13| "dikkatli ol."

275 44 64
                                    

"Sevgili olduğunuzu söylememiştin?"

Donghyuck'un sorusuyla sessiz bir iç çektim, saat sabahın dördünü bulurken oyunlarımızı ve içmeyi bitirmiş, hızlı bir oda kapmaca oynamıştık.

Renjun gecenin ilerleyen saatlerinde oldukça rahatsızlanmıştı. Tuvaletten geri döndüğünde epey solgun görünüyordu, içkiye zayıf bir bünyesi olduğundan dolayı hızlı içmek ona dokunmuş olmalıydı. Rahatsızlandığı için olmalı ki bizimle pek iletişime geçmemişti, karnının ağrıdığını, başının döndüğünü söylediğindeyse içeri geçip yatmasını söylemiştik.

Donghyuck ile aynı odada kalıyorduk, aslında geçen haftalarda konuştuğumuz gibi Chenle ve Jisung, ben ve Jeno, Renjun ile Mark aynı odada olacaktı. Donghyuck ise tek yataklı olan odalardan birinde ya da koltukta yatacaktı bacağından dolayı. Bizim kaldığımız odada iki tane tek kişilik yatak, diğer üç odada ise çift kişilik yatak vardı.

Chenle, Jisung ve Jeno henüz uykularının gelmediğini söyleyerek salonda Playstation oynayacaklardı. Fakat onların oyunu ne zaman bitirecekleri muamma olduğu için ve muhtemelen sabahın köründe bitirecekleri için de onların odaya girip çıkma sesinden dolayı uyanmayı göze almak istememiştik. Bu yüzden Donghyuck ve ben aynı odada, farklı yataklara kendimizi atmıştık. Chenle ve Jisung'un kalmasını planladığımız odada ise Mark yatıyordu, koltukta yatması planlanan Donghyuck'un yerine koltukta yatacak olan kişi Chenle olacaktı. Çünkü salon şu vakitlerde doluydu ve Donghyuck bir an önce uyumak istiyordu.

Ancak Renjun'ün hastalanmasından sonra planlarda değişiklik yapmıştık ve uyanık olanlardan birinin onu kontrol etmesi gerektiğinden Jeno'nun bu görevi üstlenmesinde karar kılıp onu Renjun'le aynı odaya atmıştık. Belki ateşi yükselirse müdahale edebilirdi, zaten Jeno'nun hasta bakımı tecrübeleri gayet iyiydi. Her hasta olduğumda benimle birlikte okulu asmış olur, annem ve babam mesaide olduğu için benimle bir güzel ilgilenip çorbalar yapardı.

Jeno'nun yanımda olmasına ihtiyacım vardı, yalan söylemeyi çok iyi beceriyordu sonuçta. Donghyuck'un sorusuna ne yalan söylesem diye düşünüyordum.

"Şey... Aslında bana teklif etmişti ama ben düşüneceğimi söylemiştim. Sen hoşlanıp hoşlanmadığımı sorduğunda gerçekten de hoşlandığımı fark ettim ve yemek hazırlarken yalnız kaldığımızda direkt evet dedim."

Tek nefeste ne kadar yalan uydurabiliyorsam uydurdum, Jeno'dan tam anlamıyla nefret ediyordum. Tanrım, beni düşürdüğü durum canımı sıkmaya başlıyordu.

"Anlaşıldı." dedi Donghyuck. Beline kadar örttüğü yorganı omuzlarına değin çekti ve gözlerini ovuşturdu.

Konuşmamızın bittiğini düşünüp gözlerimi kapattığım sırada yeniden konuştu.

"Sungchan'dan sonra Jeno ha? Hokey oyuncularından hoşlanıyorsun galiba."

Yutkundum, ne yapıyorsam Sungchan'a geri dönme umuduyla yapıyordum ve sanırım bu yanlış anlaşılıyordu. Gerçi, ortada büyük bir yanlış anlaşılma olduğunu tasdiklemem gerekirdi. Ne de olsa bir oyun oynuyorsak herkese oynuyorduk, ne yazık ki hislerimi açıkça anlatabileceğim bir arkadaşım yoktu.

Jeno bile artık arkadaşım değildi.

Bir anda içime buhran düştü, sıkıntılı nefesler almaya başladım ve neye bulaştığım hakkında endişelenmeye devam ettim.

Yanlış yapıp yapmadığımı düşünüp duruyordum şu sıralar, bu kadar alçakça bir oyunla Sungchan'ı elde edebileceğimi mi düşünüyordum yani ben? Sungchan bizi gördüğünde bana olan özlemi bile biterdi sinirden. Çünkü Jeno'nun da dediği gibi Sungchan, sevgililiğimizin son aylarında oldukça kıskanç tavırlar gösteriyordu ve artık Jeno'yu bile kıskanmaya başlamıştı. Sonrasında da zaten ona katlanamamış, ilişkimizi bitirmiştim.

bet you wanna | nominHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin