiçbir zaman kaybetmekten korkmadım. Kaza yapmaktan bile... Ama beni asıl ben yapan, beni ayakta tutan şeyi kaybedersem benden geriye ne kalır?" Derin bir iç çekti. "Yine de haklısın. Bu her koşulda başıma gelecek bir şey değil. Sadece şu sıralar... Gelecekmiş gibi hissediyorum."

"Bir... Hayal kırıklığı yaşamışsın gibi hissediyorum. Anlatmak istemezsen anlarım. Böyle bir şey seni bunu düşündürtmeye ya da başına gelecekmiş gibi hissetmene neden olmuş olabilir mi?" Sorum karşısında yine dikkatli bir şekilde beni izlemeye başlarken sertçe yutkundum. Yüzümde bir şey mi vardı? Pekala böyle bakmaya devam ederse aklım yine uçup gidecekti.

"Gerçekten iyi bir terapistsin sanırım." Cevabı bir an için beni duraksatsa da genişçe gülümsedim. "Teşekkür ederim ama söylediklerimin işimle alakası yok. Sadece seni dikkatlice dinliyorum ve empati yapmaya çalışıyorum."

"Bunu her zaman yapar mısın?" Başını yavaşça omzuna yasladığında sol kulağındaki küpesi dikkat çekici bir şekilde sallandı. "Herkesi dikkatle dinler ve empati yapar mısın?"

"Sorumdan kaçıyormuşsun gibi hissediyorum ama evet." Yine ışıltılı bir şekilde güldüğünde onunla birlikte güldüm. Gamzeleri ve kırışan yanaklarıyla büyüleyici bir gülümsemesi vardı.
"Yani sevdiğim insanlar anlaşılmak istediğinde, onları anlayan birlerinin olması onları mutlu ediyor. Kimi etmez ki?"

"Sevdiğin insanlar..." Lewis başını sallayarak sırıttı. "O zaman beni de seviyorsun."

"Ne kadar hazır cevapsın!" Yüzümün yanmaması için içimden dualar ederken Lewis artık kendinden geçmişçesine gülüyordu. En azından modunu yükselttiğimi bilmek beni de mutlu etmişti.

Terapist · lewis hamiltonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin