yirmi beş

254 45 28
                                    

JUNGKOOK

"Ne demek mezuniyetine gelmemi istemiyorsun? Ben senin annenim, eminim herkesin ailesi orada olacaktır." dedi annem elindeki çay tepsisiyle bana bakarken, gelmesini istemediğimi duyunca olduğu yerde kalakalmıştı.

"Lise mezuniyeti mi bu?" Gözlerimi devirdim, "Gelme diyorsam gelme."

"Jungkook," Yavaşça karşımdaki koltuğa oturdu, "Ailenin orada olmasını gereksiz bulduğun için mi gelmemi istemiyorsun, beni ailen olarak görmediğin için mi?"

"Seni ailem olarak görmüyorum," söylerken çok rahattım, kalbinin kırılması umurumda bile değildi, "Ve sen bunu zaten biliyorsun."

"Benim sayemde o üniversiteyi bitirdin."

"Babam sayesinde, akıllı adammış ki doğduğum anda üniversitem için para biriktirmeye başlamış." önümdeki çaydan bir yudum aldım, "Kocana kalsa o parayı da harcardı ve sen sesini bile çıkartmazdın, o yüzden sakın benim sayemde deme."

"Sırf yeniden evlendim diye-"

"Dayong'la evlendin diye." lafını kestim, "Bir kadın olarak kendine saygın olmamasına bir şey diyemem, seni döven, aşağılayan bir orospu evladıyla evlenmen beni alakadar etmez ama bir anne olarak görevini yerine getirmedin, bu yüzden de annem değilsin ve mezuniyetimde orada olmayacaksın."

"Çok acımasızca şeyler söylüyorsun."

Güldüm.

"Yemek kokusu geliyor mutfaktan, yemek yapıyorsun..." dedim, "Babama bir kez bile yemek yapmadın."

"Junghyun yemek yapmayı severdi."

"Yine de yorgun olduğu bir gün ufak bir jest yapabilirdin, çok komik ama, şimdi yorgun olan sen de olsan o yemeği yapmak zorundasın değil mi? Yoksa seni dövüyor."

Bir şey söylemedi.

"Boşanmayı bir kez bile düşünmedin, ne sana vurduğunda ne bana, kalkmış bir de mezun olacak yaşa geldiğimde annem olduğunu hatırlıyorsun."

Ayağa kalktım, çayım bitmişti.

"Boşanmak nasıl bir şey bilmiyorsun." dedi.

"Sen de bilmiyorsun." kapının önüne geldiğimde göz ucuyla bir kez daha anneme baktım, oturduğu yerden beni izliyordu.

"Boşanamasam bile öyle bir adamla evli kalacağıma kendimi öldürürdüm, yerinde olsam bu hayatı yaşayacağıma kendimi öldürürdüm." dedim, tepkisini bile beklemeden evden çıktım.

Gözlerimi açtığımda beni küllü, dalgalı saçlar karşıladı, Taehyung arkasını dönmüş ve yastığına sarılmış bir şekilde uyuyordu.

Gözlerimi birkaç kez kırpıp ayılmaya çalıştım, annemi son gördüğüm zamanki konuşmamız ara ara rüyalarıma girerdi, öyle ki artık etkilenmiyordum bile.

Usulca Taehyung'a sırnaşıp sarıldım, dudaklarından ufak bir mırıldanma çıktı.

"Uyandın mı?" diye sordum, cevap vermedi. Kaldığımız otele dün gece gelmiştik, Tongyeon limanının hemen karşısında, eski bir binaydı. Dün gece günah çıkartmaya geldiğinde bana yaptığı şey o kadar hoşuma gitmişti ki arabayı Tongyeon'a kadar zor sürmüş, gördüğüm ilk otele kayıt yaptırıp onu odamıza çekmiştim.

Geceyarısı Duası || TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin