Ceren, hayatındaki karmaşalarla boğuşan bir terapistti. Londra'daki ofisine yeni başvuran bir danışan ise hiç beklemediği biriydi.
Yani gençliğinde hayran olduğu f1 yarışçısı Lewis Hamilton...
Lewis; hızlı hayatı, bitmek bilmeyen yarışları ve üzerin...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🏎️
Gözlerimi zorlukla aralarken derin bir iç çektim. Alışkın olduğum odunsu ve büyüleyici koku burnuma dolarken istemsizce gülümsedim. İçim huzur dolmuştu.
Yanağımın sıcak bir tenin üzerinde yaslı olduğunun farkındaydım. Bilincimin yavaş yavaş bulutlardan yeryüzüne indiğini hissederken gözlerimi zorlukla araladım.
Gün belli belirsiz doğuyordu. Dünkü gün batımına nazaran bu seferki manzara çok daha kıyıdan gözükse de hala göz kamaştırıcıydı.
Dünkü demişken... Bakışlarım elimin altında duran göğüse sonrasında da bedenin sahibinin yüzüne tırmandığında gözlerimi kocaman açtım.
Lewis.
Gözleri kapalıydı ve derin nefesler alarak uyuyordu. Kirpiklerinin gölgesi göz altlarına vuruyordu ve...
Çok güzel görünüyordu.
Başımı zorlukla göğsünden kaldırdım ve oturduğumuz koltukta doğruldum. Hareketim onu biraz kıpırdandırtsa da huzurla uyumaya devam etti. Belimin biraz tutulduğunu hissetsem de huzurlu bir şekilde uyanmıştım. Ayrıca biz nasıl böyle uyuya kalmıştık? Dün...
Ah... Dün.
Lewis'in hazırladığı kokteylin devamında beni sarhoş edeceğini tahmin etmem gerekirdi. Ama tadı o kadar güzeldi ki birbiri ardına gelen bardaklara hayır demek çok zordu.
Konuştuğumuzu hatırlıyordum. Birçok şeyden babsetmiştik. Ama sonra...
'Dudakların çok güzel.'
Cümlem silik bir şekilde zihnimde yankılanırken kaşlarımı çattım. Belli belirsiz baş parmağımın dudağına dokunduğu bir görüntü gözümün önüne gelir gibi oldu. Hayır hayır hayır... Bunu gerçekten yapmış mıydım?
Yoksa... Yoksa öpüşmüş müydük?!
Kocaman olmuş gözlerle Lewis'e geri baktığımda uyumaya devam ediyordu. Bakışlarım dudaklarına kayarken kendi kendime fısıldadım. "Öyle bir şey olsa... Hatırlardım."
"Hıh?" Lewis derin bir iç çekerek gözlerini araladığında ona bakan bir çift göz görmeyi beklemiyormuş gibi bir an duraksadı. "Ceren?"
Yüzünde yeni uyanmanın getirdiği şapşallık ve beni görmenin şaşkınlığının tatlı bir birleşimi vardı. Gülümseyerek sırtımı dikleştirmeye çalıştım. "Günaydın."
