6

337 36 5
                                    

Bölümümüz geldii🥹♥️ okuyucu sayımız çoğalıyor bu beni çok mutlu etti♥️ lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın keyifli okumalar♥️

Bölümümüz geldii🥹♥️ okuyucu sayımız çoğalıyor bu beni çok mutlu etti♥️ lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın keyifli okumalar♥️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


🏎️



Uçak yolculuğu aslında hızlı geçmişti. Havalimanına indiğimizde Lewis yorgun görünüyordu ki ben de öyleydim. Zaten uçaktan indiğimizde saat 11'e geliyordu.

Valizlerimizle havalimanından çıkarken Lewis yine güneş gözlüğünü ve şapkasını takmıştı. Kimse onu tanımamıştı ve böylece doğrudan bizim için bekleyen arabaya binebilmiştik. Şöfor gideceği yeri çoktan biliyormuş gibi hareket ediyorduk.

"İyi misin? Aç mısın?" Sorusu ona dönmemi sağlarken kahverengi gözlerine baktım. Bakışları uçakta dediklerini bana hatırlatırken yüzümün çoktan yanmaya başladığını biliyordum.

"İyiyim ve aç... Değilim." Cümlemi btitirir bitirmez bedenim beni daha da rezil etmek istercesine hareketlendi.

Yani karnım guruldadı.

Gözlerimi kocaman açarak yavaşça kırpıştırdım. Lewis'in bakışları çıkan sesle karnıma inip tekrar gözlerime çıktığında tek kaşını kaldırdı.

Harika.

"Eheh... Yani... Belki biraz..." İşaret ve baş parmağımı birbirine yaklaştırdım. "Minicik."

Lewis daha fazla dayanamamış gibi gülmeye başladığında bense utançla yüzümü ellerimle kapattım.

Şu sıralar evren beni ekstra rezil etmeye çalışıyor olabilir miydi?

Ellerimi yüzümden zorlukla çektim. Lewis gülüşünü güçlükle durdurup derin bir nefes aldı. Her güldüğünde mest olmaya devam edersem büyük işim vardı... "Geç olduğu için otelde yiyebiliriz ama yorgun değilsen şehirde bir yerde de yiyebiliriz."

"Yani çıkabiliriz... Bu arada hiç konuşmadık ama yarın yarışlar için bir yere gitmen gerekiyor mu?"

"Yarın bir yere gitmem gerekmiyor. Yani istersen..." Gözleri ilgiyle parıldırken devam etti. "Şehri gezebiliriz diye düşündüm."

"Yani ben... Çok isterim ama... Yarış için söyledim. Yani sen de sonrası için yorgun olma. Bu arada yarışlar ne zaman başlıyordu?"

Lewis'in gözleri sorumla kaçarcasına önüne döndüğünde kaşlarım çatık onu izledim. Başımı hafifçe eğip yüzünü görmeye çalıştım. Bir şeyler saklıyordu. "Lewis?"

Adını söyleyişim onu sanki onu elektrik çarpmışa döndürürken bakışlarımız kesişti. Bakışları ne kadar yoğun olsa da suçlu küçük bir çocuk gibi bakıyordu.

Pekala bu kadar masum bakmamalıydı.

"Yarışlar... 2 gün sonra başlayacak. Yani aslında biraz erken geldik." Cevabı kaşlarımı kaldırmama neden olurken tepkimi ölçmek istercesine yüzümü inceleyerek mırıldandı. "Kızmadın değil mi?"

Terapist · lewis hamiltonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin